Birtakım "hikâye cümleleri" esası gözden kaçırmamıza neden olmasın; 28 Şubat'ın finali 15 Temmuz'dur.
Kim ne derse desin, kıymet hükmümüz budur.
FETÖ elebaşı Fetullah "İslam'ın gülen yüzü" olarak 28 Şubat'ta kamuoyuna pazarlandı. (Gladyotarafından "hizmete" alınması çok daha eskilere dayanır, bahsi diğer.)
Hakkın ve halkın dini o süreçte "irtica" diye aşağılanırken, Fetullah'ın "Amerikancı İslam'ı" matine-suare parlatıldı.
O "dinler arası diyalog" hokkabazlıkları o çok dinli iftarlar boşuna değildi.
Hülasa, Fetullah'ı "İslam'ın gülen yüzü" olarak göstermeye çalışırken 28 Şubatçı medya, Erbakan'ı "kanlı yüzü" olarak sunmuştu. (Erbakan'ın "kanlı mı olacak kansız mı" sözünü nasıl çarpıtıp nasıl meze ettiklerini unutmuş olamazsınız.)
Mahut kampanya sürecinde...
Merhum Erbakan sırf Kaddafi ile görüştü diye linç edilirken hiçbir "Kemalist" veya "ulusalcının" tepki göstermemesi son derece manidardır.
***
Abdurrahman Yalçınkaya, başörtüsüne özgürlüğü savunduğu için (laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği iddiasıyla) AK Parti'ye 2008'de kapatma davası açtığında...
CHP başta olmak üzere tüm "ulusalcılar" çok sevinmişti.
Çok geçmedi; 25 Mart 2009'da Ergenekon hakkındaki ilk iddianame kabul edildi.
Bu sefer de muhafazakârlar çok sevindi.
Oysa Mahir Kaynak'ın "yılan meseli" her iki kesim için de son derece uyarıcıydı.
Merhum şöyle demişti: "Bir gün bahçenizde yılanın başının ezildiğini görürseniz teşekkür etmekle yetinmeyin, bunu kim öldürdü diye sorun. Bugün yılanın başını ezen yarın sizinbaşınızı da ezer..."
Şayet 28 Şubat süreci yaşanmasaydı...
Yani, "mana iklimimiz" aşağılanmasa, İstiklal Marşı'mızdan ezanlara kadar (general düzeyinde) dil uzatılmasaydı...
Bu millet, "peygamber ocağı" kabul ettiği TSK'nın başına (Org. İlker Başbuğ) kelepçe vurulmasına asla müsaade etmezdi.
***
Hiç yorum yapılmamış
1971 kez izlendi
2107 kez izlendi
982 kez izlendi
1301 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.