Sesli Makale

Dünkü Akit’in sürmanşetine dikkat çekerek başlamış olayım...

Ne güzel bir başlık:

“Kasetle geldi küfürle gider!”

Efendiiiim...

Buradan devam edeyim:

Başsavcı Sayın Harun Kodalak’ı uzun süredir oldukça yakından izliyorum.

Memleketin en netâmeli konuları onda.

Yoğun mücadelesinin bir aşamasında, takdir hislerimi “mesaj yüklü” şu cümleyle ifadeden alamamıştım kendimi:

“Memleketimizin aydınlık yarınlara kavuşması için serden geçen insanlarımızın kıymetlerinin bilindiği günlere kavuşmamız dileği ile hürmetlerimi arz ederim.”

Bazı insanlar böyledir, hep belâlı işlerle uğraşmak durumundadırlar, belâyı üzerlerine çekerler...

Dâvânız varsa, belâlılarınız da vardır.

Kıymetiniz de pek takdir edilmez!..

Sayın Harun Kodalak ve ekibi “bir belâlı işle daha” uğraşıyor nice zamandır.

Bu işin seyri konusunda bilgi almak istiyorum ama maalesef alamıyorum.

Şu meşhur “seks kasetleri” mevzuu.

Bilinen şu ki;

Başsavcılık, MHP’ye ve Baykal’a kurulan seks kasedi tezgâhlarının aynı örgüt tarafından gerçekleştirildiği kanaatinden hareketle, her iki soruşturmanın evrakını birleştirdi!

Hissedebildiğim kadarıyla, bu sürecin mağdurları, topa girmekten çekindikleri için süreçyavaş ilerliyor.

Bu “kaset” işlerine takmış durumdayım...

Birkaç sebebi var bunun.

Geçtiğimiz günlerde, “seks kasedi” ile vurulan “eski dost” MHP’lilerden birinin haberi ulaştı.

Bir dostumuz ziyaret etmiş kendisini...

Diyor ki;

“Ölmeden mezara girmek dedikleri bu olsa gerek. Perişan adam. Bitmiş, çökmüş, öyle inzivaya çekilmiş halde... Acıdım.”

Bir tarafım;

“Uçkuruna sahip çıksaydın be adam!” diyor...

Diğer tarafım da insanların özel mekânlarına kameralar yerleştirip, buralardan “üst akıl” yararına sonuçlar çıkartmaya çalışan, bunları Türkiye’yi dağıtmak için kullanan paralel yapıya isyan ediyor.

“Bu İslâmi değil dolayısıyla da insanî değil. İnancımız men ediyor ve hatta ceza kanunumuz bile men ediyor!”

Böyle duygular içindeyim.

Bir de son günlerdeki “Devlet Bahçeli çıkışlarına” bakıyorum...

Diyor ki;  

“Bütün kirli tezgâhlar paralel yapı işi!”

Nihayet be Sayın Bahçeli, nihayet!

Sütü bozuk 17-25 Aralık darbe süreçlerine destek veren, bu tezgaha “saray edebiyatı” ile katkı sunan Sayın Devlet Bahçeli de nihayet “devletin”yanına geldi demek!..

Bakın Akit gazetesinin dünkü sürmanşetine...

Diyoruz ki;

“Kasetle geldi küfürle gider!”

Son günlerde camı- çerçeveyi iyice dağıtmış bulunan genel müdüre atıf var; “kasetle” gelen, getirilen malum, bu “adam”!..

Peki geldi de niye geldi?

Getirildi de niye getirildi?

Baykal “seks kasediyle” gönderildi de niye gönderildi?

Neydi tezgâhı kuran paralel yapının hedefi?

Baykal için “Varan 2” dendi...

“Varan 2” bir türlü gelmedi.

Varsa “Varan 2” nerede?

Niçin ucu gösterildi?

Ve seçim öncesinde servis edilen “MHP yöneticilerinin seks kasetleri...”

Hedef neydi?

Devlet Bahçeli’yi “bir şeylere zorlamak”...

Son beyanlarından çıkan o...

Diyor ki Sayın Bahçeli, 

“İşlerine gelmedi yaptıklarım da ondan!”

Şimdi...

Gezi olaylarından bu yana milli birlik ve bütünlüğümüzü, ekonomimizi hedef alan saldırıların zararını bir hesaplayın...

Mümkün değil, hesaplayamazsınız.

Pekiii...

Bu işler, “kaset işleri”yle alâkasız mı?

Ne münasebet bal gibi de alâkalı, bire bir alâkalı...

Devlet, devletse bu işleri çözecek arkadaş.

Ben bu ülkenin bir vatandaşı olarak, “seks kasedi” gibi karanlık işlerin arka planındaki “üst akıl” ve “paralel yapı” tamamen ortaya çıksın, ilişkiler bütün ayrıntılarıyla aydınlansın istiyorum.

Hukuka her dem riayet etmiş bir vatandaş olarak bu benim hakkımdır herhalde.

“Yeni Türkiye”nin ve Lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın yolunu kesmek için tezgâh kuranlar teker teker ifşa edilsin istiyorum.

Ey MHP camiası, Devlet Bahçeli ve diğer MHP önde gelenleri...

 Şu işin üzerine gidiniz lütfen!

Çekinmeyiniz!..

Korkmayınız!..

Ey Deniz Baykal, malûmunuz bu mesele “aile içi meseleniz” olmanın çok ötesinde anlamlar ifade etmektedir.

Siz ki, “sıradan” bir “Yes-No, Önder Sav” işleri için bile dünyayı ayağa kaldırmış adamsınız, ülkeyi hedef alan bu “seks kasedi” işine niçin asılmazsınız?..

Devlet Bahçeli ve Deniz Baykal’ın bu “kaset” işleriyle bu kadar az ilgilenmelerinin “gerçek sebebini” merak etmekte haksızsam, “haksızsın”deyin lütfen!..

Siz olsanız ortalığı ayağa kaldırmaz mıydınız?

YeniAkit
17 Nisan 2016