Babaannesi öldükten sonra evsiz kaldığı için Ankara sokaklarında yaşamaya başlayan ve kendisine uzatılan mikrofona mevcut durumunu anlatırken kullandığı ifadeler ve biçimi nedeniyle de bir anda ülkenin gündemine oturan Hasan olayını biliyorsunuz…
O video Twiter’da gündem olunca ilk izleyenlerden biriyim belki de...
Aslında böyle durumlarda genellikle hemen bir reaksiyon veririm.
Yani ben de bir twit atıp, konuyla ilgili yorumumu yaparım.
Ancak bu defa yapmadım çünkü o anlık tepkimin bu konudaki düşüncelerimi 40 harfle tam yansıtamayacağına, tam aksine bir de yanlış anlaşılıp saçma sapan bir linçin ortasına düşmeme neden olacağına inandım.
Çünkü sosyal medyada verilen genel tepkiden farklı düşünüyorum ben bu konuda.
Biliyorum ki, yine çok hoş karşılanmayacak Hasan’ın hikayesine bakış açım ama hiç sorun değil.
Çünkü beğenilse de, beğenilmese de benim işim bana emanet edilen bu kalemin yüklediği sorumlulukla yazmaktır.
Hülasa… Sadede gelirsek eğer…
Bence bu Hasan olayında bir yanlışlık var.
“Kaderciliğe” ve “çaresizliğe” övgü gibi geliyor bana.
Sosyal devletin olduğu bir ülkede bu tür “pasifist çaresizliklere” övgü yanlıştır.
Kimse kusura bakmasın ama bizim iki lokma, bir hırkacı sofi tevekkülcülerine değil…
Daha iyi işleyen sosyal devlet ve bireysel bazda da aktif başarı örneklerine ihtiyacımız var.
Ha... Kul olarak her koşulda Allah’a tevekkülle şükredebilirsin, o senin inancındır ama bilinçli bir yurttaş olarak sosyal devletten temel haklarını da kesinlikle TALEP etmelisin!
Ayrıca bireysel olarak da kendini geliştirmelisin.
Hasan için elbette ben de üzüldüm ama genç bir adamın yaşadığı olumsuzlukları değiştirmek için gayret sarfedeceğine, hiç itiraz etmeden başına gelenleri kabullenip; “Bunu Allah istiyor. Bu bir sınav ve geçecek nasıl olsa! Bir gün her şey kendiliğinden yoluna girecek” diyerek beklemeye geçmesi kanımca miskinlikle eşdeğer bir ruh halidir.
Böyle düşündüğü, yaşadıklarını böyle algıladığı için destek verilmesi ve hatta neredeyse “yüzyılın sofisi” falan ilan edilmesi ise düpedüz cahilliktir!
Çünkü Hasan şans eseri topluma durumu yansımış bir örnek.
Oysa onun durumunda olan binlerce işsiz genç insan var bu ülkede.
Devlet istatistik kurumunun verilerine göre; Son 1 yılda 6 puanlık artışla rekor seviyeye ulaşan genç işsizlik oranı yüzde 27.4’ü aştı.
Dahası ne eğitimde ne de istihdamda olmayan yani herhangi bir işte çalışmayan, okumayan gençlerin oranı ise yüzde 30.1!
Gerçekler acıtır biliyorum ama bu gerçeğe göre şu an bu ülkede her üç gençten biri Hasan’ın durumunda!
Hal buyken bizim Hasan’ın bu tevekkülcü tarafını alkışlayıp bir de üzerine hep beraber; “Harikasın Hasan! Yaşadığın tüm zorluklara rağmen şikayetçi olmayıp şükrederek hepimize, tüm insanlığa ders veriyorsun” sloganvari yorumlarda bulunmak akıl tutulmasıdır.
Düşünsenize bütün gençler hatta Hasan’ın durumunda olan bütün insanlar; “Ne yapalım! Kaderimiz buymuş” filan deyip arabeske bağlıyor ve tamamı aynı ruh haline bürünüyor.
Bu durumda ülkenin “miskinler tekkesine” döneceğini hatırlatmama gerek yok herhalde!
YORUMLAR
1961 kez izlendi
2104 kez izlendi
978 kez izlendi
1299 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.