GÜNCEL

Yücel Koç : Patras vakası ve ihanet mektubu

Tarih
26 Ekim 2023
İzlenme
Kişi
Yazar
Yücel Koç

Bir yerde Müslümanlar sıkıntı çekiyorsa orada mutlaka ‘ihanet’ vardır.

İşte Gazze…

7 Ekim’den bu tarafa sergilenen vahşeti, arka planda kimlerin, hangi hesaplarının yattığını aklımız ve bilgimiz yettiğince anlatmaya çalıştık.

Benzer tabloyu Irak’ta da gördük, Suriye’de de, Lübnan’da da, Arakan’da da, Yemen’de de…

Şimdi Gazze’de oluk oluk Müslüman kanı akmakta ve dünya sadece seyretmekte...

Hatta ‘medeni’ geçinen Batı ülkeleri, tam saha bu vahşete destek vermekte!

Bu ne ilk, ne de son…

Biz Müslümanlar, dinimizin emrettiği şekilde birlik ve beraberlik içinde bulunsak, üzerimize farz kılındığı biçimde -bize düşmanlık besleyenlere mukabele edecek- silah gücüne sahip olsak, bunları yapmaya kimse cesaret edemez… Ama nerdeee!

     ***

Tarihte buna benzer hadiselerle pek çok defa karşılaştık.

Ders alsaydık, gaflet tuzağına düşmeseydik, bu çaresizliği yaşamazdık.

Bugün içinde bulunduğumuz şu duruma bakın…

Gazze’de çocukların bir tonluk bombalarla katledildiği bu vahşetin hemen öncesinde, ülkemizde ‘Arap’ kamuflajıyla -bilinçli- olarak körüklenen Müslüman düşmanlığının, toplumumuzun bir kesimini, İsrail’in gönüllü askerlerine çevirmesine ne demeli!

Şimdi daha iyi anlayabiliyor muyuz; hem İsrail gizli servisi Mossad’la -deşifre olan- gizli toplantılar yapıp, hem de Türkiye’de Türkçülük taslayanların asıl hedefini!

Bakın, haftalardır İsrail’e ve arkasındaki güçlere karşı tek laf etmedikleri gibi, bir de üzerlerine bomba yağan masum Filistinlilere demediklerini bırakmıyorlar!

Yok "toprak satmışlar", yok "Osmanlı’yı satmışlar"…

Daha neler neler…

Zannedersiniz kendileri Osmanlı’ya sahip çıkmışlar!

Topraklarımızı parçalayıp yutan, milyonlarca soydaşımızı katleden ve sürgüne gönderen İngiliz, Fransız, İtalyan, Rus değildi sanki…

Kimi Batılı, kimi komünist katillerine âşık bir güruh türemiş ki, akıllara zarar.

Yeri geldi, bir okuyucumuzun paylaştığı “Patras vakası ve ihanet mektubu” başlıklı yazıya yer vermek istedim.

Görün, bakın ne hâldeyiz ve bu noktaya nasıl gelmişiz…

Bundan sonrası alıntıdır, "ibret alma" ümidiyle iyi okumalar…

     ***

Osmanlı Devleti'nin hoşgörüsünden faydalanıp, 400 yıl huzur içinde yaşayan, ticaretle zenginleşen Rumlar, Avrupa’nın da kışkırtması ile Etniki Eterya adında gizli bir teşkilat kurarlar.

Rumlar arasında isyan fikrini yayan Etniki Eterya'nın beyni, İstanbul'daki Fener Rum Patrikhanesi’dir.

200 YILDIR AÇILMAYAN KAPI - YouTubeGaye, İstanbul'u ele geçirip, Fatih Sultan Mehmet Han'ın yıktığı Doğu Roma’yı yeniden kurmaktır.

Bu maksatla Rumlar teşkilatlandırılıp silahlandırılır.

Yıl 1821…

Mora Yarımadası'nda bulunan Patras Başpiskoposu Germanos, "Ey Yunan milleti! Artık uyanın, Türkleri öldürün" diyerek 25 Mart'ta isyan başlatır.

Rumlar, bölgedeki 50 bin Müslüman Türk'ü hunharca katleder, bebekler ana karnında süngülenir, kadınlar-kızlar dağa kaldırılır.

Bu hadiseler karşısında Avrupa basını Rumlara tam destek verir.

Osmanlı Sultanı II. Mahmud Han, tahkikat yaptırır.

Patriğin evine yapılan baskında ihanet delilleri ele geçirilir.

Patrik V. Gregorius'un isyanın baş planlayıcısı, patrikhanenin de ‘gerilla merkezi’ olarak çalıştığı tespit edilir.

Patrik Gregorius, halkı isyana teşvik etmek ve Devlet-i Âli Osmana ihanet suçundan idama mahkûm edilir.

Patriğin boynuna idam fermanı asılır; “...böyle bir devlete ihanetin cezası, elbette idam olmak lazım gelir...”

"Patrik Gregorius'un idam sehpasındaki son sözü şu olur: "Vazifemi yaptım!"

