Sesli Makale

Türkiye'nin iki süper gücü tokuşturma gibi bir niyeti yok...

Sadece bu iki güçten biri şu sıralar “müsait”...

ABD-Rusya'yı en azından bir süre yakından takip edenlerin ilk çıkaracağı ders; ilişkilerin asla göründüğü gibi olmadığı gerçeğidir.

Bu yüzden, “ABD-Rusya'nın arası çok kötü ya da çok iyi” türünden “kesin bilgiler”, kör-karanlıklara apansız düşmenize neden olabilir...

En yakın örneği Ukrayna-Suriye hattıdır.. Ukrayna'da iki ülke boğaz-boğaza, Suriye'de kol-kolaydılar...

'TÜRKİYE ARTIK BU NOKTADA KALAMAZ'...

Gelgelelim istisnai bir durumla karşı karşıya olabiliriz ki, bu sadece Ankara veya Ortadoğu için değil, dünya için de farklı bir tecrübe üretebilir... Batı'nın Doğu'daki ilk katastrofik kırılması yaşanabilir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçtiğimiz hafta Külliye'de gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu'nun açılışında kurduğu cümleyi alıntılayalım; “Arkadaşlar, Türkiye artık bu noktada kalamaz. Statüko bir şekilde değişecek. Ya ileri hamlelerle atılım yapıp kazanacağız ya da küçülmeye mahkum kalacağız. Ben kendi adıma ileri hamleler yapmaya kararlıyım”. ('Erdoğan'ın hükümete gösterdiği yeni hedef', 10/10, Yeni Şafak.)

Bu bir 'şey' demek!..

Dünya Enerji Kongresi'nde “bağlandığı” zaten bilinen 'Türk Akımı' doğalgaz hattı anlaşması imzalandı. Enerji konusunda iki tarafın özen gösterdiği Akkuyu ile birlikte bu anlaşma ile AB'yi-dışlayan demeyelim ama-henüz katmayan tarihi bir süreç tamamlandı.

Fakat bir açıklama daha yapıldı; “Türkiye uzun menzilli hava savunma sistemi ihalesi için Rusya'dan teklif alacak”...

Denebilir ki, dünyanın enerji zirvesinden bile daha çok izlediği Putin-Erdoğan görüşmesinden bu yönde “sürpriz” çıkması elbette manidardır. Ve ABD bunu anlıyor!

Herkes, Türkiye'nin daha önce uzun menzilli hava savunma sistemi ile ilgili ABD, Çin, Rusya ve bazı Avrupa ülkelerinin teklif verdiği ihale sürecinde yaşananları, Ankara'nın uğradığı saldırıları anımsayacaktır.

Bu sefer farklı olur mu?

FÜZE, UÇAK VEYA YANLIŞLIKLA.. VURURUZ!

Başa dönelim; Moskova ve Washington'un arası nasıl?..

Şu an iyi değil. Ama başta koyduğumuz şerhin içinde mi yoksa dışında mı bu gerginlik?

Rusya ve ABD'nin Ortadoğu satrancı, Moskova'nın Amerika'nın Suriye'ye yapacağı herhangi bir füze saldırısına hava savunma sistemiyle karşılık verileceğine dair uyarısıyla yeni boyut kazanmıştır...

7 Ekim'de Rus savunma bakanlığı sözcüsü General Igor Konaşenko Moskova'da bir açıklama yaptı ve bu konuşma hayli dar satırlarla kamuoyuna yansıdı.

Oysa bu açıklama ve eş-zamanlı pratikleri, ABD-Rus gerginliğini tarif edebilecek alışıldık ölçünün üzerindedir...

“ABD'nin füze ve hava saldırıları Suriye'de konuşlu Rus kuvvetlerine açık tehdittir. Bu, Rus hava savunma sistemine karşılık vermekten başka seçenek bırakmayacak”...

Devamı var.. Suriye'de ve Ortadoğu'da herkes 'yanlışlıkla' biryerleri vuruyor, sayısız sivil ölüyor, sonra özür dileniyor, konu kapanıyor... (Türkiye açısından PKK/YPG ve DEAŞ'a yanlışlıkla atılan mühimmat ve silahlar da buna dahildir.)

General; “ABD ve müttefiklerinin, Washington'un kaza diyerek savuşturduğu-Suriye üsleri dahil-hava saldırılarını tekrar etmemesi için önlemler aldık. Suriye'deki askerlerimizin, füzelerin uçuş güzergâhını hesaplamak veya uyruklarını belirlemeye çalışmak için pek vakti olmayacak”.

HAYALET İMASI: 'GÖRÜNMEZ UÇAKLARI GÖRÜYORUZ'!

Konuşmanın ilginç bir noktası yerli matbuata, “tanımlanamayan nesneler” şeklinde, sanki bahsedilen UFO'larmış basitliğinde yansıdı.

Oysa Rusların kastettiği, ABD askeri camiasının her zaman kibirle bahsettiği “görünmez/hayalet” uçaklarla ilgiliydi. Amerikan komutasının bu konudaki kendini beğenmişliği “amatörler” kelimesiyle aşağılandı ve “bu jetlerin görünmezliği hakkındaki kuruntuları hayal kırıklığına uğrar” dendi!

Yani Ruslar, Suriye'de yerleşik S-300 ve S-400 füze sistemlerinin sürpriz yaparak, “hayaletleri görüp, vurabileceğini” iddia etti. ('S-300, S-400 air defenses in place': Russian MoD warns US-led coalition not to strike Syrian army', 06/10, RT.)

ABD'nin 2013 yılında atması gereken “ahlaklı” adımı, Türkiye ve Rusya eliyle bölgede sıkıştığı için Şam'ı şimdi füzelerle düşürerek atacağı duyumlarının da bu açık tehditte etkili olduğu varsayılıyor. ('Obama administration considering strikes on Assad, again', 04/10, Washington Post.)

Çünkü başarısızlık ihtimali ABD Başkanlık seçimine artık o kadar yakın ki (8 Kasım), Obama'nın geride bırakacağı mirası berhava etme riski barındırıyor. Bu da Washington'daki çılgınları her türlü rezilliği göze almaya sürükleyebilir. Bu bir “savaş” olabilir mi? Hayır. Tabii iktidar hâlâ muktedirse.

Hatırlatalım...

ABD önemsememiş göründü ama Rusya kısa süre önce iki ülke arasındaki nükleer anlaşmayı iptal etmişti! ('Rusya ABD ile nükleer araştırma anlaşmasını askıya aldı', 06/10, Sabah.) Cumartesi günü de NATO'nun zirve toplantısı düzenleyerek gövde gösterisi yaptığı Varşova'nın sırtına, Kaliningrad'a İskender füzeleri yerleştirdi. Esasen Erivan'da görüldüğünü söyleyenler de var.

Ne dersiniz, 'istisnai durum' konusunda mutabık mıyız? 

Yenişafak
12 Ekim 2016