Sesli Makale

Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı, İstanbul Milletvekili Mehdi Eker, önceki akşam İstanbul’da bir hemşehri düğününde.

Düğünün ritüelleri gerçekleştirilirken Ak Parti İstanbul Milletvekili Feyzullah Kıyıklık, cep telefonuna gelen bir mesajı okur okumaz Eker’in yanına geliyor.

Mesajı gönderen Cizre’nin Dicle Mahallesi’nde yoğunlukla devlet memurlarının oturması nedeniyle fiilen lojmana dönüşmüş bir apartmandan beş genç öğretmen.

Öğretmenlerden dördü kadın.

Gelen mesajın özeti şu:

“Çatışma var, saldırıya uğradık. Evimizden dışarıya çıkamıyoruz, bizi kurtarın.”

Eker, PKK’nın açtığı hendekler, ilçedeki terör örgütü mensuplarının eylemleri, sokağa çıkma yasakları ve operasyonlar nedeniyle yaşamın doğal akışını sürdürmenin imkânsız bir hal aldığı Cizre’de görevli öğretmenleri içinde bulundukları durumdan kurtarmak için hemen devreye giriyor.

Şırnak Valisi Ali İhsan Su’yu arayan Eker, öğretmenlerin halini bildiriyor.

Uzun yıllardır Diyarbakır’da politika yapan, bölgeyi, Kürt sorunu ve terörle mücadelenin her safhasını çok iyi bilen Eker’in müdahalesinin ardından sabah saatlerine kadar süren; il ve ilçe milli eğitim müdürlerinden kaymakama, polise kadar pek çok yetkilinin devrede olduğu bir trafik yaşanıyor.

Öğretmenler, görev yapmak için bulundukları Cizre’de sıkışıp kaldıkları apartman dairesinden çıkarıldıklarında saatler dün sabah 06.30’u gösteriyor.

Ev ev, mahalle mahalle

Cizre’de önceki gün öğretmenlerin büyük bölümü ilçeden ayrıldı.

Okullar 3 gün süreyle tatil. Gerekçe hizmet içi eğitim.

İlçede dün 23.00 itibarıyla sokağa çıkma yasağı yeniden başladı.

Bütün bunlar Silopi için de geçerli.

Aynı zamanda Dargeçit ve Nusaybin’de sokağa çıkma yasakları söz konusu.

Diyarbakır Sur’da uzun zamandır süren yasaklar ve çatışmalar malum.

Manzara böyle.

Bu manzara, önümüzdeki günlerin hatta saatlerin bölgede çok sıcak gelişmelere gebe olduğunun kanıtı.

Bunun işaretlerini Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun dün A Haber’de yaptığı açıklamalarda da görüyoruz.

Başbakan, neden sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini şu ifadelerle anlatıyor:

“Son 30 yılın en kritik ve en başarılı operasyonlarını yürütüyoruz. Terör örgütü bilinçli bir şekilde Suriye ve Kobani’deki yaşanmışlıklardan gelen kibirle terörün alanını şehirlere ve kritik ilçelere doğru yaydı. Kantonun olmayacağını biliyorlar, bizi yıldırabilirler sanıyorlar. Cizre, Silopi, Nusaybin, Yüksekova’da yoğunlaşan barikat ve hendekler üzerinden halkı dizayn etmek istiyorlar. Halk dönüp devleti suçlayacak sanıyorlar. Ben de sokağa çıkma yasağından memnun değilim. Ama karar almadan yapılacak her operasyon sivil kayıplara yol açabilir. Hendeğin öte tarafında hastane, okul, sosyal tesisler var. 

Şehirlerde varlık göstermeye çalışıyorlar. Mahalle mahalle, ev ev temizleniyorlar. Bu şehirler gerekirse ev ev bu teröristlerden temizlenecek. Son Dağlıca saldırısının ardından bu dağlar terörden temizlenecek demiştim, şimdi gururla söylüyorum, o dağlarda tek bir terörist kalmadı. Cizre’de, Silopi’de tek bir mahalle kalmamış olsun, tek bir ev olmamış olsun, yığınak yapılmış olsun; bu temizlenecek. Barikatlar açılınca çocuklar okula gidecek.”  

Asker destekli süpürme operasyonu

Başbakan’ın işaret ettiği operasyon için kapsamlı hazırlık tamamlandı. 

Söz konusu ilçelerin çıkışları tutulmuş, önemli ölçüde yığınak yapılmış durumda. 

Operasyonlarda sayıları artırılmış Jandarma Özel Harekât ve Polis Özel Harekât personeli de görev yapacak, ancak kritik ilçelerdeki eşzamanlı operasyonların yoğun bir asker desteğiyle gerçekleştirileceğini vurgulamam gerekiyor. 

Aslında askerin eskiye nazaran daha çok devrede olduğu bir faza geçiliyor demek daha doğru.

Bu noktada dün Cumhurbaşkanlığı’nda gerçekleştirilen TÜBA (Türkiye Bilimler Akademisi) Ödül Töreni vesilesiyle bir araya gelen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın tören sonrasında bir görüşme yaptığı bilgisini de ekleyeyim. 

Büyük bir süpürme operasyonundan söz ediyoruz. 

Operasyonlarla eylemlerini kent merkezlerine çeken ve kurtarılmış bölge stratejisi izleyen örgütün buralardan tamamen temizlenmesi ve en kısa sürede yaşamın bütün unsurlarıyla normal seyrine dönmesi hedefleniyor.

Öncelikle; Cizre, Silopi, Nusaybin, Yüksekova, Silvan, Dargeçit gibi kritik yerler başta olmak üzere.

Çatışmaların ortasında kalan, evinden, mahallesinden göç eden halk bu sürecin asıl mağduru.

Dileriz, kamu düzeni bir an önce sağlanır ve yaşam sivil halkın zarar görmediği bir süreçten sonra süratle normale döner.

Milliyet
15 Aralık 2015