PANDEMİ ile hazırlanan ZORLUKLAR her hükümetin başının belası oldu.
Olmaya da devam edecek gibi durmakta.
Daha önce yaşanan hiçbir döneme benzemeyen bir zaman diliminden geçmekteyiz.
Dünya sallanırken haliyle bize düşen ilk olarak "TÜRKİYENE OLACAK? OLAN BİTENDEN NE KADAR ETKİLENECEK?" soruları oluyordu...
Yerele dönüp içeriden isimlere partilere girmek istemiyorum.
Yakında her kulvarda büyük sürprizlerin olacağı SIR değil. 2023 sadece bu ülkenin çocukları için değil, başkaları için de önemli! Dışarıdaki bazı odaklar bunu final yılı olarak görmekte...
Binlerce kez yazdım!
"TÜRKİYE çok önemli bir ülkedir. Kendi haline bırakılmaz" diye...
Bu nedenle zorlayıcı hamleler gelecektir...
Deneyeceklerdir.
Geçtiğimiz aylarda SİYASİCİNAYETLERİ konuşuyorduk.
Türkiye'nin hiç de yabancı olmadığı konuydu bu. Siyasi cinayetler SİYASETİNROTASINI değiştirmek için işlenirdi. EN fazla TETİĞİ ÇEKEN yakalanırdı. Arkasına, asıl patrona kimse ulaşamazdı. Ulaşılanı görmedim. Çünkü tarafları net olarak ortaya koymakta zorlanıyorduk... Daha doğrusu TARAFLARI bilmiyorduk ki!
Açalım... Münih Güvenlik Konferansı Başkanı Wolfgang Ischinger, Türkiye'nin Batı'nın güvenliği ve barışı için çok önemli bir role sahip olduğunu belirterek, "Türkiye'nin, İngiltere'nin Avrupa Birliği'ne yaptığı gibi, benzer bir yola gitmesini, bizlere 'Hadi hoşça kalın' demesini istemem" dedi. 2008'den bu yana konferansın başkanlığını yürüttüğünü, bu süre zarfında uluslararası alanda pek çok krize tanıklık ettiğini söyleyen deneyimli Alman diplomat, "Ancak günümüzdeki gelişmeler, geçmişte yaşadıklarımızın toplamını gölgede bırakıyor. Ben, aynı anda, pek çok krizin eş zamanlı geliştiği böyle bir süreci hatırlamıyorum" diye konuştu.
Yani "ÖYLE BİR SAVAŞIN İÇİNDEYİZ Kİ TARAFLAR NE ASKER NE CEPHANE YETİŞTİREBİLİYOR" diyordu. Elbetteyaşadığımız anladığımızanlamda bir SAVAŞdeğildi bu. Ancak büyükmücadele vardı...
Wolfgang Ischinger Türkiye ile ilgili kısma şöyle nokta koyuyordu:
Şu anda, Karadeniz'de ve etrafındaki bölgede güvenlikten daha büyük önem taşıyan bir şey yok. Karadeniz bölgesinin gerçekte taşıdığı büyük stratejik önem çoğu zaman Almanya'da çok hafife alınıyor...
Burada Türkiye çok, çok, çok büyük bir öneme hatta merkezi bir öneme sahip... Ve umarım Türkiye tüm Batı'nın ve Avrupa'nın barış ve güvenliği için taşıdığı bu önemli rolü üstlenmeye devam edecek...
Yani Ischinger "Avrupa'nıngüvenliğiTürkiye'denbaşlar. Bunukaybedemeyiz" demek istiyordu. Ki çok haklıydı...
İngiltere'yi ÖTEKİ yapan MünihGüvenlik KonferansıBaşkanı Türkiye'yikaybetmeyeceklerinidile getiriyordu! Vekonuşmasının sonunda "TÜRKİYE NATO'DA KALMALIDIR. KALMASI SAĞLANMALIDIR..." sözleriyle mesajınıveriyordu.
Peki bu nasıl olacaktı?
İşte asıl düğüm buydu! Türkiye NATO'da kalacak mıydı? Çıkacak mıydı?
Hangi kadrolar hangi kararları alacaktı?
Yaşanan tüm sorunlara rağmen ANKARA NATO ile yollarını ayırmadı.
Ayıracağını gösterse de işaretleri verse de "BENYOKUM" demedi. S-400 hamlesi bile NATO için yeterince korkutucuydu...
Enerjiden finansal hamlelere kadar uzanan hatta baktığımda bir GÜÇ Türkiye'yi NATO'da eski formuyla istiyordu. Bunun için de ellerinden gelen güçle bastıracaklardı. Bunu da gizlemiyorlardı...
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.