GÜNCEL

Süleyman ÖZIŞIK : O maddeye neden itiraz ettim?

Tarih
29 Aralık 2017
İzlenme
Kişi
Yazar
Süleyman Özışık
 Son çıkan Kanun Hükmünde Kararname'ye getirdiğim eleştiri nedeniyle duymadığım laf kalmadı.


"Seni Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener ile aynı safta mı görecektik?" diye ayıplayanlar da oldu, Fetö'nün safına geçtiğimi iddia edenler de...

Herkesi memnun edebil, sadece ahmakların hayalidir. Bu nedenle yazarken her kesimi memnun etmeye çabalamıyorum.

Kaldı ki benim görevim, aynı davaya inandığım, aynı yolda yürüdüğüm kesimi memnun etmek değil, aksine rahatsız etmektir. 

Açık ve net söylüyorum.

Başıma kıyametleri de koparsanız, sizi rahatsız etmeye devam edeceğim. Nerede bir eksik, nerede bir hata, nerede bir sıkıntı görürsem, "Bu sıkıntı başımıza bela olabilir" diye ikaz etmeye devam edeceğim.

Birbirimizi rahatsız etmediğimiz, uyarmadığımız ve "Canım bişey olmaz" dediğimiz için... Birbirimizi tuzaklara, hilelere, fitnelere ve içimizde olup yanımızda olmayanlara karşı uyarmadığımız için başımıza gelmeyen kalmadı.

7 Haziran seçimlerinden bir yıl önce de yapılan hataları tekrarlamış, benzer uyarıları yapmıştım. Lakin o dönemde de tıpkı şimdilerde olduğu gibi memnun edemediğim birileri tarafından adeta şeytanlaştırılmıştım. 

Sonra...

Sonrasında, "Uyarmıştın ve haklı çıktın" diyenler çıkmıştı. 

Çok uzağa gitmeye gerek yok.

15 Temmuz darbe girişiminden iki-üç ay sonra, binlerce ByLock mağdurunun haksız yere içeride yattığını ısrarla dile getirmiştim. AK Partili pek çok belediye başkanının görevden alınması gerektiğini onlarca yazı yazmak suretiyle vurgulamıştım. 

O günlerde de birilerini memnun edememiştim ancak geldiğimiz nokta ortada. 11 binin üzerinde Bylock mağduru olduğu ortaya çıktı, pek çok belediye başkanı görevden uzaklaştırıldı. 

Ama biz bunun ceremesini Cumhurbaşkanlığı Referandum sisteminde fazlasıyla çektik değil mi?

Demem o ki...

Biz, birbirimizi memnun etmek yerine, Allah'ı memnun etmeye çalışmadıkça, başımıza gelmeyen de kalmayacak.

Elim kalem tuttuğu sürece, duymak istediğiniz sözlerden ziyade, duymak istemediğiniz rahatsız edici, uyarıcı kelimelerle seslenmeye devam edeceğim. Bu halimden memnun değilseniz, Allah aşkına gidin, yapılan her icraatı sorgulamadan alkışlayan yazarları okuyun!

"İyi de seni KHK'daki hangi bölüm rahatsız etti? Bizi hangi konuda uyarmaya çalışıyorsun?" diye soranlara tekraren anlatayım.

"15-16 Temmuz darbe girişimine karşı sivillerin müdahalesi"düzenlemesine zerre-i  miskal itirazım yok. O gece direnenlerden biriyim. Bu düzenlemeye itiraz etmek için aklımı yitirmiş olmam lazım.

Ben, aynı cümlenin sonundaki "devamı" ibaresine itiraz ediyorum. 

Şundan:

KHK yayınlandıktan sonra binlerce sosyal medya kullanıcısı, "Hadi bir Gezi eylemi daha yapın da müdahale nasıl olurmuş görün!" diye mesaj yayınladı. Kimileri ise "Sokakta gördüğünüz eylemcilere dalış serbest" diye çevresindekileri harekete geçirmeye başladı. 

Başını Anayasa Profesörü Sayın Burhan Kuzu'nun çektiği pek çok önemli isim de meseleyi aynen böyle anladı. Konuyu görüştüğüm hukukçuların neredeyse tamamı, maddenin "yeni terör olaylarını"kapsıyormuş gibi anlaşıldığını ifade etti.

Adaletin kılıçtan keskin olabilmesi için, çıkarılan kanunların da bir o kadar net ve keskin olması gerekiyor. Oysa üzerinde tartıştığımız maddede bir muğlaklık var.

AK Parti ve hükümet sözcüleri, "Bu madde aslında şunu anlatıyor"diye ardı ardına açıklama yaparak o muğlaklığı berraklaştırmaya çalışıyor.

