Kendi halinde bir kafeye girdik...
Cam tarafının azıcık bir manzarası var. Oradaki bütün masalar boş.
Onlardan birine oturmaya yeltendik.
Garson çocuklardan biri "orası rezerve" dedi.
Ne oluyoruz yahu?
İki tost, iki çay için de rezervasyon mu yaptırıyorlar? Neyse, olabilir, belki kafe sahibinin bir ahbabı gelecektir deyip yandaki masaya geçtik, orasının da "rezerve" edildiğini öğrendik.
Cam tarafı öyle tutuluyor demek ki...
Tam bu nevzuhur görgüsüzlük alametine öfkelenmek üzereyken kasanın oradan birisikoşup "Haşmet abi hoş geldin, oturun abicim" demez mi?
Bak sen! Tanındık ve kafenin gözde (!) masasına uygun bulunduk.
Kızsam, insani bir krize yol açacak, vazgeçtim.
Nihayetinde bir kafe kendini "fine dining restoran" sanmaya karar vermiş.
Bize nasıl laf düşecek!
***
Aslında bugün hızla yaygınlaşan başka bir görgüsüzlük biçiminden bahsetmek istiyorum.
Yok! Kamyon büyüklüğündeki lüks arabasını trafiğe kapalı yaya yoluna sokup etrafa gösteriş yapan esnafınki gibi bir şey değil.
Suşiyi ağzını şapırdatarak yiyen Prada çantalı hanımefendiden de söz etmeyeceğim.
Meğer kına gecelerinde dört ayrı kıyafet değiştirenler varmış, onları da boşverin!
Bu haller zaten zaman içinde yumuşuyor, düzeliyor.
Benim değinmek istediğim şey son zamanlarda insan ilişkilerini, özellikle de iş yerlerindekiortamı mahveden ve virüs hızıyla yayılan bir davranış kalıbı.
Kültürel bir çözülüş...
İnsani bir deformasyon...
***
Hiç yorum yapılmamış
1978 kez izlendi
2111 kez izlendi
985 kez izlendi
1302 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.