     ***

Papazlar, Gregorius'un idamından sonra "Türk büyüklerinden biri aynı yerde asılmadıkça yahut İstanbul tekrar Rumların eline geçmedikçe bu kapı asla açılmayacaktır" diye yemin ederler.

PATRİKHANE'NİN KİN KAPISI AÇILMAYACAK MI? - GÜNDEM - Ülke Postası Tv HaberPatrik Gregorius'un asılması üzerine Avrupa basını âdeta kudurur.

Osmanlı Devleti ve Türkler aleyhine çok şiddetli bir propagandaya başlar.

Lord Byron, Victor Hugo, Beethoven ve daha nice yazar, şair, bestekâr, ressam, gazeteci Osmanlı aleyhine eserler yayımlayarak dünya kamuoyunda Türk düşmanlığı yaparlar.

Osmanlı payitahtında Rus sefiri olarak uzun yıllar görev yapan General Ignatiyef, hatıralarında Patrik Gregorius'un asılmadan önce amansız Osmanlı düşmanı Rus Çarı II. Aleksander'a ulaştırmak üzere kendisine verdiği mektubu açıklar.

Bu "İhanet Mektubu" Patrik Gregorius'un bizi çok iyi analiz ederek yaptığı direktifler istikametinde Batı'nın 200 yıldır bizim aleyhimizde nasıl sistematik ve kararlı bir şekilde çalışıp neticeye ulaştıklarını göstermesi açısından oldukça dikkate şayan, bir o kadar da ibret vericidir.

Patrik V. Gregorius'un Rus Çarı II. Aleksander'a yazdığı "İhanet Mektubu"nda özetle şu tespitler yer alır:

"Türkleri maddeten ezmek ve yıkmak mümkün değildir. Çünkü Türkler çok sabırlı, mukavemetli, gayet mağrur ve izzet-i nefis sahibidir. Bu hasletleri de dinlerine bağlılıklarından, kadere rıza göstermelerinden, ananelerinin kuvvetinden, devlet başkanlarına, kumandanlarına, büyüklerine olan itaatlerinden gelmektedir.

Türkler zekidirler ve kendilerini müspet yolda sevk ve idare edecek liderlere sahip oldukları müddetçe de çalışkandırlar. Gayet kanaatkârdırlar. Onların bütün meziyetleri, ahlaklarının sağlamlığından gelmektedir.

Osmanlı Devleti'ni tasfiye için harp meydanındaki zaferler kâfi değildir ve hatta sadece bu yolda yürümek, Türklerin haysiyet ve vakarını tahrik edeceğinden, hakikatlere nüfuz edebilmelerine sebep olabilir.

Bu sebeple; bir yolunu bulup Türklerin dinî inançlarını zaafa uğratın. Manevi bağlar��nı yok edin... Devlet başkanlarına karşı itaat duygusunu kırın... Âlimlere bağlılığı ortadan kaldırın... Aile bağlarını yok edin... Bunun da en kısa yolu, millî ve manevi ananelerine uymayan haricî fikirler ve davranışlara onları alıştırmaktır.

Maneviyatları sarsıldığı gün, Türkleri kendilerinden şeklen çok kuvvetli, kalabalık ve zahiren hâkim kuvvetler önünde zafere götüren asıl kudretleri sarsılacak ve maddi vasıtaların üstünlüğü ile yıkmak mümkün olabilecektir. Yapılacak olan, Türklere hissettirmeden bünyelerindeki bu tahribatı tamamlamaktır."

     ***

Patrikhane'nin orta kapısı Gregorius’un idamından bu yana kapalıdır ve işte bu yüzden "İntikam Kapısı" denmektedir.

Rumların 25 Mart 1821 yılında Mora Yarımadası'nda başlattıkları isyan, 1829 yılında Yunanistan'ın bağımsızlık kazanması ile neticelenir.

Mora, Yunan Devleti'nin kurulduğu yerdir. Bu sebeple isyanın başladığı gün olan 25 Mart, Yunanistan'da resmî tatil olup, millî bağımsızlık günü olarak kutlanır.

Fener Rum Patriği Bartholomeos Kudüs'te27 Mayıs 1996'da bir televizyon kanalına çıkan Patrik Bartholomeos'a sorulur;

-"Önünde bir Türk büyüğü asılmadıkça asla açılmayacağı söylenen bu kapıyı, Türk halkına karşı bir jest olması ve bu tür iddiaların gerçeği yansıtmadığını gösterme adına sembolik de olsa birkaç dakikalığına şöyle bir aralamaz mısınız?"

Patriğin cevabı çok kesin ve keskin olur:

-"Bunu benden önceki patrikler yapmadıkları gibi, ben dahi yapamam. Böyle bir şey asla söz konusu olamaz."

Birileri kinini de, dinini de olduğu gibi yaşıyor.

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YORUMLAR

  • Göktürkler

    27 Ekim 2023 04:34
    0 0
    Üstadim Cok Sagol var ol, Yasasin merhametli Büyük Türkler Mazlumun Tek lider Ülkesi
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;