SİYASET

Mustafa Bostancı : Milli mücadele, milli tüfek ve milli hain

Tarih
11 Nisan 2016
İzlenme
Kişi
Yazar
Mustafa Bostancı

Yıl 1919.

Mondros Mütarekesi’nden sonra, İtilaf devletleri Anadolu’yu işgal etmeye başladılar. Anadolu halkı her ilde teşkilatlandı ve Kuva-yı Millîye birlikleri oluşturuldu. Eli silah tutan her vatan evladı bu mücadelede yer aldı.

Maraş'ta Sütçü İmam, Antep'te Şahin Bey, Kozan'da Saim Bey gibi örnek kahramanlar milli mücadeleyi gönüllere nakşetti. Bu kutlu mücadelenin ete ve kemiğe büründüğü nice isimsiz kahramanlar, Anadolu mabedine namahrem elinin uzanmasına engel olmak için iman dolu göğüslerini siper ettiler.

Kısıtlı imkanlarla verilen bir mücadeleydi bu.  Anasıyla, evladıyla, kağnısıyla, tüfeğiyle, bulgur aşıyla, hatta ördüğü çorabıyla Anadolu insanı her türlü kişisel kaygıyı bir kenara bırakarak “önce vatan” dedi.

Milli mücadelenin işgal güçleriyle birlikte hareket eden hainleri de vardı şüphesiz. Mücadele sadece adı, şanı, yeri belli düşmana karşı değil, aynı zamanda vatan hainlerine karşı da kazanılmıştı.

Yıl 1923.

Cumhuriyetin kurulmasıyla namahrem ellerin memleketimiz üzerindeki emelleri son bulmadı. Bağımsızlık, sadece düşmanı muharebe meydanlarında mağlup etmenin adı değildi. Bilimde, ekonomide, sosyal hayatın her safhasında güçlü olmak ve dışa bağımlılıktan kurtulmaktı. Millileşme hamleleri peş peşe geldi. Asker bir millet olmanın da etkisiyle, milli savunma yatırımları hep öncelik arzetti.

2000’li yıllara gelindiğinde, milli savunma vizyonun önemli bir parçası da şüphesiz teknoloji ve koordinasyon faaliyetleri oldu. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin her türlü ihtiyacının yurt içinden karşılanmasına yön verecek politika, hedef ve öncelikleri belirlemeye yönelik bu faaliyetlerin meyveleri son zamanlarda gündemi daha fazla meşgul ediyor.

Medyadan takip ettiğimiz milli savunma projeleri hepimizi gururlandırıyor. Elektronik harp ve radar sistemleri, insansız ve akıllı sistemler, silah sistemleri üzerine çalışmalar bir çok ülkenin gıptayla izlediği gelişmeler.

Özellikle Milli Piyade Tüfeği ‘MPT-76’, NATO'nun 42 testini hatasız geçen tek tüfek. ABD ordusunun kullandığı M-16’lar bile bu testlerin sadece 25’ini başarılı bir şekilde tamamlayabiliyor. 200 farklı parçadan oluşan bu tüfeğin tüm ana parçaları Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu tarafından ülkemizde üretilebiliyor. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin envanterine giren milli piyade tüfeği MPT-76’ya dünyadan da büyük talep var.

Milli tüfeğimiz olur da milli hainler boş durur mu?

Milli üretim öylesine arttı ki, milli hain üretmekte de çok başarılı bir ülke haline geldik. Milli bir hain, ABD, Şili, Azerbaycan gibi ülkelerden talep alan milli piyade tüfeğimizin projesini ABD’ye satmak isterken yakalandı.

MKE silah fabrikası müdürü olan bu vatandaşın ihaneti için ne desek az!

Bir tarafta milli mücadeleyi etiyle kemiğiyle yapan, ahırındaki tek öküzünü, çorabını dahi veren memleket sevdalıları, diğer tarafta ise ülkesinin stratejik projesini şahsi geleceğini daha iyi yaşamak adına satmaya çalışırken suçüstü yakalanan bir fabrika müdürü.

Bir tarafta “önce vatan” diyen bir ruh, diğer tarafta “önce ben” diyen bir ruhsuz.

Daha bu yakalanan, peki yakalanamayanlar? Güzel ülkemi kapalı kapılar ardında satan, adı şanı bilinmeyen hainler?

Milli mücadele bitmedi. Memleket üzerinde dolaşan namahrem eller ve onların destekçisi hainler olduğu müddetçe de milli mücadele bitmez.

Hal böyleyken de, “vatandaşlıktan çıkarma” çalışmalarının sadece terörü değil, böylesine milli ihanet içerisinde olanları kapsayacak şekilde genişletilmesi gerekmez mi?

İnternethaber
11 Nisan 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;