DÜNYA

Nedret Ersanel : Yedinci karedeki piyon!..

Tarih
20 Kasım 2016
İzlenme
Kişi
Yazar
Nedret Ersanel
Süper güç liderleri arasındaki telefon görüşmelerinin sonucu bile önceden düzenleniyor.. Ne konuşulacağı ne konuşulmayacağı (!) biliniyor. 


Trump-Putin arasında geçtiğimiz Pazartesi günü gerçekleşen telefon görüşmesi de öyle oldu...

Kremlin Sözcüsü Peşkov önceden Amerika'ya uçtu ve bir 'satranç etkinliğine' katıldı!

Nihayetinde hem Kremlin hem taze ABD Başkanı'nın ofisi görüşmenin olumlu geçtiğini ilan etti.

DETAYIN DOĞASINI BİLECEKSİN...

İki metnin ayrıntıları, “canlandırılmaya” çalışılan Rus-ABD ilişkileri ve Suriye'ye odaklanıyor.

Seçimin haftası dolmadan, protestolar devam ederken, kabine yokken, Trump'ın göreve resmen başlamasına iki ay varken, ABD ve Rusya “ilişkileri ve Suriye dosyası”nda bağ kurmuş bulunuyorlar.

Kremlin, uluslararası terörle mücadele ile “çıkarların dengelenmesi” ihtiyacının altını çizdi. Aksi “çok tehlikeli” dendi.

'Seçilmiş Başkan' ise, “Rusya ile güçlü, uzun süreli bir ilişki kurmayı dört gözle beklediğini” belirtti.

Böylece Trump'ın pek az bilinen, kimilerine göre varlığı bile şüpheli dış politika vektörlerinden biri görünür hale geldi.

“İlişkileri normalleştirmek ve en geniş yelpazede yapıcı işbirliği sürdürmeye yönelik aktif ortak çabalara destek olacağız. Ticareti geliştirerek ilişkiler için güvenilir bir temel oluşturmak önemlidir”...

O ilişkiler içinde, “stratejik ekonomik meseleler” var. “Enerji” buna dahil ve Türkiye ile çevresinin yeni döneme hızlı geçiş yapacağını söyleyebiliriz.

Enerji dengeleri ve Rusya'ya ekonomik yaptırımlar ilişkisinin düzenlenmesi ise ilginç dalgalanmalar yaratacaktır!

TRUMP AYNI GÜN ÇİN'LE GÖRÜŞTÜ...

Trump, Putin'in ardından Çin lideri Xi Jinping ile görüştü.

Çin resmi haber ajansı, “dikkat çekici gelişme beklentileri olan büyük ve önemli bir ülke' diyerek Çin'e fazlasıyla yapmacık komplimanlarda bulundu” ifadeleriyle duyurdu görüşmeyi. (
'Xi, Trump discuss China-U.S. ties over phone', 14/11, Xinhua.)

Trump görüşmede şu ifadeleri de kullandı; “Çin-Amerika ilişkileri başkanlığım döneminde çok daha büyük gelişmelere tanık olacak”.

Hillary Clinton seçilseydi Asya-Pasifik'te neler yaşanacağına ilişkin neredeyse kesinleşmiş beklentiler böylece akamete uğramış sayılabilir mi? Bunu söylemek için erken ama...

Bir gün içinde kurulan devasa üçgen, Trump'ın, “yeniden büyük Amerika” sloganıyla uyumlu.

GÖLGELERİN GÜCÜ VE İLK ÇELME...

Dünyanın üç süper gücünü aynı gün ve telefona bağlayan Trump tipi “agresif diplomasi”, daha seçim sonuçlarının şokunu atlatamamış “müesses nizam”ın tehlikeli hareketler yapmaya teşvik eder mi?

Üç lider konuştuğu an hali-hazırda Beyaz Saray'ın patronu olan Obama tarih oldu.

Hatta ABD Savunma Bakanı Ashton Carter'ın, Suriye için Rusya ile işbirliği yapmama konusunda Trump'a verdiği tavsiyeye Rus Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov-yine Pazartesi günü-”işbirliği için Obama yönetimiyle ilgilenmiyoruz” yanıtını verdi.

Peki Obama yönetimi ne yaptı? Rusya'ya karşı uygulanan yaptırımların uzatılmasına çalışacağını ilan etti. Bunu duyurmak için de Pazartesi gününü seçti!

Nitekim Almanya ziyaretinde Obama; “Sayın Merkel'le Rusya'ya yönelik yaptırımların önemini ele aldık. Minsk anlaşmasını tamamen uygulayana kadar Rusya'ya yaptırımlar devam etmeli” dedi.

“Yaptırımlar” Trump'ın atağını tuzaklayan bir engel oluşturacak.

NATO-Rus sınırları politik mayınlarla döşenecek.

MOLDOVA VE BULGARİSTAN: ERKEN ALAMETLER!

Trump etkisi sayar mısınız bilmem.. Ancak Moldova ve Bulgaristan'da Pazar günü gerçekleşen seçim sonuçları, Avrasya'nın batı kıyılarında esen değişim rüzgarlarına dikkat çekiyor.

Her iki ülkede Rusya yanlısı adaylar kazandı. Her iki ülke de seçim tartışmaları, 'AB mi Rusya mı' sorusuna odaklandı. Batı ve AB'nin yerli siyasetçilerine her iki ülkede de güvenilmiyor. Cevap, 'apaçık Rusya' olmadı ama 'kesinlikle AB değil' oldu.

Bulgaristan'ın yeni Cumhurbaşkanı Rumen Radev: “AB, Rusya'ya yaptırımlara son vermeli”.

Avrupa'daki birçok ülke Amerikan baskısına sinirleniyor ve Rusya ile ticareti düzeltmeyi tercih ediyor.

Yani Obama yönetimi Rusya'ya karşı yaptırımların uzatılması için AB'ye baskı yaparken, bu konudaki AB mutabakatı bozulabilir!

LONDRA: 'AB LİDERLERİ, TRUMP HAKKINDA SIZLANMAYI KESİN!'

Birleşik Krallık'ın Rusya'ya yönelik duygularını bilmeyen olamaz. Ancak Trump etkisinin majestelerinin başkentine değin şimdiden nüfuz etttiğini görmek ilginç...

İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn; “Şu an, NATO devletleri ve Rusya arasındaki sınırı silahsızlandırmaya çalışacağımız bir süreç olmalı. Yeni bir Soğuk Savaş'ın içine düşemeyiz”.

Daha ilgincini duymak ister misiniz; “Rusya'nın da dahil olduğu Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı NATO'nun yerini alabilir”! ('
Corbyn delivers Cold War warning unless borders demilitarised', 13/11, The İndependent.)

Son iki örnek...

Çek Başbakanı Bohuslav Sobotka; “Çek topraklarında bir radar Rusya ile ilişkilerde daha fazla gerginlik anlamına gelir. Donald Trump'ın seçilmesinden sonra ABD ve Rusya'nın uzlaşması fırsatını iyi değerlendirmeliyiz”.

İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson; “AB liderleri Trump konusunda sızlanmayı kessin”...

Peki Türkiye?

Kendisine piyon muamelesi yapanlarla şimdi hesaplaşmayacak mı?

Hayır.

Çünkü ilerlemesi gereken tek kare kaldı!

Yenişafak
20 Kasım 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;