GÜNCEL

Özlem Albayrak : Aysel Tuğluk kimlere el sallıyor?

Tarih
02 Kasım 2014
İzlenme
Kişi
Yazar
Özlem Albayrak
2 Kasım 2014...
Manzara ortada; Kobani'nin IŞİD tarafından saldırıya uğramasının hemen ardından 6-7 Ekim olaylarının patlaması, iki yıldır yokluğuna şükrettiğimiz şehit cenazelerinin yeniden gelmeye, sırtından vurulmuş çocukların tabutlarını milletçe yeniden sırtlanmaya başlamamız; karşı karşıya olduğumuz durumu açıkça izhar ediyor.
Zaten Aysel Tuğluk da t24'e yazmış. Özet şu: Bir süredir Kandil'den gelmeye başlayan 'süreci bitiririz ha' tehditleri, 'AKP, partner olmaktan çıkmıştır' kararına evrilmiş.
Yazıya bakarsanız, Erdoğan ABD'ye gittikten sonra fikir değiştirip IŞİD'e cephe aldı, ama aslında yaptığı IŞİD'i destekleyerek Ortadoğu'da oyun kurucu rolüne soyunmaktı. Bu senaryoya göre IŞİD, Suriye işgali ve Kürt kantonlarının etkisizleştirilmesinden sonra da Anadolu'da bir yardım kuruluşu olarak yaşamaya devam edecek. Tuğluk'a göre Türkiye,–onların çok sevdiği o ifadeyle- emperyal güçlerle birlikte hareket ediyor. Radikal dinci gruplar ise öteden bu yana, bölge devletlerinin sol muhalefeti ve seküler gelişmeleri bastırma aracı olarak kullandıkları yedek rezervleriymiş.
Aysel Hanım, bunları yazıyor; ama Suriye'de yüzbinler katledilirken keyfine bakan 'emperyal güçler'in Kobani kuşatılır kuşatılmaz iğne batırılmış gibi neden zıpladığını, Obama'nın bölgedeki stratejik müttefiki olan Türkiye'nin ısrarına rağmen neden inatla 'PYD'yi terör örgütü olarak görmediklerini' söylediğini, izah etmiyor.
Emperyal güçlerle gayri meşru ilişki izleri aranacaksa, buradan başlanabilir bence.
Kaldı ki, hem Türkiye'yi emperyal güçlerle birlik olmakla suçlayıp, hem de 'IŞİD'le AK Parti arasındaki ilişki uluslararası güçler tarafından deşifre edildi' diyen Aysel Tuğluk'a, 'işinize gelince emperyal olan güçler, işinize gelmeyince uluslararası güçler'e nasıl dönüşüyor Aysel Hanım?' diye sormazlar mı? Türkiye'nin seküler güçlerini göreve çağıran Aysel Hanım'a, 'Kastettiğiniz hangi seküler güçler; Dersim'de Kürt bombalayanlar mı? Kürtler, dağ Türküdür, adları da –Kart-Kurt'tan gelmiştir, diyenler mi? Yoksa, darbenin Diyarbakır Cezaevi'nde görevlendirilmiş konuksever (!) Kemalistleri mi? Ahmet Kaya'ya çatal fırlatan ulusalcılar orkestrası mı' demezler mi?
Lamı cimi yok.
PKK'nın bölgedeki kaostan pay kapma çabasına bulduğu bahanedir IŞİD'le Türk hükümetinin birbiriyle ilişkili olduğu iddiası. Türk askerini yeniden sırtından vurmaya başlayan örgütün, Türkiye'nin seküler/sol kesiminden ne tür bir hayır beklediği bilinmez, ama görünen o ki, hem seçim öncesi şehit cenazeleriyle hükümetin elini zayıflatmaya çalışıyor, hem de 'derdimiz çözüm süreciyle değil, radikal İslamcılarla' intibaı bırakarak tarih mahkemesinde hüküm giymeyeceğini umuyor.
Bence çok yanılıyor. Zira, sürekli süreci bitirmekle tehdit etmek de bir tür şiddet; kamuoyunda korku etkisi yaratılıyor ve bundan politik bir yarar umuluyor.
Doğrudur, terörün adı neredeyse hiçbir ahlak kaygısı taşımayan bir mücadele biçimi olduğu için terördür; ama bir kez barış kararı alındıktan ve karşılıklı iki taraf olarak bir masaya oturulduktan sonra, terörist örgütlerdeki pusu kültürünü siyasete tahvil etmeye çalışıyorsanız, bunun adı fırsatçılık olur. Baştan kabullenmiş olduğunuz karşılıklı sorumluluk etiğini, tek taraflı olarak ihlal ediyorsunuz demektir ve bunun hiçbir ahlaki çerçeve içerisinde yeri yoktur.
İnkar ve asimilasyonların sona erdirilmesi, Kürtçe yer isimlerinin geri verilmesi, faili meçhullerin bitirilmesi, Kürtçe eğitimin -özel okul, seçmeli ders, enstitüler- önünün açılmas��, propaganda yasaklarının tarihe gömülmesi ve daha pek çok değişim de, Aysel Hanım'ın 'radikal İslamcılar' dediği AK Parti döneminde gerçekleştirildi. Dahası, Türkiye AK Parti döneminde, Aysel Hanım'ın medet umduğu Kemalistlerin 'bebek katili' dediği Öcalan'ın durumunda değişikliği konuşabilecek bir atmosfere kavuştu.
Sonra ne oldu? Sokağa inin, dendi. 40 kişi öldü.
Haberlere göre, önümüzdeki pazartesi günü gerçekleştirilmesi planlanan eylemler için de 'Öcalan öldü' şayiası yayılmaya çalışılıyor.
Pazartesi ya da daha sonra, Kürt yapımı bir Gezi ya da 17 Aralık'la karşılaşır mıyız bilinmez; kesin olan, hiç kimsenin hem bunları yapıp hem de sureti suret-i haktan görünemeyeceği. Bunu herkes bilmeli...
Yenişafak

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;