DÜNYA

Ardan Zentürk : Türkiye büyük saldırıyla karşılaşacak, endişeliyim…

Tarih
22 Nisan 2021
İzlenme
Kişi
Yazar
Ardan Zentürk

Gelişmelerin kısa özeti, Türkiye’nin Libya ve Dağlık Karabağ Savaşı’nda gösterdiği askeri etkinliğin, çok yönlü rahatsızlığa neden olduğudur.

“Kuşatma”nın İran’dan Türkiye’ye doğru yeniden yapılanmasının temelinde, dünya sisteminin “orta büyüklükte yeni bir süper güce ihtiyaç duymadığını” Ankara’ya hissettirmesidir.

Küresel sistem “üçlü süper güç” rekabeti ve hemen yanı başında “orta ölçekli süper güç dengeleri” üzerinden şekillenirken, Türkiye’nin önünün kapatılması, kaçınılmaz bir çaba mıdır, evet.

“Küresel Britanya”nın ve Fransa-Almanya hattına İtalya+İspanya’nın eklenmesiyle “Küresel Avrupa Birliği”nin “orta ölçekli süper güçler” olarak kendilerini gösterdikleri bir dönemde, belli ki plan, yeni bir gücü kabul etmiyor.

ABD-Rusya-Çin hattındaki rekabetten herkes memnun görünüyor, Washington-Moskova-Çin kendi güç alanlarının sınırlarını yeniden yapılandırma peşindeler…

ABD, “Rusya ve Çin tehdidi” üzerinden NATO’yu Soğuk Savaş yıllarında olduğu gibi yanında görmekten memnun, keza, son açıklamasında, kendi güç alanını tarif edip ortaya “kırmızı çizgileri” yerleştiren Rus lider Putin’de…

Çin ise, ABD’nin dışlayıcı/ambargocu politikalarından yararlanarak kurduğu Pakistan-İran hattını güçlendirme, (Uygur sorunu olsa da) bu hatta ekonomisi zor günler yaşayan ve ABD+Rusya ile hayati sorunlar yaşayan Türkiye’yi ekleme stratejisini sürdürüyor. Bu gelişmelere yakın gelecekte Pekin-Riyad stratejik hattının eklenmeyeceğini kim söyleyebilir, kimse…

KÖRFEZ’DEKİ GELİŞME YAKINDAN İZLENMELİ…

Kanımca, 9.Nisan.2021 günü, Irak’ın başkenti Bağdat’ta Suudi Arabistan Genel Direktörü Halid bin Ali el-Humeydan ile İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Gen.İsmail Kani arasında gerçekleşen özel görüşme, Türkiye’de yeterince değerlendirilmedi.

Irak Başbakanı Kazimi’nin 31.Mart.2021’de gerçekleşen Riyad ziyaretinde Suudi veliaht Prens Muhammed bin Selman ile yaptığı görüşmede planlanmış bir buluşmaydı bu ve İran ile Suudi Arabistan’ın aralarındaki sorunu gerginliği azaltarak çözme yönünde önemli bir adım olarak değerlendirildi.

İsrail-BAE anlaşması ne anlama geliyor? Körfez'deki şer ittifakının Ortadoğu'daki amacı nedir? - Son Dakika HaberlerKuşkusuz, bu konuda, son dönemde Suudi Arabistan ile ilişkisini en yüksek düzeye doğru taşıyıp, eski ablukacı siyasetin izlerini silmekte olan Katar ve her zaman bağlantısız kalmayı başarmış Umman’ın da Körfez İşbirliği Konseyi üyeleri olarak bu süreçte önemli katkıları olacaktır.

Amerikan yönetiminin, İran’la, Viyana’da süren görüşmelerde İran ile nükleer anlaşma konusunda er-geç ilerleme sağlayacağının, hatta, çok yakında ABD-İran Ortak Deklarasyonu’nun hazırlandığı yönündeki bilgiler de Suudi Arabistan’ın İran’la yeni bir dönem başlatmasının zeminini oluşturuyor kuşkusuz…

ABD’nin İran’la nükleer anlaşmaya geri dönmesi ve bu ülkeye karşı konulmuş ambargoların kalkmasıyla Körfez bölgesindeki iklimin değişmesi de kaçınılmazdır.

