Sesli Makale

CHP'li olduğu tespit edilen ve zaten eylemleri CHP'liler tarafından desteklenen birileri, merkezî sisteme sızarak İzmir'in minarelerinden İtalyan Çav Bella şarkısını şehre dinletmiş.

CHP zihniyetinin olduğu bir ülkede camileri bu kadar boş bırakmamak gerektiğini çok acı bir şekilde tecrübe ettik bu sayede...

İzmir'in adını kirleten bu inanç düşmanlarına eminim ki en iyi tepkiyi İzmir insanı verecektir.

Evet...

CHP'nin içine çöreklenmiş azgın bir seçmen kitlesi var. Bunların Türkiye ile, Türklerle zerre kadar bağı, bağlantısı yok. Ve üzülerek söylemem gerekiyor ki bu azgın zihniyetten bazıları da CHP'nin üst düzey yönetiminin içinde kendine yer bulmuş durumda...

Yani düşünebiliyor musunuz?

Türkiye, İslam'a saldırı üzerinden son yılların en büyük provokasyonu ile karşı karşıya. Ama CHP içinde bu iğrenç provokasyona, bu iğrenç saldırıya tepki koyacak bir tek adam gibi adam yok. 

Bırakın tepki göstermeyi, bırakın kınamayı!..

Aksine seviniyor, yapılanı beğendiklerini gösteriyorlar. CHP'nin ucube düşünceli bir genel başkan yardımcısı, sosyal medya hesabı üzerinden camilerin adını sıralayarak, "Bu camilerde Çav Bella çalıyor" diye sevinç gösterisi yapıyor.

Binlerce, on binlerce CHP'li sosyal medya hesabında yapılan bu provokasyonu TT listesine taşıyarak tatmin oluyor. CHP yönetiminden bir kişi çıkıp, "Yahu bu nasıl bir ahlaksızlık, nasıl bir haysiyetsizliktir. Bitirin şu kepazeliği" demiyor.

Ama onlar da haklı.

Çünkü ortada bir seçim yok, tırtıklanacak muhafazakâr oyları yok.

Niye desinler ki...

Yalnız şu noktaya özellikle dikkatinizi çekerim.

Kazandıkları bir genel seçim yok bugüne kadar değil mi? Sadece bir yerel seçim kazandılar. 

Yok pardon, yerel seçimi bile kazanmadılar. Yerel seçimlerde üç beş tane şehir kazandılar sadece... Üç beş şehri kazandıklarında gösterdikleri kudurukluk bu seviyeye ulaştı. 

Daha önce neler yaptıklarını tek tek hatırlatmaya gerek var mı?

Ezandan rahatsız olduklarını her seferinde ve açıkça dile getirdiler. "İmam her sabah ezanı ağzımın içine içine okuyor" diyerek ezanı -hâşâ- necasete benzettiler.

Camilerde sala okuyan, tekbir getiren din görevlilerine saldırıp cami içinde linç etmeye çalıştılar.

Ekranlara çıkıp, "Biz geldiğimizde sizi yine mağdur edeceğiz" diyerek milyonların gözü önünde tehdit ettiler.

Yine ekranlara çıkıp, "Dindar iktidarların sonu geliyor. AK Parti gidici. Amerika ile biz birlikte bu ülkeyi yöneteceğiz" dediler.

"Dindar" dedikleri Erdoğan'a türlü ölüm şekilleri yakıştırdılar. Biri "mahzende ölü bulunur" dedi, biri "ayağından asarlar" dedi, diğeri zehirlemekten bahsetti. 

Bitmedi...

Aylarca başörtülü kadınlara sokak ortasında saldırı üstüne saldırı gerçekleştirdiler. Her gün bu görüntüleri ekranlarda izledik. 

Şimdi üslup değiştirdiler. 

"Saray rejimini devireceğiz, seçimle ya da başka türlü iktidara geleceğiz" diyerek darbe imasında bulunuyorlar.

Millet buna izin vermeyeceğini söyleyince bu kez insanları sokağa çıkaracak eylemlere imza atıyorlar. Bu ülkenin Menemen Olaylarında, Maraş Olaylarında yaşadığı facianın bir benzerini yaşatmak istercesine hareket ediyorlar. 

Belki farkında değiller ama...

Yarın bir genel seçim kazandıklarında inançlı kesime, dindar kesime, muhafazakâr kesime ne yapacaklarının, nasıl bir hayat yaşatacaklarının sinyalini veriyorlar.

"Bu ülke bizim yönetimimizde olursa size yaşam şansı bile vermeyiz" diyorlar aslında...

Bazıları "Yahu CHP değişti kardeşim" diyebilir. Ama ben buna hiçbir zaman inanmadım, hiçbir zaman inanmayacağım.

‘Tanrı Uludur'dan Çav Bella'ya doğru seyredenlerin imana gelmesini, inançlara özgürlük getirmesini bekleyecek kadar aklımı kaybetmedim henüz...

Son söz...