Sesli Makale

10 Aralık 2014

NATO’nun kuruluş anlaşmasında (4 Nisan 1949) gizli bir madde vardı. Bu maddeye göre, bir ulusun NATO ittifakına katılabilmesi için öncelikle, gizliliğin esas olduğu, sivil kadrolar aracılığıyla “komünizmle mücadele edecek bir ulusal güvenlik otoritesi kurması” şart koşuluyordu!

(Arthur Rowse, Gladio: The Secret US War to Subvert Italian Democracy. Covert Action Quarterly. No:49, Summer 1994)

*

Gizli servisler ve örtülü operasyonlar uzmanı Guiseppe de Lutiis, İtalya’nın 1949’da NATO üyesi olurken sadece anlaşmayı imzalamakla kalmadığını...

“Seçmenler farklı eğilim gösterseler dahi, ne pahasına olursa olsun, İtalya’nın Batı Bloku ile aynı çizgide hareket etmesini garanti etmekle yükümlü bir gayrı resmi örgüt kurmasını şart koşan gizli protokoller imzaladığını” ortaya çıkarmıştır!

(Daniele Ganser, NATO’s Secret Armies: Operation Gladio and Terrorism in Western Europe)

*

Türkiye’nin NATO’ya girişi (1952) ile birlikte kurulmuş olan Özel Harp Dairesi’nin ilk adı Seferberlik Tetkik Kurulu idi.

“Kontrgerilla eğitimi almak için” ilk subayların ABD’ye gönderilmesi bu tarihten dört yıl evvelinde (1948) başladı:

Türkiye’deki Eski Rejim’in, “İngiltere’den ABD’ye devredildiği” bir başka deyişle “ABD’nin Gizli Sömürgesi” olduğu tarih, 11 Haziran 1944’tür!

Bu tarih, ABD’nin Normandiya çıkarmasından beş gün sonrasına denk düşüyor! 23 Haziran 1944’te ise ABD ile Türkiye arasında karşılıklı “radyo haberleşmesi hizmeti” başlamıştır!

*

Seferberlik Tetkik Kurulu’nda görev yapan genç subaylardan Esad Keşafoğlu, kontrgerilla eğitimi alan ilk isimler arasındadır. Kendisinin “çok özel” bir misyonu vardı!

1952 yılından itibaren; yıllar sonra sahneye etkili “dini önder” kimliği ile çıkacak olan bazı isimleri “antrene etmek için” seferber olmuş bir derin simadan söz ediyoruz!

*

“Küçük Dünyam” adlı kitapta, Paralel Yapı’nın “Kâinat İmamı”nın Erzurum’daki gençlik yıllarına ait bazı hatıralara da ayrıntılı olarak yer verilmiştir:

-1950’li yılların ortalarında Erzurum’da katıldığı akşam sohbetlerini anlatırken aklında kalan isimleri sayıyor...

-Esad Keşafoğlu’ndan da söz ediyor! Keşafoğlu için “O sıralarda üsteğmendi” diyor...

Kâinat İmamı’nın, “Komünizmle Mücadele Derneği’nin Türkiye’deki ikinci şubesini Erzurum’da açmaktan dolayı ne denli isabetli bir iş yapmış olduğuna” dikkat çektiği satırları yine Küçük Dünyam’da okumak mümkündür!

*

Erzurum’daki o sohbetlere katılanlar arasında saydığı bir başka isim Cemalettin Kaplan’dır!

Kâinat İmamı’ndan 12 yaş büyük olan Kaplan (1926-1995) Erzurum-İspir doğumludur...

1966-1981 arasında Adana Müftülüğü yapmıştır.

Kaplan, 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında Almanya’ya gitmiştir! Eski (Ecnebi) Rejim’in 80’li yılların ikinci yarısından itibaren “İşte Kara Ses, İşte İrtica” diye işaret parmağı ile göstermeye bayıldığı bir “kontra” portre idi!

14 Ocak 1987 tarihli Milliyet gazetesinin ilk sayfasında yer alan bir haberin başlığı şöyledir:

-Murat Bayrak’tan Yerli Humeyni’ye Destek!

 Milliyet’teki o haberin anonsunu da okuyalım:

“Dışişleri eski bakanlarından İhsan Sabri Çağlayangil’i Almanya’daki evinde konuk eden kaçak işadamı Murat Bayrak, ‘Türkiye’deki rejimi sallıyoruz’ diyen kaçak müftü Cemalettin Kaplan’ı nasıl koruduğunu Milliyet’e anlattı...”

Murat Bayrak, “Eski Müftü Kaplan’a Almanya’da oturma iznini ben aldım” diye konuşmuştu! Bayrak,

1973-77 arasında Demirel’in AP’sinde milletvekili idi. Sonra MHP’ye geçerek Merkez Yönetim Kurulu üyesi seçildi. 12 Eylül’den itibaren MHP yöneticilerinin tamamı gözaltına alınırken sadece Bayrak bu operasyonun dışında tutuldu ve “Almanya’ya kaçtığı” açıklandı! Bu bir “görev kaçışı” idi!

CIA Ajanı Frank Terpil, yıllar önce enteresan bir ifşaatta bulunmuş; bir Amerikan televizyonunda “Türkiye’de Murat Bayrak’a silah sattığını açıklamıştı! İtalya’daki mahkeme kayıtlarına göre, Ağca’yı Bulgaristan üzerinden Avrupa’ya kaçıran kişi Terpil’dir!

Frank Terpil’in ismi, aynen Paul Henze gibi Abdi İpekçi Suikastı’na karışmıştır. 1974-1977 arasında CIA’in Türkiye istasyon şefliğini yapmış olan Paul Henze’nin Ankara’daki en yakın dostu Kasım Gülek’ti! Gülek’in cenaze namazını Paralel Yapı’nın “Kâinat İmamı” kıldırmıştır.

*

Vaktiyle Cemalettin Kaplan’ı “Rejim karşıtı bir dinci ya da Kara Ses” misyonuyla Almanya’ya gönderen de, ABD’nin sömürgesi Almanya’da ikametini sağlayan da Türkiye’deki Gladio idi! Peki, Mart 1999’da ABD’ye “gönderilen” yıllardır orada “el üstünde tutulan” kimdir?

Esad Keşafoğlu’nun uzun yıllar önce antrene ettiği iki isimden, zamanı geldiğinde birisine “Radikal Dinci İmam” diğerine de “Ilımlı Din Adamı” pozisyonu, misyonu verilmiş olduğu anlaşılıyor!

Kaplan’ın rolü daha farklı ve sınırlıydı. Paralel Kâinat İmamı’nın misyonu ise uzun soluklu ve “fevkalade derin”di! “Bir G Günü” için (17 Aralık 2013 Darbe Girişimi) yıllarca hazırlanmışlardı!

Yenişafak