SİYASET

Salih Tuna : Şimdi muhalif olmak vardı...

Tarih
05 Kasım 2022
İzlenme
Kişi
Yazar
Salih Tuna
Yatsıya doğru aradı, "Görüşebilir miyiz?" dedi, oldukça telaşlı bir sesle. "Tabii, buyur..." dedim.
"Telefonla olmaz" dedi, "yarın müsait misin?.."
Müzmin muhalif bir arkadaşımdı. Üstelik, sadece siyasi konularda da değil her konuda muhalifti.
"Nerde görüşelim?" dedim.
Bir yer söyledi, söyler söylemez de "Yok, orası olmaz" dedi. Başka bir yer söyledi, ardından yine vazgeçti. Yardımcı olmak için ben bir yer önerdim. Sessizliğe gömüldü. Orada mısın anlamında, "Alo" demek zorunda kaldım. "Aslında olur" diye kabul etti, sonra da "Ama orada tanıdık falan çok olur..." diye itiraz etti.
En sonunda güç bela bir yer saptadık. Belirlediğimiz vakitte de o yerde buluştuk.
Oldukça gergindi.
Ne içersin faslına geçmeden etrafı son bir kez kolaçan etti. "Kusura bakma ama başka yere gitsek iyi olacak" dedi. "Sorun nedir Hayrettin?" dedim. "Yolda anlatırım" dedi ve ekledi: "Cep telefonlarımızı senin arabada bırakalım. Benim arabayla gidelim..."
Yolda "İş güç nasıl gidiyor?" dedim. "Çok iyi..." dedi.
Şaşırdım!
Şimdiye değin sırf muhaliflik belasına her şey için "Çok kötü" derdi. Başta kendi işleri olmak üzere memlekette "iyi" giden hiçbir şey yoktu ona göre. Her şey berbattı ve her geçen gün de daha kötüye gidiyordu.
"Çoluk çocuk iyi mi?" dedim, "İyi iyi" diye kestirip attı. "Peki mevzu nedir Hayrettin?" dedim, "Cep telefonlarını bırakmalar falan nedir yani? Devlet sırrı mı bu?"
Dan diye "Mevzu siyasi..." dedi.
"Siyasi mi?" diye ünledim, "Hayırdır oğlum, devrim mi yapacağız?"
Şakanın sırası olmadığını söyledi. Vaktiyle ona anlattığım bir devrimci abinin adını anarak, "Ben o değilim" dedi.
Ona anlattığımı size de anlatayım: Üniversite yıllarında hızlı devrimci bir abimiz bir gün beni çağırmış, denizaltı yaptığını, bir ay sonra Büyükada'ya çıkarak devrim yapacağımızı, sonra da devrimimizi tüm Türkiye'ye yayacağımızı, bu sırını sadece bana açtığını, aramızda kalması gerektiğini söylemişti. Hinliğine "Silahlar, füzeler hazır mı abi?" demiştim... Silaha gerek olmadığını, propagandayla halkı bilinçlendirip devrim yapacağımızı söylemişti. Ben de "Ada vapuruyla gitsek olmaz mı abi?" deyince yüzüme bakakalmış, "Bak, o da olur" demişti. Ne günlerdi...
Salacak'tan yola çıkmış, sahil boyu nerdeyse Beykoz'a varmıştık. Hâlâ mevzuyla alakalı tek kelime etmemişti.
Biraz kuşkucu, komple teorilerine de yatkın bir arkadaşımızdı ama bu kadarı da fazlaydı. "Yeter artık" dedim, "Bir kenarda dur, neyse derdin anlat artık!"
Müsait bir yerde durdu ve nihayet anlatmaya koyuldu.
"Siyasi görüşlerimiz seninle hiç uyuşmaz ama senden daha çok güvendiğim arkadaşım da yok!" diyerek başladı.

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;