Sesli Makale

CHP lideri Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, İdlib'de şehit olan askerlerin cenazeleri toprağa verilmeden yaptığı konuşmanın kendisini derinden yaraladığını belirtiyor. 

"Daha şehitlerimiz toprağa verilmedi. Ama bugün Erdoğan'ın yaptığı konuşma beni derinden yaralamış durumda. Bir ülke böyle yönetilemez. Cenazeler defnedilmeden bu nasıl bir konuşmadır? Daha cenazeler defnedilmeden, daha acılar, yaralar sarılmadan bu nasıl kahkahadır?" diye soruyor.

Sonra...

Partili arkadaşları şehit haberini telefonda öğrenirken ki fotoğrafını paylaşıyor. Fotoğrafta Kılıçdaroğlu'nun konuşurken sağ eliyle gözüyle oynadığı ya da gözünü kaşıdığı görülüyor.

Kabak gibi belli yani...

Ama partili arkadaşları, şehit haberleri üzerinden rant elde etme düşüncesinde oldukları için "Şehit haberini alınca gözyaşlarına boğuldu" diyor.

Yersen!

Adamı zorla kötü konuşturacaklar.

Bu ülkede adına hendek dediğimiz Güneydoğu'daki "çukur" savaşlarında kaç askerimiz ve polisimiz şehit oldu?

Emin olun sayısını bilmezler ama ben hatırlatayım.

793 vatan evladı kırılıp yere düştü o mücadele sırasında. Peki siz Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir kez orada şehit olan vatan evlatlarından bahsettiğini duydunuz mu? 

Bir damla gözyaşı döktüğüne şahit oldunuz mu?

Aksine, "Hendekçi arkadaşlar" diyerek PKK'nın azılı teröristlerine ricada bulunduğuna şahit oldum. Pek çok CHP'linin, o mücadele sırasında ithaf edilen PKK'lı teröristlerin cenaze ve taziye ziyaretine katıldığına şahit oldum.

Bugün "Şehit haberleri canımızı çok yakıyor" diyerek timsah gözyaşları döken CHP savunucusu pek çok siyasetçi ve kalem erbabının, "Güneydoğu'da Kürt katliamı yapılıyor" dediğini ve sadece itlaf edilen PKK'lılara ağlarken Mehmetçiği dilinin ucuna almadığına şahit oldum. 

Hadi geçtik bunu...

53 kişinin öldürüldüğü 6-8 Ekim olayları başta olmak üzere, "Hendek kazın", "Serhildan ilan edin" diye talimat veren kimdi?

Yasin Börü ile arkadaşlarının katili, terörist Selahattin değil miydi? Onun talimatı sonucu 793 asker ve polis şehit olmadı mı?

Peki bugün aynı Selahattin Demirtaş ile Kılıçdaroğlu birlikte hareket etmiyor mu? On binlerce askerin kanını elinde taşıyan HDP'liler Kılıçdaroğlu'na, "Artık yasak aşk yaşamayalım, nikâhımızı kıyalım" diye çağrıda bulunmuyor mu?

Ya peki...

Kendisine şehit cenazesinde saldıran şehit yakınlarına, "Bunlar azılı terörist" diyen Kemal Kılıçdaroğlu değil miydi?

Şimdi binlerce şehit vermemize neden olan PKK ve HDP ile ittifak kuranlar, 33 şehidimiz için yas tutuyor öyle mi?

Bakın yeminle söylüyorum.

Siz şehitler için üzülmüyorsunuz. Aksine, Esad'a darbe vuruluyor diye, YPG'ye darbe indiriliyor diye üzülüyorsunuz.

Kahroluyorsunuz...

Eğer Mehmetçik için üzülüyorsanız, "Bugün bir savaş çıksa, banko Esad'ın saflarında yer alırım" diyen içinizdeki Serra Kadıgil gibilerini temizleyin de inanalım.

"Bir savaş çıksa İran'ın saflarında yer alırım" diyen Eren Erdem gibileri temizleyin. 

Evet, siz şehit haberlerine üzülmüyor, aksine seviniyorsunuz. Her şehit haberini, iktidara vurma gerekçesi olarak görüyorsunuz.

Siz değil misiniz "Bir kişinin ikbali için bu kadar şehit vermeye değer mi?" diyen? Siz değil misiniz, "Bu askerlerin katili Esad ve PKK değil, Erdoğan'dır" diyen?

"Ben size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum" diyen Mustafa Kemal’e "Kahraman" diyen siz, ülke savunması için 7 düvelle savaşan Recep Tayyip Erdoğan'a "Katil" ve "Diktatör" diyeceksiniz ve biz de buna razı olacağız öyle mi?

Bakın ben size bir öneride bulunayım.

yazının devamı