Ancak şurasını hepimiz biliyoruz ki mahkemeler siyasilerin "düzeltme"sözlerine göre değil, önüne gelen kanuna ve yasaya göre haraket eder. Hiç bir mahkeme, açıklama üstüne açıklama yapan siyasilerden tekini arayıp, "Bu kanundaki maddenin detayları nedir?" diye sormaz, sormayacak.

Ve hepimiz biliyoruz ki bu ülke, kanunlardaki açıklardan yararlanan insanlarla dolu. 

8 yaşındaki çocuğa topluca tecavüz edenlerin bile "Kendi rızasıyla birlikte olduk" diyerek hapisten yırttığı bir ülkede yaşıyoruz, bunu unutmayalım. 

Hala bulunduğum noktadayım.

Çıkarılan mevcut kanundaki "devamı" ibaresinin düzeltilmeye ihtiyaç duyduğunu düşünüyorum. Ancak kanun çıkarıcılar buna gerek duymuyorsa, o da onların bileceği şey.

Bunların dışında itiraz ettiğim bir madde yok. Aksine, söz verilip çıkarılmayan idamın o kanun maddesinde yer almamasına şiddetle itiraz ediyorum. 

Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener ile aynı safta olmaktan Allah'a sığınır ve bunun söylenmesini şahsıma hakaret sayarım.  

Fetö'nün safına geçtiğim şeklindeki iddialara da sadece güler geçerim. Türkiye'de "Gezi olaylarını Fetö başlattı" diyen ilk gazeteciyim. 

Dersane döneminde bu yapıya açıktan savaş ilan eden ilk gazeteciyim. 17/25 Aralık döneminde 7 Şubat MİT krizinin hiç bilinmeyenlerini ve o dönemde yayınlanan bel altı kasetlerin nerede, kimler tarafından hazırlandığını açıklayan ilk gazeteciyim. 

O dönemde çocuğu okuldan kaçırılmaya çalışılan tek gazeteciyim. 15 Temmuz gecesi daha darbe olup olmadığı soruşturulurken ortaya çıkan ilk gazetecilerdenim. 

Saat 22,30'da "Allah adına kasem olsun ki cesetlerimizi derelere köprü yapsanız dahi bu yoldan dönmeyiz. Benim yerim bugün Recep Tayyip Erdoğan'ın yanıdır" diye mesaj atan ve saat 11.15'te meydana inen bir gazeteciyim.

Bir kaç kıçı kırığa, "Ben Fetöcü değilim" diyerek beyhude bir çaba içine girecek değilim. Hiç kimse neyin ne olduğunu bilmese de, olanı biteni Allah biliyor. 

Başkasının şahitliğine ihtiyaç duymuyorum.

Dipnot: 15 Temmuz gecesi sokağa inenlere "it" benzetmesi yapan CHP'nin kuduz ağızlı vekiline, o gece sokaklara inmiş biri olarak cevap verme hakkımı kullanıyorum:

Vekil...

İt sensin!

internethaber
29 Aralık 2017

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YORUMLAR

  • Dervish Seyyah

    31 Aralık 2017 09:07
    0 0
    Süleyman abi kendini anlatmana gerek yok bilen zaten biliyor, bilmeyende nefis ve riya gözü ile yanlış biliyor. Ülkemizde bu zamanda maalesef haksızlıklar oluyor, Bu haksızlıkları usulunce dile getirmek lazım, bir dostumuza nasihat eder gibi. sen bu işi güzel yapıyorsun, keşke diğer gazeteciler ve yazarlarda aynı sıkıntıları dile getirse
  • HÜSEYİN ZENGİN

    30 Aralık 2017 23:35
    1 0
    sen adamsın gerisi boş süleyman abi kendini anlatmana gerek yok biz seninle yaşayan sessiz kalabalığız nezaman sesimizi yükseltip dışarı çıkmak içinde kanuna gerek yok kanunla korunmamızada gerek yok ALLAH BİZE YETER...
  • Deruni

    30 Aralık 2017 00:00
    1 0
    “Devamı niteliğindeki eylemler” ibaresinin istismarı art niyetlilerin elinde mümkün görünüyor. Kanun yapıcılar bu ifadeyi 15 temmuz gecesi ve 16 Temmuz’a sarkan darbe kalkışmasına karşı duranları korumak için bu 2 günü kastetse de buradaki muğlaklık var gibi görünüyor ve samimi olarak itiraz edenlerin de, khk çıkaranları despotlukla suçlamaya kalkanları susturmak için bu ibarenin kaldırılması daha uygun.
  • Aasena

    29 Aralık 2017 21:32
    1 0
    ....hatta it oğlu it.
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;