DÜNYA

Nedret Ersanel : General Akar, General Gerasimov, General Dunford...

Tarih
02 Kasım 2016
İzlenme
Kişi
Yazar
Nedret Ersanel
Brüksel'de gerçekleşen iki günlük NATO Savunma Bakanları toplantısının kulisleri, Washington ve Ankara arasında pusulanın tüm yönlerindeki kartların suratlara fırlatıldığı anlık karelere sahne oldu... 


Karadeniz'den Suriye-Halep'i, 'Orta Akdeniz'den Irak-Musul'u çevreleyen dörtgen, Beyaz Saray'ın gider-ayak son hamlelerini değil, Amerikan devletinin yeni iktidarıyla başlayacak sürece temiz çarşaflar açma girişimini sembolize ediyor...

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg'in, Savunma Bakanları Toplantısı'nın ilk oturumu (26/10, Brüksel) sonrası yaptığı açıklama, ABD tarafından yazılmış bir mesajın Türkiye'ye ulaştırılmasını amaçlıyordu...

SOÇi'DEN ÇEKİLEN ÇİZGİ HALEP'i KESER...

Stoltenberg; “Memnuniyetle söylüyorum ki bazı ülkeler Karadeniz'de kurulacak kara, hava ve deniz güçlerine katkı sağlayacaklarını onayladı. Kanada, Almanya, Hollanda, Polonya, Türkiye ve ABD buna dahil”...

NATO'nun yani ABD'nin Karadeniz'deki varlığını artırma arzusu yeni değil. Her denemesi Karadeniz'deki Rus-Türk dalgalarında boğulup gitti.

Yeni olan, ABD'nin NATO'yu kullanarak Türkiye'yi Karadeniz'e, Rusya ve Putin'in karşısına itmesi!..

“Gündem, Karadeniz bölgesinde NATO mevcudiyeti için 'planlarda ilerleme yapılması' ile ilgilidir” sözünün anlamı o.. “Tuzak o” da diyebiliriz.

NATO/ABD'nin Avrupa'yı peşinden çeke çeke sürükleyen Rusya karşıtı ataklarından farklı bir durum bu. Anlamak gerekiyor; zamanlaması Rusya'nın Suriye'deki “kimi müstakbel” adımlarına karşı yapılıyor.

NATO Genel Sekreteri'ne bunu yapmasını söyleyen Pentagon ve aksi komik durur.

Evet, ABD, Avrupa ülkeleri ile Rusya arasında herhangi bir yakınlaşmayı dizginlemeyi, bu ihtimali kontrol etmeyi, yaptırımların da devam etmesini istiyor, buna elverişli araçlardan biri de NATO. Fakat bu durum farklı.

Rusya'nın Suriye'de özellikle Halep'e yönelik girişimini-ki Brüksel zamanlamasında Halep'e müdahale beklentisi zirveye çıkmıştı-zorlaştırmak, mümkünse engellemek.

Bu yüzden de Karadeniz'de Rusya'nın karşısına NATO zoruyla Türkiye'yi çıkarıyor. Böylece Ankara ve Moskova'nın Suriye'de elde ettiği stratejik özerkliği baltalıyor.

ABD'nin NATO müttefiklerini-NATO alanı olmayan Suriye'de-kullandığına, Türkiye'ye bu yolla sopa gösterdiğine ilişkin somut delil de var; Akdeniz'e giden Rus savaş gemilerinden oluşan-uçak gemisi Amiral Kuznetsov'un da bulunduğu-filonun yakıt ihtiyacını karşılamaması için İspanya'ya yaptığı baskı. Sebep olarak açıkça Suriye ve Halep gösterildi. ('Russia withdraws request for carrier battle group to refuel in Spain amid NATO pressure on Madrid', 26/10, RT.)

NATO üzerinden yaratılan İspanya örneğinin amacı Türkiye için de cari bir emsal oluşturmak!..

Bu bir uyarı ama ABD'nin şu an dediğini ifa edecek gücü bulunmuyor.

Karadeniz'in bu bağlamda kullanılması Ankara'nın stresini yükseltecektir. Çünkü Türkiye'nin Karadeniz'deki herhangi bir NATO konuşlanmasında rol almaması düşünülemez.

Türk ve Rus savaş gemilerine imtiyaz sağlayan Montrö, Karadeniz'deki olası NATO varlığının da içinde bulunan Türkiye tarafından nasıl kullanılacak?

Türkiye, Rusya ile birlikte Montrö'ye sadık kalacak.

Peki NATO'nun Karadeniz'deki konuşlanmasını hızlandırma yönündeki kararına ne olacak?..

“Cumhurbaşkanımız şu an çok meşgul. En uygun zamanda Stoltenberg'in dillendirdiği NATO kararını konuşmak arzusundadır. Uygun tarih önümüzdeki “29 Şubat” olabilir.”

Terazinin diğer kefesindeki Suriye-Halep?..

Çünkü bu kefenin içine koyulanlar Külliye ve Kremlin'in ABD'nin NATO hamlesine yanıtlarını oluşturuyor...

TÜRKİYE'NİN ELİNİN TERSİ...

Yanıtlardan biri, Putin'in Suriye'deki Rus birliklerinden gelen operasyonlara yeniden başlanması talebini reddetmesi ve nadir görülen bir Kremlin uygulamasıyla küresel kamuoyuna duyurmasıdır.

Bu ilan ile aynı gün İran ve Şam Dışişleri Bakanları ile Lavrov'un gerçekleştirdiği toplantı dahildir.

İki, Halep gibi Suriye'de kilit taşı ve Irak'ta yansımaları olacak bir şehirde Rusya'nın Türkiye'ye “buyurun” demesi de ABD/NATO'nun bu hamlesine verilen ikinci cevaptır.

Üç, Ankara ise Amerikan planının anlaşılmasından sonra, Suriye'de Türk askeri operasyonlarının Halep'e uzanmayacağını açıkladı. Fakat ABD'nin en yakın müttefiki PYD/YPG/PKK'dan şehri temizlemek için Menbic'i hedef ilan etti.

ABD, NATO'yu Türkiye-Rusya uzlaşmasının arasına sokarak bir “kara kedi” operasyonu denedi, deniyor.

Washington, Türkiye ve Rusya'nın Suriye-Halep konusundaki yaklaşımlarını işe yaradığı görülür şekilde koordine etmelerinden delirmiş durumda.

Bu satırlar yazılırken Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Rusya'da mevkidaşı General Gerasimov ile görüşüyor. Daha bir hafta önce ABD Genelkurmay Başkanı ile görüştüğünü anımsatalım.

Konuştukları işte bunlardır.

Herhalde Cumhurbaşkanı'nın “seslensem Soçi'den duyulur, seslenseler Soçi'yi duyarım” cümlesi iyice anlaşılmıştır.

Peki şimdi ne olacak? ABD ne yapacak?

Beyaz Saray'ın zamanı tükendi. Suriye'yi bu haliyle koruyarak, yani istikrar inşasına izin vermeden müstakbel Başkan'a devredecek.

Eğer bu Başkan Hillary Clinton olursa, Suriye'ye yönelik bir Amerikan askeri müdahalesinin önü açılmış olacak.

Kesin mi?

E, Hillary öyle dedi!

Yenişafak
2 Kasım 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;