Sesli Makale

Batı’nın temennisi, ‘Millet İttifakı’nın, yani ‘Kadife İttifak’ın, bir ‘Kadife Koalisyon’a dönüşerek, mevcut iktidara kıyasla zayıf bir hükümete liderlik etmesidir…

Hepsi bu.

Neden?

Kadife koalisyonlar kullanışlıdır…

Sürüş rahatlıkları vardır…

Zayıf hükümet zayıf Türkiye demektir…

7’li masanın dokusu yumuşak. Batı bu örgüyü kolay çözer. Onlarca yıllık tecrübesi budur. Kadifenin ilmekleri de müsaittir…

***

Mesela…

Sayın Muharrem İnce’nin Cumhurbaşkanlığı yarışından çekilmesinden sadece bir kaç saat sonra Sayın Kemal Kılıçdaroğlu şu açıklamayı sosyal medyadan paylaştı…

“Sevgili Rus dostlarımız, dün bu ülkede ortaya saçılan montajlar, kumpaslar, deep fake içerikler, kasetlerin arkasında siz varsınız. Eğer 15 Mayıs sonrası dostluğumuzun devamını istiyorsanız, elinizi Türk’ün devletinden çekin”…

Peki, diyelim öyle.. en keskin muhalifler bile CHP üzerinde dönen FETÖ, ABD gölgesine at��f yaparken bu ne? Hayatın akışına uygun mu? ‘Kimin işine yarar’ sorusunu hakkınca karşılıyor mu? Bir-iki saat içinde hangi istihbarat yapısı/güç/hücre bu bilgiyi ulaştırdı? Yani delil ne? Neye dayanarak bu iddia, hatta “arkasında siz varsınız” kadar kesin itham gündeme getiriliyor?

Kaldı ki, başka ülkenin Türkiye’de böylesi faaliyeti suçtur ve hem MİT’in hem savcılıkların vaziyet etmesini gerektirir. Ne var ise açıklanması gerekiyor. Zaten öyle ise, Ruslar yaptıysa size kalmaz, biz, yani medya perişan eder önce Moskova’yı.

Ama değilse?..

Daha iki gün evvel, karton projeyle İran’ı öne alıp, sırf Ankara’nın yanında duruyor diye Azerbaycan’ı dışlayan, aba altından sopa gösteren bir haritayla ABD’ye de çakma efelik yapmaktan farkı ne bunun? ‘Aynı mesajı Rusya’ya veriliyor’ anlar herkes. Sayın İnce’nin kendisi dahil herkes FETÖ, yani ABD’yi işaret ederken, topu Rusya’ya sektiren ne?

Bakın, Kılıçdaroğlu’nun bu açıklamasının hemen ardından ‘Türkiye Komünist Partisi’ Genel Sekreteri Sayın Kemal Okuyan meseleyi nasıl karşılıyor…

“Türkiye’de komploların, kirli tezgahların adresi açık ve netken seçimden üç gün önce Rusya’yı hedef göstermek Millet İttifakı’nın NATO’cu zihniyetine yakışıyor. Ancak Cumhurbaşkanı adayı olan birinin bu şekilde konuşması siyaset tekniği açısından da son derece tuhaf. Putin rejimine hiçbir yakınlığımız yok. Ancak Türkiye’de siyasete müdahalenin en açık üç adresi emperyalist ABD, İngiltere ve Almanya’dır. Bu açıklama ABD’ye iyice yanaşmak için yapıldı”.

Herhalde TKP’nin Ak Parti’yi/Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı desteklediğini söyleyemeyiz. Ama solcu var solcu var. Kimi “sol” partiler oy pusulasını kimlerle paylaşıyor, görüyoruz.

Keza, Cumhuriyet Gazetesi’nin dış politika yazarı Sayın Mehmet Ali Güller’in, Kılıçdaroğlu’nun Rusya iddiasına yönelik değerlendirmesi de şöyle…

“İstihbarata dayalıysa, operasyona uğranılmış. Zira kasetler made in USA/FETÖ’dür. Analizse, hatalı sonuç çıkarılmış. Sonuç: Seçime 3 kala Rusya’ya karşı pozisyon alma sıradan bir politik hata değil, millet ittifakının alacağı seçimi riske atan vahim bir yanlıştır. Açık ki, Atlantik cephesi Kılıçdaroğlu’nun Rusya karşıtlığına savrulmasını sağlayarak, seçimden sonraki siyasi cepheleşmede avantaj elde etmek istiyorlar. Görünen o ki, bunu da kendi kasetlerini Rusya kaseti diye CHP danışmanlarına ‘yutturarak’ yaptılar ve Kılıçdaroğlu’nu tuzağa düşürdüler”…

***

Operasyon düzeneğini görmemek mümkün mü?..

ABD seçimlerine Rus etkisi iddiası tüm dünyanın zihnine nakşedilmişken, yani saha müsaitken-ki Amerika iç siyasetinde bunu kimlerin servis ettiğini de çok konuştuk-Batı yayın organlarının, ‘Rus hesapları Türkiye için çalışmaya başladı’ haberleri salınırken bu normal mi?

Burada mesele Rusya değil aslında. O ikincil. Dert Türkiye. Ankara’da kimin oturacağı ABD için Rusya ile mücadeleden daha önemli.

Evvel paylaştık, Türkiye seçimlerine yönelik Batı planı bir görev dağılımına yaslanıyor…

Avrupa medyasındaki ağır atakları gördük. Amerikan medyası ise daha yumuşak yüzlü. Fakat seçimin son anlarına yürüdüğümüz bu günlerde, ABD’nin tutumunu ve aparatlarını daha “istihbari/operasyonel” diye değerlendirebilir miyiz?

Türkiye, Batı eleştirisinin yapıldığı, stratejik özerkliğin savunulduğu güçlü çekim merkezlerden biri. Belki en kritik olanı. Bu anlamıyla Türkiye, ABD açısından çok kötü bir emsal teşkil ediyor.