GÜNCEL
Serdar Arseven : Diyarbakırlı “Kemalist”ler ve Yeni Türkiye’nin “unutulan” paydaşları!
2 Ekim 2014...
Gezi olaylarının başlatıldığı günden bugüne kadar yaşadıklarımızın Türkiye’nin büyümesinden, güçlenmesinden rahatsızlık duyanların tezgâhladıkları “provokasyonlar zinciri” olduğu aşikâr.
Recep Tayyip Erdoğan Liderliği’ndeki Yeni Türkiye’nin önündeki en büyük engel, “Güneydoğu” merkezli terör olayları.
Çözüm sürecinin başarıya ulaşması “Yeni Türkiye”nin yolunu kesmek isteyenler açısından “kesin mağlubiyet” anlamına geliyor.
Recep Tayyip Erdoğan’ın bitirilmesi için düğmeye bastığını ilan eden küresel güç odakları, bu projenin hedefine varamaması için her türlü oyunu sergiliyor.
•
Bugüne kadar olanların hepsine yazılarımızdaki güçlü vurgularla “önceden” işaret ettik.
Sayın Erdoğan’ın “canını ortaya” koyarak girdiği bu yolda, büyük sıkıntıların yaşanacağını, birçok tezgâhın kurulacağını, Türkiye’nin bu zorlu süreci ancak “büyük bedeller”, “çok büyük bedeller” ödemek suretiyle aşabileceğini her fırsatta dile getirdik.
Maksadımız, provokasyonların yol açacağı şokların şiddetini karınca kararınca azaltabilmekti.
•
Çok acı olaylarla sarsıldığımız bugünlerde şunu görüyoruz ki; Yeni Türkiye vizyonunu yerle bir etmeyi ve ülkeyi “kardeş kavgasına” sürüklemeyi hedefleyen bu son büyük tezgâh da –bugüne kadar- hedefine ulaşamadı.
Aynı apartmanda yaşayan, yan yana çalışan, aynı kıbleye yönelen insanlar arasında “arzu ettikleri” düşmanlığın meydana gelmesini hedefleyen şer odakları, denemeye devam edeceklerdir.
Edeceklerdir ama, milletimiz barajı çok önde kurduğundan –inşallah- başarılı olamayacaklardır.
•
Tabii, bunları Sayın Erdoğan ve Sayın Davutoğlu önderliğindeki “Yeni Türkiye”nin “pedal çevirmeye devam etmesi” şartıyla ifade ediyorum.
“Çözüm” iradesinde bir anlık kırılmaya meydan verilmemeli.
“Güvenlik devleti” kıvamının “aşırıya kaçmaması”, olumlu algının ters yüz olmaması için azami özen gösterilmeli.
Bu iş salt Sayın Cumhurbaşkanı’nın ve Sayın Başbakan’ın işi değil; sadece hükümetin işi değil.
Sivil toplum örgütleri, bu süreçte çok daha etkin bir şekilde devreye girmeli.
“Yeni Türkiye” vizyonuna destek veren medya organları, yapıcı dil kullanmaya dikkat etmeli.
“Kin, nefret, intikam” söylemleri asla gündeme gelmemeli.
•
Bununla birlikte…
Diyarbakırlı Meslektaşım Bayram Zilan’ın bir yazımızda dile getirdiği çok önemli bir nokta da “artık” ihmal edilmemeli.
Müsaadenizle, “Diyarbakırlı Kemalistler” başlıklı yazımızda yer verdiğimiz o bölümü buraya alalım:
Meslektaşım Bayram Zilan, Diyarbakırlı.
Diyarbakır’da İmam Hatip bitirmiş…
Bölgeyi ve şehri çok çok iyi biliyor.
KÜRTLERİN GERÇEK KANAAT ÖNDERLERİNİN ÖNE ÇIKARTILMASI ŞART!
Bayram Zilan bu sürecin hızlanması için bazı tavsiyelerde bulunuyor…
Dile getirdikleri son derece önemli:
“Çözüm sürecinde gerçek kanaat önderlerinin etkisinden yeterince faydalanılabildiğini düşünmüyorum. Burada çok etkili olan çevreler var. Mesela medrese çevreleri var. Birçok grup var. Onların süreç içinde aktif olmaları ve vitrine çıkartılmaları gerekiyor.”
Bayram Zilan tam da burada çok ilginç bir ifade kullanıyor:
“Eğer bu yapılmazsa, Diyarbakır’daki ‘Kemalist Ruh’ daha da güçlenir.”
Ne demek bu, yani “Diyarbakır’daki Kemalist Ruh” ne demek?..
Şu demek:
“Kemalizm’in bu ülkede yekpare, homojen bir toplum oluşturma hedefi neyse HDP’nin de burada istediği o. HDP tek tip toplum oluşturmak istiyor. Çözüm Süreci bu çabalarına sekte vurdu ama yapılacak çok şey var. Bölgedeki kanaat önderlerinin çoğu seslerine yeterince kulak verilmediğini düşünüyor. Çözüm sürecine büyük katkıda bulunacak ‘antikemalist ruhlu’ oluşumlara, kanaat önderlerine daha fazla ağırlık verilmeli.”
•
Evet…
Hükümet, “muhatap” tabanını genişletmek mecburiyetinde.
HDP ağzıyla konuşan “sözde aydınlar” gereğinden fazla öne çıktı.
Oysa Kürtleri bu zihniyet temsil etmiyor!..
“Tamamını temsil ediyorlarmış” gibi davranılmamalı onlara!..
YeniAkit
Gezi olaylarının başlatıldığı günden bugüne kadar yaşadıklarımızın Türkiye’nin büyümesinden, güçlenmesinden rahatsızlık duyanların tezgâhladıkları “provokasyonlar zinciri” olduğu aşikâr.
