GÜNCEL

Nurettin Veren : FETO devlete karşı, küçük çocukları bile narkozlamaya devam ediyor

Tarih
11 Ocak 2018
İzlenme
Kişi
Yazar
Nurettin Veren
FETO; MC televizyonundan daha hâlâ, Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve hükümetine meydan okumaya açık açık devam ediyor. Görüntülere baksanız dehşete düşersiniz.

FETO en son üç-dört yaşındaki çocuklara kendi kitaplarını ellerine vererek, televizyonda yapmış olduğu propagandaya dahil etti. ‘Ben Fethullah Hoca’nınşakirtiyim, ben hocamı çok seviyorum, biz bu hizmeti bitirdik’ diyenlere, siz gidin de bunları çocuklarınıza ninni diye anlatın. ‘Ben Afrika’ya gideceğim, ben polis olacağım, ben öğretmen olacağım’ diye öğretilmiş sözleri söylettirerek, psikolojik baskılarıyla yıkılmadık, ayaktayız mesajı verdiriyor. 


Devleti yıldırma ve FETÖ ile mücadele edenleri durdurma politikası yapmaktadır. 4. kitabım olan (1966’dan 2016’ya FETÖ) isimli kitabımda, o tarihten 2016’ya kadar örgütün nasıl sürekli taktik değiştirdiğini, birbiriyle tamamen zıtlıklar gösteren bukalemun ve takiye metotları ile vantilatör gibi döndüğünü safha safha anlatmıştım. 

Belki bugün 40-50-60 yaşlarında olan FETÖ’yü bu tarihlerde, bu yaşlarda tanıyanlar, 1966’dan 1996’ya, 1996’dan 2016’ya kadar, her 5-10 yıllık kademelerde, FETÖ’nün yapmış olduğu değişiklikleri, insanları yaptığı zikzaklarla şaşkına çevirdiğini bilmeyenler veya unutanlar vardır diye, bu tutarsız adamın dengesiz ve İslam’ı kendi kafasına göre yontup, evirip, çevirip tornaladığı ve etrafına topladığı büyük kitleleri, istediği gibi yoğurduğu, İslam’ı kendi hastalıklı anlayışı ile bambaşka bir din haline getirdiği hadiseleri, bir daha gözler önüne serip anlatmak ihtiyacını duydum. 

Bugün FETO’yu, yanılmaz, aldanmaz ve her yaptığını doğru olarak gören, onun zombileştirdiği ve sürekli narkozladığı insanları nasıl serseme çevirdiğini ve ne gibi meczubane talimatlarıyla, insanları maymun gibi oynattığını size anlatayım. 

Kadınlara peçe takmadan tesettür olmaz deyip, ellerine eldiven, yüzlerine peçe, topuklarına kadar çarşaf giymeleri mecburidir, farzdır diyen FETO. 

Kalemin içinde alkol vardır diye, tükenmez kalem dahil kullandırtmayan FETO. 

İçinde resim var diye anne, babalarımıza ait olan duvarlardaki ve albümlerdekibütün fotoğrafları yaktıran FETO. 

İçinde alkol var diye, deterjan, kokulu sabun, esans ve kolonya dahi kullandırmayan, hiçbir kadınla toka ettirmeyen, üvey annenin eli öpülmez diyen, kadın sesinden Kur’an dinlenmez, mevlit dinlenmez diyen FETO. 

Risale-i Nurların içerisinde üstada ait birkaç fotoğrafı dahi, ev ev dolaşıp üstadın ruhu azap görür diye resim düşmanlığı yaptıran böyle bir FETÖ’yü siz tanıdınız mı? 

Belki ben yaşta olanlar, bunları hatırlayacaklar ve inkâr edemeyeceklerdir, nereden nereye diyeceklerdir. Zaten nereden nereye demeleri için ve FETO’nun kendisinin de bu insanları nasıl ahmaklaştırdığını hatırlatmak için tekrar dile getiriyorum. 

Şimdi ise son televizyon kayıtlarında, onların kiliselerine, havralarına gitseniz, onların yortularına ve dini toplantılarına katılsanız, hiçbir mahsuru olmaz dediği, yurtdışına kaçtıkları için onlara şirin görünme adına, bu takiyede hiçbir mahsur yoktur fetvasını veren, onların istihbaratları ile de iç içe olmada, Türkiye aleyhinde kara propagandalar ile gittikleri ülkelerin güvenini kazanmada elinizden geleni yapın ve onlara güven telkini verin diyen bir FETO.

Aynı zamanda isimleri değiştirmede bir mahsuru yoktur. Davut’u David, Celal’i Jony, Yusuf’u Josef yapmada hiçbir mahzur görmüyor ve o ülkenin insanları Hıristiyan dahi olsa, evlenmelerine cevaz veriyor. 

İşte böyle bir FETO’yu mukayeseli olarak tanımanız için bu tutarsızlıkları, tekrar tekrar anlatıyorum. 

Başörtülü, çarşaflı olan insanlara açık olmayı ve hatta bikini giymenin de mahsur olmadığının fetvasını da verebiliyor. 

La ilahe illallah’ı anlatmanın yeterli olduğunu, Resulullah daha sonra ele alınabilir diyebiliyor. Üç dinin ortak okutulacağı üniversiteler ve ibadethanelerin olabileceğini, bütün dünyada bunları yapmak istediğini, hatta Avustralya ve Amerika’da kilise içerisinde Gülen kürsüsü açtığını, her birine 1,5 milyon dolar yardım yaptığını yazmıştım. 

Şimdi ise, İtalya’da, Vatikan’da üç din dediği, aslında bütün dini özelliğini kaybedip, tamamen şirk ve ahlaksızlık üreten Vatikan’ın koltuğunun altına girmeye çalışıyor. İşte mukayeseli olarak FETO’nun bu üç yüzünü görüp, Allah rızası için gerçekten hizmet ettiğini düşünenlerin bunu sorgulaması ve FETO’ya eğer cesaretleri varsa, sormaları gerekiyor. 

Takiye yaparak İslam’a hizmet etmek bir yol olsaydı, Ammarlar, Habbablar, Bilaller ve Yasirler bu yolu seçerlerdi. Bütün işkenceye ve çilelere rağmen takiyeye tenezzül etmemiş ve canlarını bu yolda feda etmeyi tercih etmişler ve Peygamber Efendimiz’in (SAV) duasına ve takdirlerine mazhar olmuşlardı.

Yalan, dolan ve takiyeler ile temeli atılmaya çalışılan bu hizmetin, ne kadar çaplı görünse de, esas olan Allah’ın rızasına uygun olup, olmadığı sorgulanmalıdır. 

Akit
11 ocak 2018

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;