- Sabah aylar sonra ilk kez görüştüğü zaman Burçin Atilla çok haklı olarak kendini tutamadı, sinirleri boşaldı. Kararı beklerken adliyenin kafeteryasında “Merhaba” demek için elini sıktığımda titremekte olduğunu hissettim.
- Bu, aynı zamanda artık iyi bir gazeteci olamayacağımı da anladığım andı. Gençken kamusal alanda çok bilmiş bir şekilde dolaşırken insanların özel alanlarına daha rahat girmeyi bir hak zannediyordum. Ama bu defa son derece tedirgin ve endişeli olan Burçin Hanım’ı gereksiz soruyla rahatsız etmeye girişemedim.
- Sonra çağırdılar bizi ve hep birlikte salona girdik.
- Atilla, öpücüğünü yolladıktan sonra yerinde ayakta beklemeye başladı. Bembeyazdı yüzü, anladığım kadarıyla içi katılaşmış durumda artık gözyaşı bile dökemiyordu.
- Karar okunurken de hislerini açığa vuramadı. Karısı ise başını ellerinin arasına aldı ve öylece kaldı.
- Uzun süre çıkamadı o durumdan. Oradan kocasıyla birlikte çıkma umudu, jüri sözcüsü kadının ağzından çıkan bir “Suçlu” kelimesiyle yıkılıp gitmişti.
- Ben bu yazıyı, konuyu Habertürk TV’de anlattıktan sonra mahkeme salonunun dışında yazıyorum.
- İçim tükenmiş gibi bunca yıllık tecrübeme rağmen davada gördüğüm insani trajediler bende kalıcı bir iz bıraktı, bunu hissediyorum.
- Bu salonu yine görmek istemiyorum ama bunun da gerçekleşmeyeceğini hissediyorum. Çünkü hep söylediğim gibi. Bu dava ABD’nin Türkiye’ye yönelik bir açılış davasıydı. Ve bu amaçları uğruna hemen herkesin suçsuz olduğuna inandığı bir insanı harcamaktan da kaçınmadılar.
Habertürk
4 Ocak 2018
YORUMLAR
1971 kez izlendi
2107 kez izlendi
982 kez izlendi
1301 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.