Sesli Makale

Eloğlu n’aptı?..

Sözde İran yaptırımlarının ihlali suçlamalarıyla haksız yere açıp tek sanığı olarak yargıladı Mehmet Hakan Atilla’yı.

İçimizdeki Amerikan oğlanları “Türkiye’nin başına bir musibet gelse de Erdoğan’dan kurtulsak” hevesiyle beklediler. Ama olmadı.

ABD, ‘ulusal güvenlik, ulusal çıkarlar” deyip 28 ay suçsuz yere içeride tuttu Hakan Atilla’yı…

Peki biz n’aptık?..

Anayasa Mahkemesi’nin “hak ihlali” kararının ardından İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Can Dündar’ı tahliye etti. (Şubat 2016)

Hasılıkelam, “casusluk ve vatana ihanet” suçlamasıyla hakkında ağırlaştırılmış müebbet istenen sanıkları serbest bıraktık!.. Mesela o sanıklardan biri olan Can Dündar bugün Almanya’dan Türkiye’ye çemkiriyor. Alman’ın kucağında oturup Türkiye hakkında kara propaganda görevini ifa ediyor…

Aferin bize!..

“Bu ülkenin ulusal güvenliği, ulusal çıkarları” her şeyden önemlidir, “vatana ihanet ve casuslukla” yargılananlar tahliye edilemez” dediğimizde itiraz ediyorlardı.

“Batı’ya demokraside tur bindirdik” diye sevinen şavalaklar vardı…

***

Yeni bir ‘hak ihlali’ kararı vermiş AYM.

“Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi” adıyla hazırlanan ve terör örgütü PKK’nın yasa dışı faaliyetlerine karşı yürütülen mücadeleyi “devlet katliamı” olarak nitelendiren metne imza atan 10 akademisyenin hakları ihlal edilmiş!..

Diğerlerine ne olmuş bilmiyorum.

Toplantıda 8 üyenin ihlal kararına karşı 8 üye ihlal bulunmadığı yönünde görüş bildirmiş.

Lakin Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan “hak ihlali” yönünde oy kullandığı için (eşitlik halinde başkanın katıldığı tarafın oyunun iki oy sayılıyormuş) “ihlal kararı” vermiş AYM…

Dünyada hiçbir devlet, çukur kazan, bomba tuzaklayan, molotof atan, elinde ağır silah olan, asker, polis, sivil demeden ateş eden teröristlere hiçbir şekilde müsamaha göstermez. Ayrıca terörü ve teröristleri övmek nefret suçudur…