SİYASET

Madımak sanıkları 23 yıldır mağdur!

Tarih
02 Temmuz 2016
İzlenme
Kişi

Mağdur aileleri Sivas davasının bir skandallar davası olduğuna hemfikir.Avukat Cüneyt Toraman, Madımak'ta 4 kişinin silahla öldürüldüğüne dair bir rapora ulaştığını belirterek, “Olay sırasında 2 oteldeki 2 görevli ile 2 gösterici silahla öldürülmüş. Ancak bu ölümler kasten dava dosyasının dışında tutuldu.” dedi. 

Madımak Oteli'nde gerçekleşen komplonun failleri 23 yıldır bir türlü bulunamazken, olayla ilgisi olmayan isimler, düzmece delillerle 23 yıldır türlü zulümlere maruz kalıyor ve hapislerde mağdur ediliyor. Hapisteki mağdurların aileleri ve davanın avukatları, Sivas davasının bir skandallar davası olduğunu belirterek, mağduriyetlerin artık giderilmesini istedi.

Sivas davası avukatlarından Cüneyt Toraman, Madımak olayı ile ilgili 2013'te hazırlanan raporda, 4 kişinin silahla öldürüldüğüne dair bilgiye ulaştığını söyledi. Davanın seyrini değiştirecek ilginç ayrıntıyla ilgili olarak Toraman, “Rapora göre, olaylar sırasında otel içinde 2 otel görevlisi, dışarıda ise 2 gösterici silahla öldürülmüş. Ancak bu ölümler dava dosyasının dışında tutuldu.” dedi.   

Derin odakların kotardığı Madımak komplosunda 37 kişi ölmüş, büyük çoğunluğu masum 82 kişi, haklarında suçlar uydurulup hapse atılmıştı. O ‘suçsuz suçluların' bir kısmı hapiste öldü, bir kısmı tahliye edildi. Bir bölümü ise, Madımak olaylarının 23. yıldönümünün yaşandığı bugün, hâlâ hapislerde acı çekiyor. 

Karanlık odaklarca, sorumluluğu dindarlara yıkılarak öldürülen 37 kişi bir yana, ‘suçlu' diye sokaktan, evinden, işyerinden toplanıp götürülen ve 23 yıldır hapiste tutulan masumların çilesi sürüyor. Zaman'a konuşan mağdur aileleri, birilerinin Sivas dosyasının yeniden açılmasından korktuğunu belirtti. Adaletin geç de olsa sağlanması için yeniden yargılanma yapılması gerektiğini ifade eden mağdurlar, çok zor günler geçirdiklerini ancak sadece Allah'a dayandıklarını söyledi.

OLAYLARDA İSTANBUL'DAYDI, MÜEBBET YEDİ

Sivas davası mağduru Bülent Düvenci'nin eşi Buket Düvenci, çok zor yıllar geçirdiklerini belirterek, şöyle konuştu: “Çocuklarım 5-6 yaşlarındayken, şu an 30'lu yaşlardalar. Dava sürecinde deliller hiç dikkate alınmadı. Eşimi gördüğünü söyleyen polisi yaklaşık 10 yıl önce bulduk. ‘Siz Bülent Düvenci'yi gördüm, dediniz ama nasıl gördünüz? Çünkü tanık tespitinde bu polis eşimi gördüğünü söyleyememişti. Kendilerine isim listeleri verildiğini, bu listeler doğrultusunda, ‘Gördük' diye ifade verdiklerini, pişman olduğunu söyledi. Bunları mahkemeye sunmamıza rağmen mahkeme dikkate almadı. Mahkeme, eşimin olay sırasında İstanbul'da olduğuna dair belgeler olmasına rağmen müebbet hapis cezası verdi.”

Mağdur aileler arasında en fazla çaba gösteren kişinin kendisi olduğunu kaydeden Düvenci, “Ankara'ya, Meclis'e de gittim. Orada önemli isimlerle de görüştüm ama hiçbir şey çıkmadı. Biz artık şuna karar verdik ki, birileri Sivas dosyasının açılmasından korkuyor. Birileri korkuyor gibi geliyor bana.” dedi.

EŞİM, HAPİSTE TORUN SAHİBİ OLDU

Düvenci, eşinin çektiği sıkıntıya rağmen hâlâ kendilerini teselli ettiğini söyleyerek, “Kendisi bizi teselli ediyor. Hapse girdiğinde filinta gibiydi, şimdi saçları bembeyaz olmuş, ağzında diş kalmamış bir dede oldu. Sabretmekten başka elimizden gelen bir şey yok. Bu insanlar suçsuz yere yatıyorlar. Tek isteğim yeniden yargılanmalarıdır.” ifadelerini kullandı.

Bir üsteğmenin, ‘Sivas'taki Madımak olayını Özel Harp Dairesi'ne mensup 13 kişiyle biz gerçekleştirdik.' şeklinde basına yansıyan sözlerini hatırlatan Düvenci, “Yine o gün Erdal İnönü'nün gelip Numune Hastanesi Başhekimi'ne tehditvari bir şekilde, ‘Yakılarak öldürüldüler, şeklinde rapor vereceksin' sözleri ve başhekimin birkaç gün sonra istifa etmesi soru işaretleri oluşturuyor. Ölenlerin resimlerinin çıkmasına rağmen birinci dereceden yakılarak öldürüldü denilmesi, bunların hepsi gözümüzün önünde. Olay için suçlu aranıyordu, bizimkiler mağdur edildi.” dedi.

