Tam altı yıl geçti, tarihte ne öyle bir ihanet ne de ihanete karşı böylesine onurlu bir direniş görüldü. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin şerefli üniformasını üzerine geçirmiş Fetullahçı Terör Örgütü mensupları, hem örgütsel çıkarları hem de uşaklığını yaptıkları Amerika Birleşik Devletleri’nin amaçları doğrultusunda demokrasiyi askıya alıp ülkenin “anahtarlarını” da emperyalist sahiplerine teslim edeceklerdi.
Ama hiç hesaba katmadıkları bir güç vardı: Türk milletinin iradesi...
Milyonlarcası hiçbir çağrı beklemeden saat 21.30’dan itibaren darbecilere karşı direnmek için yollara çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısıyla gece yarısından sonra milyonlara milyonlar katıldı. 252 şehidimiz, 2 bin 500’den fazla yaralımızla 24 saat geçmeden darbe bastırıldı. Geriye şehitlerimizin, gazilerimizin acıları, uçakla bombalanmış TBMM, ihanete uğramış bir millet, ihanetin bedelini ödetmekte kararlı yaralı bir devlet kaldı.
Bugün yürütülen soruşturmalar, açılan davalar ve sonuçları hakkında çok miktarda haber okuyacak, görüntü izleyeceksiniz.
NE UNUTMAK NE ACIMAK
Ben altıncı yılda başka bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Takip edenler bilir; Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ’cüler için “Acımayın yoksa acınacak hale gelirsiniz” dediğinde, “Biz insanız, acıma duygusundan yoksun olamıyoruz” diye düşünüp aynı cümleyi gazete yazılarımda ve TV programlarında şöyle ifade ederdim: “Biz insanız, acıma duygusu bize ait; ama unutmamalıyız, asıl unutursak işte o zaman acınacak hale geliriz” diyordum.
15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden tam 6 yıl geçti ve FETÖ’cülerin bugün yaptıklarını, yazdıklarını, yalanlarını, bitmez tükenmez ihanet girişimlerini gördükçe “Ne unutun ne de acıyın...” diyorum.
365 GÜN, 52 HAFTA, 7 GÜN, 24 SAAT İHANET
15 Temmuz darbe girişiminin arkasındaki Amerika Birleşik Devletleri’nin desteğiyle bugün dünyanın 100’den fazla ülkesindeki okullar üzerinden örgütlü olan Fetullahçı Terör Örgütü, 365 gün yani 52 hafta, haftanın 7 günü, her gün 24 saat Türkiye aleyhine çalışan küresel bir terör örgüttü.
Yerküre üzerinde güneş bir ülkede batıp diğerinde doğarken FETÖ mensupları “ihanet nöbetini” de birbirlerine devretmiş oluyor. Uzak Asya’daki görevini Orta Asya’dakine, Orta Asya’daki Avrupa’dakine, Avrupa’daki Amerika’dakine devrediyor.
Yatağından kalkan FETÖ mensupları, Türkiye aleyhine nasıl bir yalan ve ihanet içinde olacağının hesabını yapıyor.
Çoğunlukla da örgüt tarafından yalan, iftira ve algıya yönelik belirlenen gündemleri paylaşarak sosyal medyadan operasyonlarını gerçekleştiriyorlar.
RENKLENDİRME TAKTİĞİNE DİKKAT
Kimsenin onlar kadar organize olmadığını iyi biliyorlar. Kimsenin onlar kadar rahat yalan söyleyemeyeceğini, iftira atamayacağını, kumpas kurup algı operasyonu yapamayacağını biliyorlar.
“Renklendirme” yöntemi gereği, sosyal medyada milliyetçi, Kemalist, ülkücü, muhafazakâr, solcu, sağcı isim ve sembolleri kullanarak algı operasyonu ordusu meydana getirdiler. Toplumun yakından tanıdığı sanatçı, şarkıcı, tiyatrocu, gazeteci, siyasetçi ve yazarların isimlerini ve resimlerini kullanarak operasyon çekiyorlar. Ne olursa olsun ihanetten hiç vazgeçmiyorlar.
İHANETTEN MAĞDURİYETE...
FETÖ elebaşının talimatıyla yıllarca devlete sızan örgüt mensupları, yalan, iftira, kumpastan sonra 15 Temmuz’da devlete ve millete ihanete kalkıştılar. Şimdilerde ise ihaneti unutturup mağduriyet noktasına geçtiler.
FİRARİ FETÖ’CÜLERDEN ALGI FİLMİ
Hiç yorum yapılmamış
1987 kez izlendi
2112 kez izlendi
986 kez izlendi
1305 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.