Recep Tayyip Erdoğan Liderliği’ndeki Yeni Türkiye’nin önündeki en büyük engel, “Güneydoğu” merkezli terör olayları.
Çözüm sürecinin başarıya ulaşması “Yeni Türkiye”nin yolunu kesmek isteyenler açısından “kesin mağlubiyet” anlamına geliyor.
Recep Tayyip Erdoğan’ın bitirilmesi için düğmeye bastığını ilan eden küresel güç odakları, bu projenin hedefine varamaması için her türlü oyunu sergiliyor.
•
Bugüne kadar olanların hepsine yazılarımızdaki güçlü vurgularla “önceden” işaret ettik.
Sayın Erdoğan’ın “canını ortaya” koyarak girdiği bu yolda, büyük sıkıntıların yaşanacağını, birçok tezgâhın kurulacağını, Türkiye’nin bu zorlu süreci ancak “büyük bedeller”, “çok büyük bedeller” ödemek suretiyle aşabileceğini her fırsatta dile getirdik.
Maksadımız, provokasyonların yol açacağı şokların şiddetini karınca kararınca azaltabilmekti.
•
Çok acı olaylarla sarsıldığımız bugünlerde şunu görüyoruz ki; Yeni Türkiye vizyonunu yerle bir etmeyi ve ülkeyi “kardeş kavgasına” sürüklemeyi hedefleyen bu son büyük tezgâh da –bugüne kadar- hedefine ulaşamadı.
Aynı apartmanda yaşayan, yan yana çalışan, aynı kıbleye yönelen insanlar arasında “arzu ettikleri” düşmanlığın meydana gelmesini hedefleyen şer odakları, denemeye devam edeceklerdir.
Edeceklerdir ama, milletimiz barajı çok önde kurduğundan –inşallah- başarılı olamayacaklardır.
•
Tabii, bunları Sayın Erdoğan ve Sayın Davutoğlu önderliğindeki “Yeni Türkiye”nin “pedal çevirmeye devam etmesi” şartıyla ifade ediyorum.
“Çözüm” iradesinde bir anlık kırılmaya meydan verilmemeli.
“Güvenlik devleti” kıvamının “aşırıya kaçmaması”, olumlu algının ters yüz olmaması için azami özen gösterilmeli.
Bu iş salt Sayın Cumhurbaşkanı’nın ve Sayın Başbakan’ın işi değil; sadece hükümetin işi değil.
Sivil toplum örgütleri, bu süreçte çok daha etkin bir şekilde devreye girmeli.
“Yeni Türkiye” vizyonuna destek veren medya organları, yapıcı dil kullanmaya dikkat etmeli.
“Kin, nefret, intikam” söylemleri asla gündeme gelmemeli.
•
Bununla birlikte…
Diyarbakırlı Meslektaşım Bayram Zilan’ın bir yazımızda dile getirdiği çok önemli bir nokta da “artık” ihmal edilmemeli.
Müsaadenizle, “Diyarbakırlı Kemalistler” başlıklı yazımızda yer verdiğimiz o bölümü buraya alalım:
Meslektaşım Bayram Zilan, Diyarbakırlı.
Diyarbakır’da İmam Hatip bitirmiş…
Bölgeyi ve şehri çok çok iyi biliyor.
KÜRTLERİN GERÇEK KANAAT ÖNDERLERİNİN ÖNE ÇIKARTILMASI ŞART!
Bayram Zilan bu sürecin hızlanması için bazı tavsiyelerde bulunuyor…
Dile getirdikleri son derece önemli:
“Çözüm sürecinde gerçek kanaat önderlerinin etkisinden yeterince faydalanılabildiğini düşünmüyorum. Burada çok etkili olan çevreler var. Mesela medrese çevreleri var. Birçok grup var. Onların süreç içinde aktif olmaları ve vitrine çıkartılmaları gerekiyor.”
Bayram Zilan tam da burada çok ilginç bir ifade kullanıyor:
“Eğer bu yapılmazsa, Diyarbakır’daki ‘Kemalist Ruh’ daha da güçlenir.”
Ne demek bu, yani “Diyarbakır’daki Kemalist Ruh” ne demek?..
Şu demek:
“Kemalizm’in bu ülkede yekpare, homojen bir toplum oluşturma hedefi neyse HDP’nin de burada istediği o. HDP tek tip toplum oluşturmak istiyor. Çözüm Süreci bu çabalarına sekte vurdu ama yapılacak çok şey var. Bölgedeki kanaat önderlerinin çoğu seslerine yeterince kulak verilmediğini düşünüyor. Çözüm sürecine büyük katkıda bulunacak ‘antikemalist ruhlu’ oluşumlara, kanaat önderlerine daha fazla ağırlık verilmeli.”
•
Evet…
Hükümet, “muhatap” tabanını genişletmek mecburiyetinde.
HDP ağzıyla konuşan “sözde aydınlar” gereğinden fazla öne çıktı.
Oysa Kürtleri bu zihniyet temsil etmiyor!..
“Tamamını temsil ediyorlarmış” gibi davranılmamalı onlara!..
YeniAkit
Hiç yorum yapılmamış
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER
ÖNE ÇIKANLAR Tümü
Nedim Şener : Marketlerde gıdada fahiş fiyata yasal önl...
475 kez izlendi
Ergün Diler : Şah-mat
509 kez izlendi
Ergün Diler : Kurgu war
1527 kez izlendi
Zekeriya Say : “Yalanın bacağı” artık kırılmalı!
639 kez izlendi
EN POPÜLER GÜNÜN YAZISI
YAZARLAR
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.