Sesli Makale

23 Şubat 2015

Doğrudur, CHP’nin ekseninde konjonktürel kaymalar, yalpalamalar olabilir... Nitekim olmuştur da...

Kılıçdaroğlu projesiyle “Ilımlı Kemalizm eksenine kayıyoruz” görüntüsü vermeleri bu minvaldendir...

Bu zorunlu bir eksen kaymasıdır...

Zira sandıkta asla kazanamayan ve ancak askeri darbeler, ara rejimler, yüksek yargı marifetiyle iktidar olma şansı olan CHP için başka çare yok...

Ülkücüyü başkente aday gösterme, eski müftüden vekil çıkarma, Saadetçi’yi MYK üyesi yapma, Genel Merkez’e mescit açma..vb, çalışmalarla ‘CHP’de eksen kayıyor’ martavalını yutturmaya çalıştılar...

Lakin CHP’nin ekseni nereye kayarsa kaysın, tıyneti sabittir!...

Genetik kodlar değişmez... Milli şef despotizmi, baskıcı, faşizan uygulamalar CHP’nin tek parti döneminden kalan ve asla reddetmediği mirastır...

1925’te İsmet İnönü’nün kurduğu hükümetle ‘Takriri Sükûn Kanunu’nu çıkaranlar da bunlardır...

Bu kanunla, tek muhalefet partisi olan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı kapatanlar da...

Takriri Sükûn’la İstiklal Mahkemelerini kurup onca insanı gayrı meşru ve gayrı hukuki yargılamalarla idam eden de...

Ve yine Takriri Sükûn’la; “Yoldaş, Presse du Soir, Tevhidi Efkâr, Resimli Ay, Millet, Sada-yı Hak, Doğru Söz, Kahkaha, İstikbalye, Sayha, Tanın, Son Telgraf... gibi bir çok dergi ve gazeteyi kapatan da aynı CHP’dir... (Hükümetin yayın organları Hakimiyeti Milliye ve Cumhuriyet kapatılmamıştır bilginize...)

Birçok yazar, genel yayın yönetmeni 15 yıla kadar ağır hapis cezasıyla yargılanmış veya sürgüne gönderilmiş vakti zamanında...

Bugün değişen bir şey yok... Eksen kaya kaya aynı yere geldi!...

CHP’nin Pensilvanya ile yapmış olduğu kutsal ittifak deşifre olunca Gürsel Tekin açıklama yaptı;

‘ 8 ve 9 Haziran’da ilk işimiz bu kirli gazetelerin tamamına el koymak olacaktır... Tamamına!...  Sadece el mi koyacağız?... Aynı zamanda bu kirliliğe bulaşmış ne kadar işadamı varsa, onların da ‘patır patır’ hesabını soracağız...’

CHP’nin seçim vaadi bu!... İlk işleri kirli gazetelerin tamamına el koymakmış... (Hangi gazetenin kirli hangisinin temiz olduğunu tespit etmişler demek ki!...)

Ardı ardına girdiği onca seçimi kazanan Erdoğan her defasında ‘kirli gazetelere el koysaydı şimdiye kadar basın tertemiz olmuştu, değil mi ama?!...

Basın özgürlüğü yok, hükümet baskıcı, Erdoğan diktatör diyenlere bak...

Demokrasiyi getireceğiz, kimseyi ötekileştirmeyeceğiz diyenlerin ilk işleri gazetelere el koymak... 

Yaparlar... Yapmadıkları iş değil zaten... Yeni bir ‘Takrir-i Sükun’ kanunu çıkartırlar olur biter... (Tek parti olsalardı, belki?!...)

Sadece gazetelere el koymakla kalmayacaklarmış...

“Bunlarla ilgili ne kadar işadamı varsa onların da ‘patır patır’ (ne demekse?!) hesabını soracağız...” diyor Gürsel Tekin...

Ulan seçmeni “tıpış tıpış” sandığa gönderiyorsunuz...,

‘İşadamlarından “patır patır” hesap soracağız...’ diyorsunuz...

‘Paralel Eksen’de siyaset yaptığınızı gören halk son iki seçimde sizden “çatır çatır” hesap sordu...

Seçimi kaybedince ‘gacır gucur’ sesler çıkarıp, “ciyak ciyak” bağırdınız...

AK Parti yine “gümbür gümbür” geliyor, siz hala “paralel paralel” geziyorsunuz...

İlk iş olarak gazetelere el koyacaksınız öyle mi?...

Yine tekeriniz çıktı, gidiyorsunuz paldır küldür...

Belli ki netice aynı...,

Seçimden sonra yine “hüngür hüngür!...”

Yenişafak