İran; 1- Nükleer silahlanma gayreti içinde olmadığını ABD’ye iyi aktardı, 2- 1979’dan bu yana sürdürdüğü bölgesel çatışma stratejisini durdurduğunu, çünkü artık yıkılmış olan ekonomisini toparlaması gerektiğini sergiledi, 3- ABD yeni yönetimden “Filistin’in yalnız bırakılmayacağı, İsrail’in sınırlarını tek taraflı kararlar ile genişletmesine izin verilmeyeceği” garantisini aldı.

KIBRIS’TAKİ DÖRTLÜ TOPLANTI TÜRKİYE İÇİN ALARMDIR…

Dünya siyasetinde “Abraham (İbrahim) Anlaşması” olarak adlandırılan İsrail-BAE birlikteliğinin İran cephesinde sarsıldığı bir dönemde dört ülkenin dışişleri bakanının Kıbrıs’ın Baf kentinde buluşması önemlidir.

Ardan Zentürk: FETÖ'nün Misyonu Devam EdiyorKıbrıs Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodules, mevdikaşları Nikos Dendias (Yunanistan), Gabi Eşkenazi (İsrail) ve BAE Dışilişkilerden Sorumlu eski Bakanı ve Vileaht Prens bin Zayed’i başdanışmanı Enver Gargaş ile buluştuğunda bölge için yeni bir kavramın da geliştiği ortaya çıktı.

Kuzey Afrika’dan Ortadoğu ve Körfez’e uzanan “GENİŞLEŞTİLMİŞ DOĞU AKDENİZ…”

Türkiye’nin MAVİ VATAN İDEOLOJİSİ ile gasp edilmeye çalışılan haklarını korumaya çalıştığı Kıbrıs merkezli Doğu Akdeniz sularına dönük farklı bir yaklaşım ile karşılaştık.

BAE ve Suudi Arabistan’ın, Yunan-Rum ikilisiyle, İsrail’in yanında yer alarak geliştirdikleri askeri işbirliği ve bu gelişmeye dönük ABD+AB desteği bir tesadüf olabilir mi, hayır…

ABD’NİN TÜRKİYE’Yİ S-400 KRİZİ BAHANESİYLE F-35 PROGAMINDAN RESMEN ÇIKARTTIĞI VE AMBARGOCU POLİTİKAYI TIRMANDIRDIĞI BİR DÖNEMDE, AMERİKAN-YUNAN İKİLİSİ ASKERİ İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASINI YENİLEME MÜZAKERELERİNİ SÜRDÜRMESİ DE BİR TESADÜF DEĞİLDİR…

Yeni anlaşma, Yunanistan’a, çok arzu ettiği F-35 savaş uçakları, hava savunma sistemleri, saldırı helikopterleri ve çok sayıda zırhlı araç devrini öngörmekte, ABD’nin askeri alanda 1952’den bu yana uyguladığı Türkiye-Yunanistan Denge Politikası’nı da bir kenara bırakmaktadır.

Avrupa Birliği’nin Doğu Akdeniz’de doğrudan Yunanistan-İsrail ittifakını desteklemesi de trans-Atlantik emperyalist yapılanmanın Türkiye politikasının net ve değişmez bir şekilde planlandığını göstermektedir.

Bu planda, Türkiye-Mısır, Türkiye-İsrail ilişkilerinde kalıcı yakınlaşma yoktur, aksine, bu devletler ile müzakereler sürdükçe, Türkiye’yi “aciz devlet” gösterme gayretinin yaşanması kaçınılmazdır.

ANTİ-EMPERYALİST DURUŞU OLAN EKONOMİ ANLAYIŞI…

Bütün bu gelişmelerin ayak seslerinin duyulduğu dönemlerden bu yana düzenli olarak Türkiye’nin MİLLİ BEKA EKONOMİSİ’ne sahip olması gerektiğini, bu yapılanmanın anti-emperyalist duruşu olan tüm unsurların katılımıyla siyaset üstü bir anlayışla hayata geçirilmesinin gerektiğini söylüyorum.

TÜRK EKONOMİSİ; 1- “Serbest piyasa koşulları” adı altında küresel finans oligarşisinin/emperyalizmin saldırılarına açıktır

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;