Sesli Makale

Benim Adım Kemal, hikâye anlatmayı pek seviyor: Darbe tartışmasında “CHP’de hiç kimse darbeyi savunmaz. Darbe kelimesine dahi tahammülümüz yok” falan diye köpürdü. (Hürriyet, 5 Mayıs 2020)

“Yasak savma” kabilinden edilen işbu sözlerin sahibi, 15 Temmuz’daki darbe girişimini ısrarla “Kontrollü Darbe” diye tanımlamıştır.

İyi Hal Kâğıdı yoktur. Darbe karşıtlığında, asla samimi değildir.

Hürriyet’te yayınlanan o sözlerini, bir bakıma argodaki “Salağa Yatma” tabiriyle izah edebiliriz!

*

Şayet, darbe girişimi başarılı olsaydı; Kemal Bey ne yapacaktı? Püf noktası işte buradadır…

Kuşkusuz, FETÖ’nün “Yurtta Sulh” cuntasına selam duracaktı!

Darbenin berhava olmasının Kılıçdaroğlu’nu büyük bir hayal kırıklığına uğrattığını tahmin etmek hiç de güç değildir.

PARALEL TANKLARLA “AHBAP ÇAVUŞ”

Tam da burada, 2017’de çokça tartışılan bazı görüntüleri hatırlayalım…

CHP Genel Başkanı’nın 15 Temmuz (2016) gecesi Atatürk Havalimanından “nasıl tüydüğüne” ilişkin görüntülerden bahsediyoruz:

“Araçlarla tankların yanına gelip darbecilerle görüşüyor. Ardından, Kemal Kılıçdaroğlu’na yol veriyorlar. Tankların istikamet vermesiyle, Kemal Bey Bakırköy Belediyesinin yolunu tutuyor…”

Ezcümle: “Kontrollü” Kemal, Paralel Tanklarla “ahbap çavuş” ilişkisi içindeydi!

*

Türkiye’deki Baronsal Gladyo (Komprador Burjuvazi) emrindeki FETÖ’nün organizasyonuyla Baykal’ı devirip yerine Kılıçdaroğlu’nu getirmişti:

Dün, Baykal’a yönelik Kaset Operasyonunun onuncu yıldönümüydü.

1997’de 28 Şubat’ın Cuntasına “Sincan’daki tankları yürütme talimatını veren” Baron İshak Alaton…

Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’ye genel başkan seçildiği kurultaydan dört gün sonra Şahin Alpay’a aynen şöyle demişti: “CHP’ye en büyük kötülüğü Deniz Baykal yapmıştır!” (Zaman, 27 Mayıs 2010)

O günlerde “Gandi Kemal” diye lanse edilen “Çiçeği Burnundaki Genel Başkan” Kılıçdaroğlu ise Paralel Zaman’a “Darbe olursa tankın üstüne ilk önce ben çıkarım” diyordu! (12 Haziran 2010)

Yıllar öncesinin “Bizimkiler” dizisinde yer alan “Benim Adım Cemil” vardı: Ondan ilhamla “Benim Adım Kemal” bu; hikâye anlatmayı, palavrayı pek sever…

15 Temmuz (2016) gecesi FETÖ Cuntasının tanklarıyla “Ahbap Çavuş” takılan Bay Kemal’den söz ediyoruz!

PEKİ, BUNLAR NEDİR?

Bu Kılıçdaroğlu, Hürriyet’e “Darbelerden en büyük mağduriyeti çeken Cumhuriyet Halk Partisi olmuştur” lafını bile etti pardon salladı!

27 Mayıs 1960 darbesinin en büyük destekçisi daha doğrusu parçası İsmet İnönü ile onun CHP’si idi.

12 Mart 1971 Muhtırasını müteakip (şekil yapmak üzere; CHP’den ayrılması şartıyla) Ara Rejim Hükümetinin Başbakanlığına getirilen Nihat Erim yılların CHP’lisiydi, CHP’nin eski bakanıydı.

Yine…

28 Şubat’ın (1997) en büyük destekçilerinden biri de CHP idi.

MANİDAR BİR İTİRAF

1970’li yıllarda CHP hükümetlerinde bakanlık yapan Orhan Birgit ile Alev Coşkun…

27 Mayıs darbesinin öncesindeki hadiseleri, protestoları, mitingleri, yürüyüşleri organize edenler arasında en başta gelenlerdendi.

Mister Birgit, 28 Nisan 1960’daki olaylardan söz ederken “İtiraf ediyorum ki, organize ettim. O işin perde arkasındaydım” demiştir! (Vatan, 8 Şubat 2009)

*

Orhan Birgit ve Alev Coşkun gibi isimlerin başını çektiği CHP’li mutemet elemanlar…

Aralarında Mehmet Barlas, Nurettin Sözen, Ahmet Güryüz Ketenci gibi militanların da yer aldığı gençleri sahaya sürmüşlerdi!

Alev Coşkun mu; günümüzde Cumhuriyet’in İmtiyaz Sahibidir…

Mehmet Barlas da Sabah yazarıdır.

Babası, İsmet İnönü’nün 1950 öncesindeki bakanlarından Cemil Sait Barlas’tır.

Baba Barlas, 27 Mayıs darbesini alkışlarken şu sözleri sarf etmiştir:

“Bazı kelimeler vardır ki yerli yersiz kullanılır. Bunlardan biri de mukaddes kelimesidir. TSK’nın başardığı büyük ihtilali ancak mukaddes kelimesi ile vasıflandırdığımız zaman, sözcüğü yerinde kullanmış oluruz. (…) TSK, insanlık tarihine güzel bir örnek verdi. Bu hareketin önünde saygıyla eğilmemiz lazımdır…”

FİNALDE, MALUM YAZI

Arkasında Haydut ABD’nin yer aldığı 27 Mayıs Cuntası, 1961’de Menderes ile iki bakanını suçsuz olduğu halde “emirle” idam etmiştir.

yazının devamı