Sesli Makale

Dur, konuya gelecem de...

Girişim biraz konu dışı olsun; başlıktaki “kaset” işi malumunuzdur.

Bu “kaset işi” Türkiye’de çok şeyi değiştirdi.

Bir “kirli proje”nin aracı oldu.

Bu kaset işi, bugünkü “gerilim” ortamının müsebbibi!.

Bu kaset işi “paralel yapımı.”

Çok önemli, çok çok önemli.

Bütün Türkiye’yi mağdur eden bir mevzu bu, hepimiz bedelini ödüyoruz!

Demem o ki, bu mesele çok  önemli bir mesele.

Paralel kalkışmanın öncü mesajı!..

Bir hazırlık, sıradan bir olay değil.

Onun için bendeniz ve milyonlarca vatan evladı “kaset olayı”nın hatta “olayları”nın arka planını en ince ayrıntısına kadar bilmek isteriz.

Ne varsa bilinsin.

Bilinsin ki, ülkenin başına belâ olan bu “kirli proje” iyice açığa çıksın ve rezil hakaretinden dolayı milletimizin tepkisini çekmiş olan kafadaki maske iyice insin!..

Derin sol, paralel ittifakının temellerine inilsin!..

•

Aziz milletimiz gerçekleri bütün çıplaklığı ile görsün ve Yeni Türkiye’nin yolu iyice açılsın!..

Paralel’in maskesi iyice düşsün!..

•

Evet, yazının asıl konusuna geleyim artık...

Efendiiiim:

O rezil hakarete ne tepki ne tepki...

Memleketimin insanıyla bir defa daha gurur duydum.

Tükürükle boğdular edepsizliği!

•

O rezil hakareti işitip de tepki vermeyenler arasında bir tane şereften nasip almış yoktur!..

Parti, pırtı meselesi değil; her yerde onurlu insanlarımız var ve gerektiği zaman ortak tepki verebiliyorlar.

Sonra ne oluyor?

O “kaset fırlatması” zihniyet kıvırıyor.

---Şey, demedik.

---Dedik de öyle demedik.

---Yani öyle dedik de aslında öyle demek istemedik.

-Dedik ise, aha (böyle) olalım!..

•

Seni kaset fırlatması zihniyet seni!..

Söylediğinin tevili yok, kıvırmak işe yaramaz...

Bitmişsiniz!

Eeee sen “bitene” değil de, “bitirene” bak!

“Söyleyene” değil de “söyletene” bak!..

•

Her oluştan ibret alacaksın, mesaj çıkaracaksın.

Hiçbir oluş boşuna değil.

Kuşun her hareketinde bir hikmet var, her kanat çırpış kainat içinde bir anlam ifade ediyor, biz göremesek de bu böyle.

Olaylar ders alabilmemiz için...

Yaşadığımız her olayın bir mesajı var...

Sözgelimi “İHANET”e mi uğradın...

“Vay bana bu yapılır mı?” diye düşünmek tabiidir ama işin tefekkür tarafında “Acaba ne yaptım da bu ihanete uğradım”? sorusuna cevap aramak olmalıdır.

Herkes kendisine haksızlık yapıldığını düşünür ama “Kendisine yapılan haksızlıkta bile bir mesaj olduğunu” tefekküre yanaşan pek azdır.

 “Ölmeden ölünüz!..” 

Nefsini öldür ve ne kadar kul varsa helallik alman gereken, geç olmadan al!..

Bir başka mesaj:

Ağzından çıkana kadar laf senin esirin, çıktıktan sonra sen lafının esirisin!..

Bir “laf” var bir de “af.”

Diyelim ki rezil bir lâf ettin.

Af dile!..

Ayaklara kapan!..

Biz, şerefli insanlar olarak bu şerefsiz lafları af edebiliriz.

Belki de hakaretin direkt muhatabı olan kıymetli büyüğümüz de eder.

Bakarsın kötü yoldan kurtulur, adam olma yolunda bir “milim” de olsa mesafe kat edersin.

Senin yaptıklarından çok daha kötüsünü yapanları “Cennet”le müjdeleyen inancımız seni de kuşatır bakarsın.

Tövbe kapısı kapalı değil.

Şu an itibarı ile çok ahlâksız; çok şerefsiz, çok alçak, çok mezhepçi, çok kaset fırlatması bir görüntü arz etsen de...

Kurtuluş için “inşallah” geç değil.

Özür dile ve tövbe et!..

Hiçbir şey boşuna değil; hiçbir oluş boşuna değil.

Ben bu yazıyı boşuna yazmıyorum elbet; bu çağrım da senin sandığın gibi kör tesadüflerin eseri değil.

Seni kandırmışlar, sen zannettiğin gibi maymundan gelmedin!

Gayret et, sen de düşünebilirsin!..

Hadi corç, tövbe et, ondan sonra, gelmişini geçmişini, sülaleni araştırmak bize men edilmiş zaten!..

Özür dile, tövbe et; “Artık adam olmaya karar verdim. Artık insan olmaya karar verdim.

Ben kör tesadüflerin eseri değilim.

Ben bugüne kadar zannettiğim ya da zannettirildiğim gibi maymundan gelmedim!..

Ben bir insanım.

Ve insanlığın gereği de özür dilemeyi, helallik istemeyi bilmektir.

Özür diliyorum.

Ve tövbe ediyorum!”

De hadi ölmezsin!..

•

Adam olmak için hâlâ geç değil!..

Hey meeeen!..

Hadi adamıııım!..

Yapabilirsin!..

Hadi ama, neyin var senin!..

YeniAkit
9 Nisan 2016