SİYASET
Serdar Arseven : “Sayın Erdoğan’a hakarete tepki gösterdim, mahkûm oldum!..”
28 Ekim 2014...
H.Ş.
O günlerde Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ne kadar büyük bir lider olduğunu, mertlik ve dürüstlük sembolü olarak gönlünde ne büyük yer tuttuğunu anlata anlata bitiremezdi…
Sonra, “nedense” pek değişti, AK Parti’nin Meclis’e taşıdığı H.Ş.
•
Onun vekil olmasının millete, memlekete, AK Parti’ye ne gibi bir yararı oldu bilemem ama AK Partililerin onun tercihinden dolayı bir yerlere “laf” yetiştirmek mecburiyetinde kaldıkları ortada.
Vekil olduğu halde bir kanalda yorumculuk yapması tepkiyle karşılanırken, Ak Parti yönetimi onu “tam kadro” savundu, tepkilere göğüs gerdi.
Programın yapımcısı Ş.B. de yapılan işin ne kadar normal olduğunu anlatmak için, “Bizim programların olduğu Cuma, Cumartesi, Pazar ve Pazartesi, zaten onun İstanbul’da olduğu akşamlar” dedi.
Haftada kaç gün ki;
Cuma, Cumartesi, Pazar, Pazartesi!..
•
Baktık, işler böyle giderken bir şeyler oldu.
H.Ş., malûm sebeplerden dolayı tavır değiştirdi.
Demediğini, yazmadığını bırakmadı ve istifa etti.
Bunları yaparken de, “başka yapılar, yapılanmalar” hakkındaki binlerce belgeyi, bilgiyi pek de dikkate almadı.
Bilemiyorum; belki de “inancı” ona, bunların “normal işler” olduğunu telkin etti.
Sayın Recep Tayyip Erdoğan H.Ş.’nin tavırlarına ilişkin bir soruya karşılık verirken, “Eğer dürüstse milletvekilliğinden ayrılır, çünkü bağımsız olarak bu parlamentoya gelmedin” demişti ama…
H.Ş., Sayın Erdoğan ile aynı görüşte değildi.
H.Ş. böyle bir “inanca” sahipti.
Neyse ne…
Ben işin başka tarafındayım…
O meşhur “tuzluk” edebiyatını biliyorsunuz…
Mevzu bu.
Yeni Akit gazetesine ve diğerlerine açılan uğraştırma amaçlı binlerce davaya bir yenisi eklendi.
Bu kez, Milletvekili H.Ş.’nin “tamamen kişisel” meselesi…
H.Ş., “tuzluk” lafına çok alındı.
Twitterden takip ettiğimiz hukukçu Gürkan Özkaynak’a dava açtı.
H.Ş., o davayı kazandı.
Gürkan Özkaynak mahkûm oldu.
Elimin altında Gürkan Özkaynak’ın konuya ilişkin açıklaması var…
Okuyalım mı?..
Buyurun:
“Sn. Cumhurbaşkanımızın şahsına ve aile efradına, camiamızın müntesiplerine alenen tahkire tepki vermek saikiyle; soruşturmanın ilerleyen safhalarında karakolda da verdiğim ifadede belirttiğim üzere bir gazete muhabiri ile (malûm) yapıda etkili bir konumda bulunan S. isimli şahsın telefon görüşmelerinde ‘İstersek tuzluğu milletvekili seçtiririz!’ şeklinde milletin iradesini alaya alıcı ve hor görücü üslubuna tepki vermek amacıyla HAKARET KASTIM OLMADAN ‘tuzluk’ ibaresini H.Ş’nin kendisinin açıkça bu yapıdan taraf olduğunu ilan etmesi hasebiyle H.Ş. isimli şahsa karşı kullandım.
Yazmış olduğum Twitte her ne kadar bu lafzın tırnak işareti içerisinde kullanıldığı açık olsa da soruşturmayı açan Sn. Savcı’nın iddianamede bunu es geçmesi hukuka ve kanuna aykırılık arz etmektedir. Ancak her nasılsa mahkeme iddianameyi kabul ederek kovuşturma safhasına geçiş yapmıştır. Milletvekili, siyasetçi ve kamuya mâl olmuş kişilerin kendilerine karşı yönelen sert üsluplu sözlerin hakaret değil de ‘eleştiri’ olarak değerlendirilmesi gerektiği hususunda Yüksek Mahkeme’nin ve AİHM’nin vermiş olduğu kararlara aykırı olarak hakkımda adli para cezası verilmiştir.
