7 Mart 2015

Geçtiğimiz iki üç gün zarfında ‘dilinizKABAvicdanınızTAŞ’ başlığını taşıyan ya da aynı konuya değinen 20’nin üzerinde yazı yazıldı.

Çünkü Gezi’nin devrim koçları ve paralel yapının örgütçü operatörleri Gezi olayları sırasında Kabataş’ta kötü muamele gördüğünü söyleyen Zehra Develioğlu’nun söylediklerine inanmış kadın yazarlara kan kusturmaya ahdetmiş durumda. Sıralaması bile var. Elif Çakır-Nihal Bengisu Karaca-Halime Kökçe üçlüsü alınır, Gezici&Paralel şeytani C.o tarafından Zehra Develioğlu’nun ifadesine gönderme yapmak üzere tasarlanmış deri eldivenli zincirli çirkin sado mazo erkek görüntüleriyle harmanlanır. Küfür ve tehditlerin yanısıra yalan söylediğiniz hatta iç savaş çıkarmak istediğiniz iddia edilir. Formül bu.

Yakınlarda yine başladılar, bu kez İsmail Saymaz ve Enver Aysever gibileri de devreye girdi. Elif Çakır ve Halime Kökçe’yi ‘yargılanacaksınız’ sözleriyle suçlu duruma düşürmeye çalıştılar. Türk tipi Sedir devriminin hayal olduğunu anlayan, Erdoğan’ı deviremeyen ama ‘neyi devirirsek kârdır’ fırsatçılığı ile davranan gezici¶lel operatörlerin niyeti çok geçmeden anlaşıldı. 1) CHP İzmir Milletvekili Oğuz Oyan, Zehra Develioğlu’na yapılan tacizi köşelerine taşıyanlar için yaptığı suç duyurusunu güncelledi.( Yani, yer yapılıyormuş) 2) Kelle istiyorlar. ‘Tamam devrimi yapamadık, tamam 17/25 Aralık elimizde patladı ama bir sus payı olsun yok mudur? Hiç değilse şunların kellesini verin. Devrimi yapılmış sayalım’ diyorlar.

Devrim diye çıktıkları yoldan ganimet dilenerek dönüyorlar. Adam olsaydınız eğer, size bu zillet yeterdi.

DilinizKABAvicdanınızTAŞ başlığıyla yazılan yazılar, işte bütün bunlara cevap.

Gelelim şu ‘iç savaş çıkarma’ suçlamasına ….

Taksim’in her yanını kızıl bayraklarla donatan, açık açık Taksim’e ‘kurtarılmış bölge’ statüsü verdiğini ilan eden, ‘Taksim’i geri aldık’ ‘Türkiye cumhuriyetini geri alıyoruz’ gibi bir dil ; ‘O kale ele geçirildi’, ‘şu cephede zayiat var’ tarzında bir savaş jargonu kullanan ‘dönemin’ devrimci geziciliği iç savaş çıkarma peşinde değil, ama sırf oradan geçiyor olduğu için dövüldüğünü iddia eden bir kadın olduğunu duyanlar ve kulak kabartanlar, o kadına mikrofon tutanlar iç savaş çıkarmaya meyilli öyle mi?

*

‘Maçka Parkında kurşun sesleri. Arkadaşlarım otele sığınmış. Hayırdır gaz bitti de sıra kurşunda mı TC polisi?’ diye tivit atan ve üstelik hala dünyanın en makul anchorman’i olarak gezen adam iç savaşa davetiye çıkarmış olmuyor ama Halime’nin konuyu duyduğu şekliyle aktarması, benim ‘evet ben de duydum, kayınpederi ile konuştum. Kız kötü durumdaymış’ yazmam iç savaşa davetiye öyle mi?

*

Canlı yayında halkı ‘Annelerinin kucağından çocuklarını alıyorlar!!(…) Bir katliam hazırlığı bu’’ diyerek kışkırtan Can Dündar’ın yaptığı iç savaşa davetiye çıkarmak değil, ama Elif Çakır’ın röportajını iç savaş çıkarma potansiyeli yüksek bir iş olarak görmeliyiz öyle mi?

*

Göstericiler AK Parti eski ilçe başkanı Abdullah Taşçı’yı bıçakladılar. Taşçı’dan kan fışkırmaya başlayınca da onu öylece bıraktılar, ölüme terkettiler (04.06.2013)

Göstericiler Yeşim Sönmez adlı başörtülü bir kadını yanında 9 yaşındaki kızıla beraber aralarına alıp kafasına çaldıkları tavalardan biriyle vurdular. Ayşe Arman yazdı ( 06.07.2013)

Göstericiler malum hızlarını alamadılar birkaç ay. Kendilerini Gezi ile tanımlayan ve Gezi sloganları atarak dolaşan gruplar , Gezi eylemlerine destek veren gazeteci Elif Key’i ve aile üyelerini bulundukları arabadan indirip yürüyüşe katılmaları için zorladılar. Arabada gözüne dikiş atılmış küçük bir çocuk da vardı. Göstericiler ‘Hasta var!’deyip yollarına devam etmek isteyen aileye linç girişiminde bulundular. Elif Key’in kardeşi Ebru Key olayları bu şekilde ifade eden tivitler attı. (31.08.2013)

Bütün bunlara neden olmak iç savaş çıkarma girişimi olmuyor; ama yüzümüzü dayak yedim diyen kadına doğru çevirmiş olmamız iç savaş çıkarma girişimi. Öyle mi?

Ya aklınızı peynir ekmekle yemişsiniz, ya da vicdanınız TAŞ olmuş sahiden

Habertürk