Sesli Makale

AK Parti'nin 2. Olağanüstü Kongresi'yle birlikte iktidar partisindeki bayrak değişimi, demokrasiye yakışır bir olgunlukla ve neredeyse 'olağan bir havada' gerçekleşti.
Şunu unutmadan vurgulamak gerek; Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 yıllık kesintisiz iktidarını desteğini artırarak sürdüren AK Parti'nin doğal lideri... Yani, yeni bir lider aranmıyor. Genel başkanlık koltuğunu Davutoğlu'ndan devralan Binali Yıldırım ise, terörle mücadelede ve sistem sorununun çözümünde kilit rol oynayacak. Zira, 10 Ağustos 2014'ten bu yana zaten 'de facto' başkanlık uygulanıyor. Bunun adına - anayasal zorunluluk olarak bağı kesilmiş olsa da - partili başkanlık veya yarı başkanlık denebilir.
Ancak;
Sistemin belki 6 ay, belki 1 yıl sonra yeniden aynı tıkanıklığı yaşamaması adına, bu 'de facto' duruma bir son verilmesi ve kesin neşter vurularak sistemin tam adının konulması gerek. Tam başkanlık sistemi dışındaki partili cumhurbaşkanlığı yarı başkanlık gibi geçiş formülleri sorunu ötelemekten başka bir şey değildir. Kongreye gönderdiği mesajda "kendi siyasi kadrosuyla arasındaki iklimi bozan çarpıklık" vurgusu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı halkın seçtiğini gözönünde bulundurursanız, bu sorunu çözmenin ne kadar elzem olduğu otomatikman ortaya çıkacaktır.
Burada Yıldırım'a düşen görev çok önemli. Sayın Yıldırım belki son başbakan ve ilk başkan yardımcısı olacak.
Türkiye'nin terörle mücadele kadar önemli gündem maddesi olan sistemsel değişikliğin bir an önce tamamlanması şart.
2023, 2053 ve 2071 vizyonunu hayata geçirebilmek adına, yetki karmaşasını önlemek için Binali Yıldırım hükümetinin bir an önce yeni sistemin adını koyması gerek. Kongredeki konuşmasında "yapmamız gereken, fiili durumu yasal hale getirmektir" diyerek, ilk adımının sistem sorununa neşter olacağının sinyalini verdi aslında...

Millet isterse çatır çatır olur

Bu sistemi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisi için istediğini savunan, başta muhalefet olmak üzere o kesime sesleniyorum;
Cumhurbaşkanı, başbakanlığa birinci derece yakınını getirse de, bu sistem sorunu devam edecektir.
Bu saatten sonra önemli olan isimler değil. AK Parti TBMM'de bekleyen teklifini getirir, Meclis'te görüşülür, son kararı halk verir.
Unutulmasın ki, millet istiyorsa, başkanlık çatır çatır gelir.
Bu bağlamda, yeni anayasanın da sistem değişikliğiyle birlikte ele alınması gerektiğine dikkat çekmek gerek.
Sadece yeni anayasaya takılıp sistem sorununu ötelemek, kısa süre içinde çok ciddi bir krizle yeniden karşı karşıya kalmaya açık davetiyedir.

Akşam
23 Mayıs 2016