Mahkeme hukuka, kanuna ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı bir karar vermiştir.
Şöyle ki;
1-Bir siyasetçiye yönelik getirilen eleştirinin kabul edilebilir sınırları, özel bir şahsa getirilen eleştirinin sınırlarına göre daha geniş olması gerektiğini göz ardı edilmiştir.
2-Bir siyasetçi her eylem ve söylemini özel şahıstan farklı olarak bilerek ve kaçınılmaz bir biçimde halkın yakın denetimine açar; dolayısıyla daha geniş hoşgörü göstermek zorundadır.
3-Siyasetçiye getirilen eleştiri nezaket dışı, kaba ayrıca kışkırtıcı olsa dahi, bunun kaba bir eleştiri olarak görülmesi gerekmektedir.
Bu ilke ve görüşler dikkate alındığında somut olayda Türk Ceza Yasası’nın 125. maddesinde düzenlenen Hakaret suçunun tipikliği oluşmamıştır.
Mahkeme’nin hakkımızda vermiş olduğu karara yönelik itiraz yoluna başvuracağız.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Gürkan Özkaynak (Hukukçu, Türkiye Gençlik Vakfı Adana İl Temsilcisi)
Evet, Sayın Gürkan Özkaynak’ın açıklaması böyle.
Mevzuun özeti, tuzluk dâvâsı “netekim”!..
•
Ha arada unutmadan;
HSYK’nın yeni üyeleri göreve başladı.
Yeni görevlerinin hayırlı, “verimli” olmasını dilerim.
BENDENİZDEN BİR DÖRTLÜK:
Dün öyle olur bugünse böyle,
Pozisyonlar değişir azizim,
Sen kaleyi sağlam tut, güvenme,
Top bu, “yuvarlak”tır netekim!..
YeniAkit
H.Ş.
O günlerde Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ne kadar büyük bir lider olduğunu, mertlik ve dürüstlük sembolü olarak gönlünde ne büyük yer tuttuğunu anlata anlata bitiremezdi…
Sonra, “nedense” pek değişti, AK Parti’nin Meclis’e taşıdığı H.Ş.
•
Onun vekil olmasının millete, memlekete, AK Parti’ye ne gibi bir yararı oldu bilemem ama AK Partililerin onun tercihinden dolayı bir yerlere “laf” yetiştirmek mecburiyetinde kaldıkları ortada.
Vekil olduğu halde bir kanalda yorumculuk yapması tepkiyle karşılanırken, Ak Parti yönetimi onu “tam kadro” savundu, tepkilere göğüs gerdi.
Programın yapımcısı Ş.B. de yapılan işin ne kadar normal olduğunu anlatmak için, “Bizim programların olduğu Cuma, Cumartesi, Pazar ve Pazartesi, zaten onun İstanbul’da olduğu akşamlar” dedi.
Haftada kaç gün ki;
Cuma, Cumartesi, Pazar, Pazartesi!..
•
Baktık, işler böyle giderken bir şeyler oldu.
H.Ş., malûm sebeplerden dolayı tavır değiştirdi.
Demediğini, yazmadığını bırakmadı ve istifa etti.
Bunları yaparken de, “başka yapılar, yapılanmalar” hakkındaki binlerce belgeyi, bilgiyi pek de dikkate almadı.
Bilemiyorum; belki de “inancı” ona, bunların “normal işler” olduğunu telkin etti.
Sayın Recep Tayyip Erdoğan H.Ş.’nin tavırlarına ilişkin bir soruya karşılık verirken, “Eğer dürüstse milletvekilliğinden ayrılır, çünkü bağımsız olarak bu parlamentoya gelmedin” demişti ama…
H.Ş., Sayın Erdoğan ile aynı görüşte değildi.
H.Ş. böyle bir “inanca” sahipti.
Neyse ne…
Ben işin başka tarafındayım…
O meşhur “tuzluk” edebiyatını biliyorsunuz…
Mevzu bu.
Yeni Akit gazetesine ve diğerlerine açılan uğraştırma amaçlı binlerce davaya bir yenisi eklendi.
