Sesli Makale

Külliye’nin, Erdoğan’ı, Beyazsaray’a oturduktan 3 ay sonra arayıp, “soykırımı tanıyacağını” bir gün önceden bildiren Joe Biden görüşmesiyle ilgili açıklamasında yer alan “İki lider, haziran ayında düzenlenecek NATO Liderler Zirvesi’nin marjında görüşme konusunda anlaşmaya vardı” cümlesi talihsizliktir.

Millet, Türkiye ile köprüleri atmakta tereddüt göstermeyen bir Amerikan Başkanı ile Erdoğan’ın ne görüşeceğini de sorgulamakta haklıdır.

Dünkü yazımda, bir “müttefik”(!) olarak Amerika Birleşik Devletleri’nin “PKK-FETÖ terör örgütlerinin kurucu ve kollayıcısı olarak aziz vatanımıza dönük kanlı saldırıların, 15 Temmuz gibi kanlı işgal girişimlerinin, Doğu Akdeniz’de ülkemize dönük kuşatmanın faili olduğunu” belirten 6 maddelik açıklamam dikkat çekti.

Millet, Biden’ın “soykırım” kelimesinin kullanmasının o 6 madde yanında “buçuk kimlik taşıdığını” biliyor.

Millet, siyasetin esas olarak;

1.  Amerika’nın ısrarla sürdürdüğü PKK ile askeri ittifak ve bu terör dövletine Suriye’nin kuzeyinde devlet kurdurma çabalarına,

2.  Doğu Akdeniz’de kurdurmuş olduğu İsrail-Yunanistan+Kıbrıs Rum merkezli, Suudi Arabistan, Mısır, BAE katılımlı ŞER İTTİFAKI’na olan desteğine,

3.  “Deşifre olmuş” bir casusluk teşkilatı olmasına rağmen, FETÖ’yü, belli bir plan doğrultusunda koruyup-kollamasına karşı ne cevap vereceğini beklemektedir.

Millet, 2021 yılı Türkiye’nin 1974-1975 Türkiye’sinden güçlü olduğuna olan inançla, ABD’nin Kıbrıs Harekatı sonrasında sergilediği durum karşısında İncirlik başta ülkedeki tüm Amerikan üslerinden bayrak indirtmiş Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan ve Süleyman Demirel kadar kararlı bir duruş beklemektedir.

ABD’ye karşı alınacak kararların, esasen, “soykırım” kelimesiyle ilişkilendirilmesi de yanlıştır. ABD’ye karşı alınacak ve BU ÜLKENİN ASKERİNİN PİS POSTALININ ŞEHİT KANIYLA SULANMIŞ VATAN TOPRAĞINDAN ÇIKMASINI sağlayacak karar yukarıda belirttiğim maddeler çerçevesinde dünyaya anlatılmalıdır

PKK-FETÖ HESAPLAŞMASI DÜNYANIN GÖZÜ ÖNÜNDE YAPILMALI…

Ülkemize karşı biri Pentagon bağlantılı milis teşkilatı hüviyeti taşıyan PKK terör örgütü, diğeri, devletin içinde 50 yıl içinde yapılandırılmış bir casusluk teşkilatı olarak FETÖ ile büyük saldırı gerçekleştirmiş ABD ile görüşecek bir konumuzun kalmadığı çok açıktır.

Bu kez yaşanılanlar, devletlerin gri bölgesi olarak adlandırılan alanlarda, “istihbaratçılar” zemininde değil, açık-seçik milletin gözleri önünde yaşandı.

Amerikan ordusunun PKK’ya silah desteğini ortaya çıkarıp Milli Güvenlik Kurulu kayıtlarına ilk kez geçiren dönemin Jandarma Genel Komutanı –şehit- Orgeneral Eşref Bitlis’in o dönemde bir “devlet efsanesi” olarak adlandırılan çabalarını bu millet Irak’ta, Suriye’de, binlerce TIR silahın sevkiyle gördü.

“Seni özledik Hocaefendi” sözleriyle meşruiyet kazandırılan bir sözde imanın Amerikan emperyalizminin desteğinde “sözde halifelik” tutkusuyla devletin bütün kurumlarında nasıl yapılandığını, bu yapının Amerika’dan gelen bir emirle ülkeyi parçalayıp devleti  ortadan ihanete nasıl imza attığını 15 Temmuz 2016’da şehitler vererek yaşadı

SİYASETİ BİLEMEYİZ, AMA MİLLETİN DÖNÜŞÜ YOKTUR…

DEVLETİ YÖNETENLER, SİYASETİN ZİRVESİNDE YAŞAYANLAR, NE TÜR GEREKÇELERLE BU “ŞER GÜÇ” OLAN AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ İLE NE YAPAR, KENDİLERİNE BİR GÜN UZATILAN ELLERİ SIKARLAR MI, BİLEMEYİZ, AMA, NET VE DEĞİŞMEYECEK GERÇEK MİLLETİN GERİ DÖNÜŞÜNÜN OLMADIĞI, TAVİZCİ POLİTİKALARI DA ER-GEÇ CEZALANDIRACAĞIDIR.

Yıllardır bugünün bir gün geleceğini uyaran ve bu nedenle, “neo-liberal uygulamalardan arınmış, küresel finans oligarşisine teslim olmayan” bir MİLLİ BEKA EKONOMİSİ’nin siyaset üstü yaklaşımla ve toplumun bütün kesimlerinden gelecek demokratik katılımla yapılandırılması gerektiğini savundum.

Anti-emperyalist mücadele, “stratejik duruştur”, asla “taktik manevralarla” yürütülemez… Mücadelenin ana zemini “çatışmadır”, “uzlaşmacı kimlik” zamanla teslimiyete ve yenilgiye yol açar…