Sesli Makale

Onca derneğine, okuluna, himmet kurumuna, gazetesine, televizyonuna..vs, el konuldu…

Üç beş cılız ses dışında Batı'dan fazla tepki gelmedi…

Zira devletin sinir uçlarına sızan Pensilvanya ekibi operasyon gücünü, ve dahi darbe imkan ve kabiliyetini kaybetti…

“Our boys did it” yerine, “Our Hodja did it”i denemişlerdi.., ama olmadı!...

Dolayısıyla Batı, Fetö'yü sattı… (Paralel de; 'Ben kimim ki zaten?...' demeye başladı!...)

Lakin onca beceriksizliklerine rağmen statükoculara ve klasik cuntacılara ilgisini kaybetmedi Batı… (Vefa meselesi olsa gerek!...)

Hürriyet'in iki camı, bir çerçevesi kırıldığında neler olduğunu hatırlıyoruz;

“ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby, “Hürriyet gazetesine yönelik şiddet ve vandallık kabul edilemez” dedi..,

AB Konseyi Başkanı Donald Tusk Hürriyet gazetesinin merkezine yapılan saldırılardan endişe duyduğunu söyledi…

ABD Büyükelçisi John Bass, bizzat Hürriyet'e gidip kırılan kutsal camı yerinde ziyaret etti!…

Biz de, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nden Türkiye'ye müdahale gelir mi diye endişelendiydik!...

Keza Can Dündar ve Erdem Gül'ün casuslukla suçlandığı davada da benzer tepki gösterdiler… Ve hatta daha da ileri gittiler…

İngiltere, Fransa ve Hollanda Başkonsolosları.., ve bazı Avrupalı parlamenterler mahkeme kapısına dayandılar… “MİTin refakatindeki tırın mahremiyeti mi olur, bu bir gazeteciliktir” diyen kaşalotlar kendi ülkelerinin istihbarat birimlerine ait en küçük sızmayı, bilgi paylaşımını, ifşaatı casusluk faaliyeti olarak görürler… (Tabii, MİT kim ki zaten?!...)

Velhasıl Batılı has elemanlarını yedirmiyor…

İçeride de mesleki bir dayanışma söz konusu…

'Casusluk' sanığı Can Dündar'a, MİT TIR'larına ait olduğu iddia edilen görüntüleri kimin servis ettiğine dair çok önemli bir delile ulaşmış ilgili Savcılık…

Can Dündar, “Tutuklandık” adlı kitabında görüntülerin kendisine getirilişini şu cümlelerle anlatmış:

“27 Mayıs Çarşamba günü öğleden sonra solcu bir milletvekili dostum getirdi görüntüleri. 'Merak ettiğin şey bu flash diskin içinde' dedi...”

Bunun üzerine Başsavcılık, 'ulağın' peşine düşmüş. Dündar'ın cep telefonuna ait HTS kayıtlarını incelemiş… Dündar'ın 27 Mayıs 2015 günü öğleden sonra 14:32'de CHP Milletvekili Enis Berberoğlu'yla görüştüğü ortaya çıkmış…

Enis Berberoğlu dün bir açıklama yaptı… Çok cümle kurdu ama; 'Hayır, o ben değildim' diyemedi…

Hadi bakalım ayıklayın şimdi pirincin taşını…

Asıl casus kim?...

Enis Berberoğlu'nun dokunulmazlığı kaldırılırsa o da casusluktan yargılanır mı?...

MİT tırlarını diline dolayıp Türkiye hakkında kara propaganda yapan CHP bu işin neresinde?...

Rus ve İran ajanlarıyla görüşen siyasiler var mı?...

Bugün yine Batılı konsoloslar mahkeme koridorlarında selfie çekmeye gelecekler mi?...

Fetö arada kaynayacak mı?...

Kemal abi casuslukla ilgili dosya açacak mı?...

Görecez bakalım…

Yenişafak
1 Nisan 2016