Sesli Makale

14 Ekim 2015

Eski patronum, eski dostum Cem Uzan, iki binli yılların başlarında bir darbe beklentisi içindeydi. Darbeden sonra da onu "sivil başbakan" yapacaklarını umuyordu, bir tür Nihat Erim, Ferit Melen ya da Naim Talu gibi...
Öyle ya, hem milliyetçi, hem de politikada yepyeni, hiçbir başarısızlığa imza atmamış, Çiller ve Yılmaz gibi yıpranmamış, üstelik Erdoğan'a da şiddetle karşı çıkmış bir "kenar aktörü"... Yeni bir soluk!
İhtirasları aklının önüne mi geçmişti, yoksa kimilerinin şeytan gibi gördüğü genç adam aslında bir çocuk kadar saf mıydı, tarih karar verecektir.
Onu bu noktaya kimlerin ittiğini, kimlerin onu "paşamın selamı var, az beklesin, bu sefer bu iş tamam" diye "dolduruşa" getirdiklerini bilen biliyor, bilmeyene de on beş yıl sonra anlatmanın gereği yok. Köprünün altından çok sular aktı.
Bakın nereden nereye... Devlet Bahçeli'nin son zamanlarda sergilediği tuhaf tutum, akıllara soru işaretleri düşürmüş...
Bahçeli son beş aydır takındığı tavırla "Mister No" mertebesine yükseldi. Amazon ormanlarının çizgi roman kahramanı değil tabii, "ne şuna ne buna gelen" adam anlamında.
Bahçeli her türlü koalisyon teklifine de karşı çıktı, seçim hükümetine bakan vermeye de. Yalnız bunlara değil, şimdi terör üzerine "görüşmeye, konuşmaya" bile yanaşmıyor, yalnız başbakanı değil ana muhalefet liderini de reddediyor.
Yaptığı "olumlu" iş de, kafasında kasket elinde tesbihle resim çektirmek gibi çocukça saçmalıklardan ibaret kalıyor. Yaşını başını almış adam gülünç oluyor.
Önce "korkuyor" yorumu yapıldı tabii, Türkiye'yi batıran o meşum Ecevit-Yılmaz-Bahçeli koalisyonunun henüz unutamadığı acı deneyimiyle...
Fakat şimdi boyut değişti, "ara rejim mi bekliyor" sorusu da açıkça telaffuz edildi!
Hani bu sefer kendini yıpratmadan... Yalnız Demirtaş'a şiddetle karşı çıkmakla kalmamış, AKP ve CHP'ye de "mesafeli" durmuş, on dört sene evvelki rezaleti de unutturmuş, alternatif babayiğit?
Bu mümkün müdür? Yani, Fethullah basınında kalem oynatan puştların ileri sürdükleri gibi bir darbe ihtimali var mıdır? Olabilir mi?
PKK'nın ensesine alıcı kuş gibi çökmüş iktidarı mı devirecektir ordu?
Asker, yıllardır hiç karışmadığı politikaya şimdi birdenbire bodoslamadan dalacak kadar çıldırabilir mi?
Gerekçe olarak ne gösterilecektir? Ankara'da iki bomba patladı, doksan yedi kişi öldü, milli birlik beraberlik, Atatürk ilke ve devrimleri, falan filan mı?
Kaldı ki, asker, bir ara rejimde iktidarı Bahçeli'ye eliyle hediye edecek kadar düşüncesiz mi?
Devlet Bahçeli, Cem Uzan kadar saf mı? Yoksa, yalnızca çapsız bir çaresizlik mi sergiliyor?
Azıcık artsa da eksilse de, "yüzde on beş dolaylarında oy toplamaya fit olmuş" bir siyasi figüran silikliği?
Hiçbir şey yapmazsan yanlış da yapmamış olursun çünkü.
Bunlar spekülasyon. Ben size "ampirik" gerçeği söyleyeyim: Son haftalarda konuştuğum her ama her MHP'li, "7 Haziran'da oyumu verdim ama 1 Kasım'da vermeyeceğim" dedi. İstisnasız, hepsi. Bir kişiden de "reis doğru yapıyor" cümlesini duymadım.

Sabah