Tarih 07 Kasım 2021İzlenme KişiYazar Mehmet Barlas
Paylaşım
Farkındaysanız bazı aklıevveller, dünyanın sonunun geldiğine inanıyorlar. Türkiye'nin de imzaladığı Paris Anlaşması işte bu aklıevvellerin eseridir.
Buna göre insanların yaşamak için yaptığı her şey dünyanın sonunu getirmektedir. Kömür yakmak, benzin tüketmek, nefes almak, karbon salmak, soğukta üşürken yazı beklemek, bunların hepsi dünyanın sonunu getiriyormuş.
Eski Amerikan Başkanı Trump, böyle düşünenlere "manyaklar" diye bakıyordu ve Paris Anlaşması'ndan Amerika'yı çekmişti. Ama Biden gelince her şey yeniden başladı, yeni zenginler ortaya birtakım laflar atıp milletin beynini bulandırdılar. Mesela, Amazon'un sahibi, 7 milyar dolar verse Afrika'da açlığı bitirebilirmiş.
KÖTÜMSER DEĞİLİM Bütün bunları sizin aklınız kabul ediyormu bilmiyorum. Gerçekten yaşadığımızdünyanın sonunu görmemiz mümkünmü? Örneğin, Hindistan kömürün yasaklanmasını2070 yılına kadar erteledi. Bu,Hintlilerin dünyanın felakete gittiğine inanmadıklarıanlamına mı geliyor?
Komşumuz Yunanistan ise ülkelerine felaketin orman yangınlarından ve Türkiye'den geleceğine inanıyor. Arkeoloji kitaplarına baktığınız zaman dünyanın 400 milyon yılda birçok büyük iklim değişikliği yaşadığını görüyorsunuz.
Örneğin, Avustralya ve Yeni Zelanda'ya insanlar kuruyan okyanusları yürüyerek geçmişler. Mesela, İngiltere'de timsahlar varmış. Şimdi de eriyen buzullara, orman yangınlarına bakarak "İşinsonu geldi" diyoruz.
Ben bu kadar kötümser değilim. Hele yaşadığım dönem Türkiye'sinde yer alan gelişmelere bakınca kötümser olmam mümkün de değil. Dünyada ormanların bittiğini iddia edenlere karşı diyoruz ki; Türkiye'deki ormanlar çoğalıyor, bir de yetmezmiş gibi şehirlere parklar yapılıyor.
Susuzluk tehlikesinden çok sık söz ediliyor ama şu son 50 yılda yapılan barajlara bakarsanız Türkiye'de susuzluk tehlikesinden bahsetmenin sadece bir fantezi olduğunu görürsünüz.
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.