Sesli Makale

Bu, bir virüs. Adı Korona. Çok uzun yıllardır bilinen bir virüs ailesi. Yeni değil. Salgın da yeni değil. Daha önce defalarca salgın oldu; şimdi yine oluyor. Sars olmuştu, bir Korona salgınıydı. Mers olmuştu, Korona salgınıydı. Şimdi “Covid-19” oldu, bu da Korona salgını.

1981’de olmuştu, Korona salgınıydı. 1964, 1951, 1945, 1925, 1918, 1906 yıllarında da olmuş. Hepsi Korona salgını. Oyun, plan, derin küresel güçler falan filan yok. İran böyle saçmaladı diye öldü. İtalya böyle saçmaladı diye öldü. Virüs bu ve bulaşıcı. Saçmalayan ölecek, akıllı olanlar hayatta kalacak.

Basit şeyleri küçümsüyoruz, altında bir şeyler arıyoruz; çünkü biz böyleyiz. Basit olunca ciddiye almıyoruz, hata ediyoruz ve ölüyoruz. Aslında çok basit; Ellerini yıka, fazla dolaşma, kalabalık yerlere girme, eve girince elbiselerini havalandır, elini yüzünü düzgünce yıka. Sarılma, tokalaşma, öpüşme; bar, pavyon, restoran, kafe ve kahvelere gitme. Şimdi nesi zor bunun? Neresi karışık?

Ama işte bütün dünyada insanlar bunları yapmadılar diye ölüyorlar. Doğal olarak hiç kimse “Ben gerizekalıyım, bu kadar basit şeyleri yapmadım diye durup dururken kendi aptallığım yüzünden hasta oldum” diye itiraf edemez. Aslında hepimiz aptallık yüzünden ölebiliriz. Virüs, aptallar arasında hayatta kalıp bulaşabiliyor; akıllı ve tedbirli insanlara denk geldiğinde devam edemiyor. Hepsi bu.

Bu virüs havadan, sudan bulaşmıyor. Sabotajcı ajanlar gece uyurken gelip burnumuza bir şey sokmuyor. Yurt dışından gelip “Bana bir şey olmaz, iyiyim ben, niye eve kapanacakmışım” gibi cahil zırvalarıyla bencillik yapanlar, aramızda potansiyel katiller olarak dolaştığı için hasta oluyoruz. Sonra bu benciller yüzünden ölüyoruz. Hepsi bu.

Temas etme.

Ellerini yıka.

Elbiselerini havalandır.

Dolaşma.

Durup dururken hastanelere yığılma.

Stokçuluk yapma.

Hurafelere inanma.

14 gün kuralına uymayan virüs dağıtıcısı cahilleri görürsen onları uyar, ısrar ederlerse yetkililere haber ver.