GÜNCEL

Tamer Korkmaz : Sıcak Patates

Tarih
29 Kasım 2014
İzlenme
Kişi
Yazar
Tamer Korkmaz

29 Kasım 2014

Mehmet Ali Ağca, 13 Mayıs 1981’de silahını Papa’ya doğrultmadan önce “Bulgaristan Bağlantısı” hikâyesini anlatmaya hazırdı!

Suikastın ardından ilk sorgulamasında “Mustafaof” diye birinden söz etmişti. Bulgar tezi, zincirleme olarak faturayı KGB ve Sovyetler Birliği’ne çıkarmak demekti.

Bu; suikastın arkasındaki ABD-CIA ile Vatikan’daki kardinallerin üzerini örtmek için “fevkalade elverişli” bir kılıftı!

Amerikan yönetiminin stratejisi açısından, “Suikastın Bulgaristan-SSCB ile bağlantısı var” şeklindeki kuyruklu yalan, silahlı saldırıya uğrayan Papa’nın Polonyalı olması nedeniyle “büyük iş” görecekti!

Papa Suikastı, Polonya’daki “Dayanışma Sendikası” eliyle Doğu Bloku’ndaki isyan kıvılcımlarının ateşlenmesini sağladı!

*

Ağca’yı cezaevindeki ilk aylarının ardından ziyaret eden Vatikan Sözcüsü Kardinal “Türkiye’den kaçtıktan sonra bir müddet Bulgaristan’da kalmışsın. Olayı, onlarla bağlantılı yaptığını söylemeye devam etmen gerekiyor. Böylece çok daha inandırıcı olacak!” demişti.

Paul Henze, Aralık 1981’de Atlantic Community adlı dergide “Ağca’nın aslında Moskova’nın emrindeki bir tetikçi olduğunu” iddia ediyordu! O yazıdaki tek dayanağı Ağca’nın Türkiye’den kaçtıktan sonra bir süre Sofya’da kalmasıdır!

*

M. Ali Ağca’nın Kartal Maltepe Askeri Cezaevi’nden kaçırılışından üç gün sonra yani 28 Kasım 1979’da Papa İkinci Jean Paul resmi ziyaret için Türkiye’ye gelmişti.

Ağca, firar ettikten hemen sonra yazdığı mektupta Papa’yı vuracağını söylüyordu. Suikast senaryosu işlemeye başlamıştı!

Mehmet Ali Ağca’nın ertesi yıl Avrupa’ya “Bulgaristan üzerinden” geçişi işte bu derin senaryoya dâhildi.

Bulgaristan’da bir süre kaldı: Suikast sonrası “Bulgar-KGB Bağlantısı” tezini inşa eden CIA’in küresel psikolojik harekâtı için “çok önceden ayarlanmış” bir seyahatti!

Peki, Ağca’nın Bulgaristan’a gidişini temin eden kimdi?

-CIA ajanı Frank Terpil!

Senaryo gereği suikastla bağlantılıymış gibi gösterilen Bulgar vatandaşlarından Antonov’un Roma’da kaldığı dairenin üst katında oturan rahibin sonradan CIA ajanı olduğu ortaya çıkmıştır. Antonov’un avukatlığı yapan kişi de aynı zamanda ABD Büyükelçiliği’nin avukatıydı.

*

CIA’in Papa Suikastı haberlerini yönlendirdiği yayın kuruluşları arasında aylık Reader’s Digest dergisinin ayrı bir yeri vardı.

Gazeteci kılıfı altında CIA için çalışan Claire Sterling, bu dergide Bulgar tezini işleyen yazılar kaleme almıştı...

1983’te çıkan kitabında ise dezenformasyonu zirveye çıkarmıştır. Şu satırlar Sterling’e aittir: “Reader’s Digest’tan aldığım öneri her gazeteciye kısmet olmaz. Sana istediğin kadar zaman veriyoruz dediler, nereye istersen git, yeter ki gerçeği ortaya çıkart!”

Oysa, Claire Sterling Papa Suikastı’ndaki gerçeği karartmak üzere devredeydi! CIA’in pişirdiği yalanı kitlelere yedirmek için Roma merkezli çalıştı ve birçok seyahate çıktı...

Sterling, CIA şefi Paul Henze ile çok yakındı: Papa Suikastı konusunda hasıraltı çalışmış “en hızlı” iki isimden söz ediyoruz!

“Bizim Çocuklar Yaptı”ların Henze için “Komünizmle Mücadele döneminin dinozoru” denir. 1974-1977 arasında CIA’in Türkiye’deki istasyon şefiydi.

Henze’nin Ankara’daki en yakın dostu Kasım Gülek’ti!

Gülek, CIA’in şemsiyesi altında faaliyet yürüten Moon Tarikatı’nın vaktiyle Türkiye temsilciliğini yapmıştı.

Reader’s Digest’ta suikast bahsinde dezenformasyon icra edenler arasında o dönemde Washington Times’ın editörü olan Arnaud de Borchgrave de vardı. Washington Times gazetesinin kurucusu Moon Tarikatı’dır.

*

Reader’s Digest dergisinin genel yayın müdürü, CIA’in biri akademisyen diğeri de gazeteci pozlarında çalışan hızlı ikilisini savunmak için, o dönemde “Bayan Sterling asla Bay Henze’nin yazdıklarını görmemiştir” diyordu!

İtalya’daki soruşturma dosyalarında “Paul Henze’nin incelemelerinin Sterling’in arşivinden çıktığını” görmek mümkündür!

Bu konuda, Valeska von Roques’in “Papa’ya Komplo” kitabında şunlar yazılıdır:

“Suikastla ilgili üçüncü soruşturmayı yönetmiş olan Romalı yargıç Rosario Priore 1995 yılında, birkaç ay önce kanserden vefat etmiş Sterling’in arşivine el konulması kararını almıştı. Yargıç, eline ne geçmişse bir kenara koymuş olan Sterling’in arşivindeki en ufak kâğıt parçasına kadar her şeyin listesini yaptırtmıştı. Bulunanlar arasında Sterling’in Henze ile sıkı işbirliğini belgeleyen yeterli sayıda evrak vardı. Ayrıca kadın gazetecinin üzerine Henze notunu düştüğü ve daktiloyla yazılmış bir M.Ali Ağca Kronolojisi de arşivindeydi...”

*

Bu belgeyi, Paul Henze 1983’te yayınlanan ve Papa Suikastı’nı anlatan kitabında aynen kullanmıştır!

Claire Sterling’in “Bulgar tezini ispatlamak için” adını Mustafaof diye verdiği, en önemli tanık diye andığı şahısla ilgili olarak...

Roma Savcılığı’nın el koyduğu devasa arşivinden hiçbir bir belge çıkmamıştır: 

-Çünkü, Mustafaof diye birisi yoktu!

Yenişafak

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;