ÇEKTİĞİMİZ SIKINTILARI ANLATMAK MÜMKÜN MÜ?

Sivas davasının bir diğer mahkûm mağduru Cafer Soykök'ün oğlu Mehmet Soykök, babasının hukuk dışı bir davayla hapse atıldığını söyledi. Soykök, “Otel yangını veya içeride ölen insanlar yüzünden ceza almış bir kişi dahi yok. Kırılan Atatürk büstü yüzünden 146/1'den ceza alanlar bile var. Çektiğimiz sıkıntıları anlatmam sizce mümkün mü? Ama biz iman edenler olarak biliyoruz ve sabır gösteriyoruz.” şeklinde konuştu.

SİLAHLA ÖLDÜRÜLENLER GÖZ ARDI EDİLDİ

Sivas davası avukatlarından Cüneyt Toraman da, davayla ilgili 2013'te hazırlanmış raporda dikkat çekici bilgiler olduğuna değindi. Raporda, mağdur sayısının 35 olarak gösterildiği ve otel çalışanları da mağdurlar arasında bulunduğu halde, silahla öldürülen 2 otel görevlisi hakkında hiçbir işlem yapılmadığının yer aldığını ifade eden Toraman şöyle dedi: “Ölen otel görevlileri dava dışı bırakıldığı için, bunlarla ilgili herhangi bir delil toplamaya da gerek görülmemiştir. Otelde bulunan çok sayıda kişiden, sadece 2 otel çalışanının ve protestoya katılanlardan 2 kişinin vurularak ölmesi, silahlı saldırının, otelin

dışındaki protestocular tarafından, otelde kalanlara yönelik olmadığına işaret etmektedir.

Sebebi ne olursa olsun, otel içinde silahla 2 kişinin ölümü söz konusu olup, bunlarla ilgili soruşturma yapılması zorunludur. Silahla öldürülen 4 kişi hakkında hiçbir inceleme yapılmadı. Bu 2 kişiyi kimin öldürdüğü ve nasıl öldürdüğü belirlendikten sonra, suçun vasfının tayin edilmesi gerekmektedir.”

Sivas davası dosyasında, gösteriye katılanların silah kullandığına ilişkin hiçbir bulgu yer almıyor. Toraman, bu gerçeği “Bu durumda bu 4 kişinin, göstericilerin dışındaki kişiler tarafından silahla öldürülmüş olması gerekir. İddia makamının ölümler arasında ayırım yapması, unutkanlıkla geçiştirilemeyecek düzeyde, affedilemez ve vahim bir hatadır! Adil yargılama ilkesinin ağır bir ihlali niteliğindedir.” şeklinde değerlendirdi.

Madımak'ta 2 Temmuz 1993'te ne olmuştu?

-Sivas'taki gerginlik, Salman Rüşdi'nin Şeytan Ayetleri adlı kitabını Türkiye'de yayımlayan Aziz Nesin'in şehre geleceğinin duyulması üzerine başlamıştı. Nesin, bütün uyarılara rağmen, 2 Temmuz 1993'teki Pir Sultan Abdal Şenlikleri için Sivas'a gitti. Şenlikte, amacını aşan bazı faaliyetler yapılması şehri iyice gerdi. Şehirde olaylardan önce meçhul kişilerce Aziz Nesin karşıtı bildiriler dağıtıldı. 2 Temmuz'da cuma namazından çıkan kalabalıklar, şehre birkaç gün önce gelen ve kimsenin tanımadığı, yaz ortasında haki renkli parka giyen meçhul kişilerce tahrik edildi. Nesin ve şenlik için gelenlerin kaldığı Madımak Oteli'nin çevresi kalabalık tarafından sarıldı. Meçhul kişilerin tahrikiyle otel ateşe verildi. 33 kişi dumandan boğularak, 4 kişi silahla vurularak öldü. Olaydan sonra parkalı provokatörler sırra kadem basarken, masum insanlar sokaktan, evlerinden, işyerlerinden toplanıp hapse atıldı. Olaydan bir gün sonra 35 kişi, birkaç gün sonra da 190 kişi gözaltına alındı. 124'ü hakkında “laik düzeni değiştirmeye çalışmak”tan dava açıldı. Ankara 1 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde görülen dava, 26 Aralık 1994'te karara bağlandı; 22 sanık 15'er yıl, 3 sanık 10'ar yıl, 54 sanık 3'er yıl, 6 sanık  2'şer yıl hapis cezası aldı. 37 sanık beraat etti. Müdahil avukatlar karara itiraz edip temyize gitti. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, mahkemenin kararını esastan bozunca yargılama DGM'de yeniden başladı. 28 Kasım 1998'de açıklanan kararda 33 sanık idama, 14 sanık 15 yıla kadar hüküm giydi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 24 Aralık 1998'de cezaları onadı. İtirazlar, karşı davalar reddedildi. 

Zaman

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

BU KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;