GÜNCEL

Serdar Arseven : “Recep Tayyip Erdoğan’a rağmen!”

Tarih
05 Ağustos 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
Serdar Arseven

5 Ağustos 2015

Can sıkıcı durumlar…

Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a “yakın görünerek”  “çok önemli” mevkilere gelen  “muhafazakar” tiplerden biri,

“Koalisyon mu olur erken seçim mi sence?” diye sordu.

“MHP ile dayanışma olabilir bir şekilde. Tekrar seçim ihtimalini daha güçlü görüyorum ama bu, bazı bakanlıkları ‘mevzuat gereği’ HDP’ye teslim ederek olmaz!” dedim.

Sonrasında konu “CHP ile koalisyon” tartışmasına geldi.

“Muhatabım” CHP ile koalisyonunun “faydaları” üzerine bildik güzellemelerde bulundu.

Ben de karşı fikirlerimi ayrıntısıyla beyan ettim.

Derken…

“Sen de Erdoğan gibi düşünüyorsun!” cümlesi geldi.

Devamı da şöyle:

“Erdoğan hata üstüne hata yapıyor. Başkanlık sistemini gündeme getirmesi büyük hataydı mesela. Bu konuda kendisine en üst düzeyde uyarılarda bulunuldu ama dinlemedi. “

Sonrasında, öyle lâflar etti ki…

Patlamamak imkânsızdı!

Bu adamlar, paralelcilerin, sözde liberallerin,  karşısında el pençe divan durdukları dönemlerde Sayın Erdoğan’a en ufak bir uyarıda bulunmamışlardı.

Bizler…

“Üst akıl”ın uzantıları aracılığı ile kendisini yanlışlara sürüklemek istedikleri dönemlerde, “en samimi duygularla”, “dostça, “kardeşçe” uyarılarımızı dile getirdik.

Bir “Kıymetli Millet Adamı”na gösterilmesi gereken saygıda kusur etmeksizin ve “kardeşlik hukuku”nun gereği olan “acı söyleme” görevini de yerine getirmekten çekinmeksizin üzerimize düşeni elimizden geldiğince yapmaya çalıştık.

Bunu aleyhimize kullananlar oldu; “AK Parti’ye zarar vermek istediğimizi” filan bile söylediler “ilgili”lere!..

Oysa…

Bugün, arşivime döndüğümde -Allah’a şükür- son derece isabetli uyarılarda bulunduğumuzu görüyorum.

Bunların büyük bölümü Sayın Erdoğan tarafından “yaptığımız hatalar, eksikliklerimiz” çerçeveli cümlelerle dile getirildi.

O günlerde bunları söylemek, yazmak meseleye “dünyevi menfaat” çerçevesinde bakan bir insan için hiç de uygun değildi.

Hatta bazı dostlarımız o günlerde, 

“Doğru söylüyorsun da, ne İsa’ya ne Musa’ya yaranabilirsin böyle giderse. Herşeyi görmek zorunda mısın!” diyorlardı.

Ben, elimden geldiğince “doğru” noktada olmaya gayret ettim.

“Doğru eninde sonunda kazanır.” dedim.

Bugün, “Erdoğan dönemi bitiyor” zannıyla, hesabıyla “başka arayışlar içine” girenler, CHP ile yakın temasa geçenler, AK Parti içinde “fitne rüzgârları” estirmeye çalışanlar, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın “yıkılmaz” olduğunu düşündükleri dönemlerde en ufak bir eleştiride bulunmuyorlardı.

Hatta, öve öve bitiremiyorlardı.

Bu tipler bugünlerde tam da Doğan medyası ağzı ile konuşuyorlar.

Doğan medyası dedik ya…

Mesela…

Sayın Erdoğan’ın bir vakitler bolca “iltifat” ettiği, marka değerinin yükselmesine büyük katkılarda bulunduğu Taha Akyol, dün acayip bir yazı kaleme almış.

“ERDOĞAN’A RAĞMEN” diyor ve…

 Sayın Ahmet Davutoğlu ile Sayın Bülent Arınç’ın ve dahi Kemal Kılıçdaroğlu’nun “devlet adamlığı” sorumluluğuna yakışır tavırlar içinde olduklarını, Sayın Erdoğan’ın ise “böyle davranmadığını”  öne sürmek suretiyle “fitne ateşine” benzin dökmeye çalışıyor.

Sayın Bülent Arınç’ın bazı sözlerini Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı “vurmak” için kullanıyor.

Sayın Erdoğan’a “Samimiyet” kavramı üzerinden göndermelerde bulunuyor.

“AK Parti CHP koalisyonunu engellemekle” suçladığı (!!!!) Sayın Erdoğan’a şu cümlesiyle “sorumsuzluk” etiketini (!) yapıştırıyor:

“Sorumluluk taşıyan herkes AKP-CHP koalisyonunu artık içine sindirmelidir!”

Doğan medyasında böyle bir hava var;

Vaktinde “Sayın Erdoğan tarafından etkin hale getirilmiş” kalemleri aracılığı ile aba altından sopa gösteriyor, “fitneye fitne ekliyor”lar.

Benzeri hareketleri “Paralel Medya”da da görüyoruz; hiç sevmedikleri Sayın Abdullah Gül’ü,  “zaman zaman” da Sayın Bülent Arınç’ı öne çıkarmak ve Sayın Erdoğan’a saldırılarını “katlamak” suretiyle “hizmet”lerine devam ediyorlar!

Yazının ilk satırından bu yana yazdıklarımızı bir araya getirin; bir vakitler Sayın Erdoğan’a “yakın görünmek” üzerinden parsayı toplayan bazılarının yazılarına, lâflarına bakın…

Geriye dönün, “ONE MİNUTE” çıkışından bu yana yaşadıklarımızı şöyle, film şeridi gibi gözünüzün önünde canlandırın.

Başta Sayın Erdoğan olmak üzere memleketin en itibarlı evlâtlarını gözden düşürme ve başta  MİT ile HALKBANK olmak üzere memleketin en “îtibar kazandırılmış” kurumlarını gözden düşürme çabalarını…

Önce Sayın Erdoğan’ı bitirecekler akılları sıra…

“En babasını” devirdiler mi gerisi kolay.

Ya “teslim” ya da “yok” olurlar nasılsa!..

Bütün AK Partililer bu “tuzağa” dikkat kesilmeli!

YeniAkit

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;