Sesli Makale

Bu başlığı atmak zor biliyorum. 

Ama gerekçelerim var. Bu yazıyı yazmak akıntıya karşı kürek çekmek gibi. Ama yazılması gereken bir yazı. Bu memleket ne çekiyorsa popülizmden çekiyor. O parti ne veriyorsa beş fazlasını veriyorum diyen parti anlayışı ülkemizi bir yere götüremez. 

Ben zaman zaman bu tür yazılar yazıyorum. EYT çalışması yapılırken ben bu yasayı çıkarmayın yanlış olur diyenlerdenim. Şimdi 16 milyon emekli var. Bu sistem ekonomiyi zora soktu. 40’lı yaşlarda emekli olan onca insan var. Bu yükü devlet nasıl taşısın. Avrupa 4 kişi çalışıyor bir kişi emekli oluyor. Fransa’da emeklilik yaşı 68’e çıkartıldı. 

Avrupa ülkeleri emeklilik yaşını yükseltiyor. Biz ise daha genç yaşta emekli ediyoruz. Bu sistemle emekli olan ve olacak olan 5 milyon kişi var. Türkiye’de ise 1,62 kişi çalışıyor 1 kişi emekli oluyor. Ülke nasıl düze çıksın. 

11 ilimizde deprem oldu. Bu depremin maliyeti 100 milyar dolar. Bu maliyet bile EYT maliyeti yanında azdır. Deprem maliyeti geçicidir. Ancak EYT ile her yıl deprem maliyeti ortaya çıkıyor. CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu neredeyse lise mezunlarını bile emekli edecekti. Emeklilere 15 bin TL her bayramda ikramiye verecekti. Kesenin ağzını açtı. Bol keseden vaatlerde bulundu. Hani kaynak nerede? Kılıçdaroğlu, deprem bölgesindeki konutları bedava vereceğini söyledi. Vatandaşımız kaynak nerede, boş vaat diyerek inanmadı. 

Rahmetli Demirel eskiden iki anahtar vaat etmişti. Herkese ev, herkese araba demişti. Seçimleri kazandı ama ne araba var ne ev var. Elimizdeki arabalar da gitti. Bu hükümet döneminde en büyük yanlış EYT’nin çıkması oldu. Cumhurbaşkanımız EYT’ye karşı idi. Ama muhalefet ve bazı partililer aman EYT’yi çıkaralım seçim kaybederiz dediler. 

Hâlbuki Cumhurbaşkanımız her zaman gerçekçi oldu. Milletimiz ona güvendi. O nedenle yıllardır tek başına iktidar oluyor. 

Milletimizin feraseti vardır. Gelelim asgari ücret meselesine. Asgari ücrete zam yapılacak. Bu zamdan sonra gelsin yeni zamlar. Evini kiraya vermek isteyen vatandaş hemen zam yapıyor. Markette peynir satan şahıs basıyor zammı. Ayakkabı üreten basıyor zammı. Asgari ücret daha eline geçmeden buhar olup uçuyor. Şu ana kadar devletimiz yüzde yüz on dört zam yaptı. 

Rekor artışlar oldu. Peki, oldu da iyi mi oldu? Elbette olmadı. Bu para eridi gitti. 

Bir ilçede yaşanan bir olaydan bahsedeyim. Kiraya 7 bin TL isteyen bir vatandaş asgari ücret 11402 olunca hemen zam yaptı. Kirayı 9 bin TL’ye yükseltti. Değerli okuyucularım asıl olan, önemli olan alım gücünün artmasıdır. Siz asgari ücreti 30 bin yapın ne olacak? O zaman peyniri bin TL’ye yiyeceksin. Eti 2 bin TL’ye yiyeceksin. 

Paranın değerini korumak lazım. Para pul olursa zammın bir önemi kalmaz. 

Öte yandan kamuda tasarruf yapılmalıdır. Makam araçları bakanlar ve genel müdürler hariç kaldırılmalıdır.