Bu kez, Milletvekili H.Ş.’nin “tamamen kişisel” meselesi…
H.Ş., “tuzluk” lafına çok alındı.
Twitterden takip ettiğimiz hukukçu Gürkan Özkaynak’a dava açtı.
H.Ş., o davayı kazandı.
Gürkan Özkaynak mahkûm oldu.
Elimin altında Gürkan Özkaynak’ın konuya ilişkin açıklaması var…
Okuyalım mı?..
Buyurun:
“Sn. Cumhurbaşkanımızın şahsına ve aile efradına, camiamızın müntesiplerine alenen tahkire tepki vermek saikiyle; soruşturmanın ilerleyen safhalarında karakolda da verdiğim ifadede belirttiğim üzere bir gazete muhabiri ile (malûm) yapıda etkili bir konumda bulunan S. isimli şahsın telefon görüşmelerinde ‘İstersek tuzluğu milletvekili seçtiririz!’ şeklinde milletin iradesini alaya alıcı ve hor görücü üslubuna tepki vermek amacıyla HAKARET KASTIM OLMADAN ‘tuzluk’ ibaresini H.Ş’nin kendisinin açıkça bu yapıdan taraf olduğunu ilan etmesi hasebiyle H.Ş. isimli şahsa karşı kullandım.
Yazmış olduğum Twitte her ne kadar bu lafzın tırnak işareti içerisinde kullanıldığı açık olsa da soruşturmayı açan Sn. Savcı’nın iddianamede bunu es geçmesi hukuka ve kanuna aykırılık arz etmektedir. Ancak her nasılsa mahkeme iddianameyi kabul ederek kovuşturma safhasına geçiş yapmıştır. Milletvekili, siyasetçi ve kamuya mâl olmuş kişilerin kendilerine karşı yönelen sert üsluplu sözlerin hakaret değil de ‘eleştiri’ olarak değerlendirilmesi gerektiği hususunda Yüksek Mahkeme’nin ve AİHM’nin vermiş olduğu kararlara aykırı olarak hakkımda adli para cezası verilmiştir.
Mahkeme hukuka, kanuna ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı bir karar vermiştir.
Şöyle ki;
1-Bir siyasetçiye yönelik getirilen eleştirinin kabul edilebilir sınırları, özel bir şahsa getirilen eleştirinin sınırlarına göre daha geniş olması gerektiğini göz ardı edilmiştir.
2-Bir siyasetçi her eylem ve söylemini özel şahıstan farklı olarak bilerek ve kaçınılmaz bir biçimde halkın yakın denetimine açar; dolayısıyla daha geniş hoşgörü göstermek zorundadır.
3-Siyasetçiye getirilen eleştiri nezaket dışı, kaba ayrıca kışkırtıcı olsa dahi, bunun kaba bir eleştiri olarak görülmesi gerekmektedir.
Bu ilke ve görüşler dikkate alındığında somut olayda Türk Ceza Yasası’nın 125. maddesinde düzenlenen Hakaret suçunun tipikliği oluşmamıştır.
Mahkeme’nin hakkımızda vermiş olduğu karara yönelik itiraz yoluna başvuracağız.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Gürkan Özkaynak (Hukukçu, Türkiye Gençlik Vakfı Adana İl Temsilcisi)
Evet, Sayın Gürkan Özkaynak’ın açıklaması böyle.
Mevzuun özeti, tuzluk dâvâsı “netekim”!..
•
Ha arada unutmadan;
HSYK’nın yeni üyeleri göreve başladı.
Yeni görevlerinin hayırlı, “verimli” olmasını dilerim.
BENDENİZDEN BİR DÖRTLÜK:
Dün öyle olur bugünse böyle,
Pozisyonlar değişir azizim,
Sen kaleyi sağlam tut, güvenme,
Top bu, “yuvarlak”tır netekim!..
YeniAkit
Hiç yorum yapılmamış
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER
ÖNE ÇIKANLAR Tümü
Zekeriya Say : “Yalanın bacağı” artık kırılmalı!
559 kez izlendi
Salih Tuna : Bıyık da yetmiyor
558 kez izlendi
Ergün Diler : Adidas
1477 kez izlendi
Zafer Şahin : AYM’de kimin dediği oldu?
2185 kez izlendi
EN POPÜLER GÜNÜN YAZISI
YAZARLAR
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.