Sesli Makale

Halk TV sunucusu Özlem Gürses, bir haber sitesinde kendisine edilen ağır küfür hakkında açtığı hakaret ve tazminat davasının savcılık tarafından takipsizlikle sonuçlandığını açıklamıştı. Gürses muhalif gazeteci olduğu için takipsizlik kararı çıkartıldığını söylemiş ve kendisine edilen ağır küfrü sansürsüz okuyarak tepki göstermişti.
Ben de dünkü yazımda "Eğer Gürses'in dediği gibi ismi yazılarak bu küfür edilmişse, bu küfürle ilgili alınan takipsizlik kararı örnek gösterilerek sosyal medyada her türlü hakaret edilir!" diye yazmıştım. Meğer 'eğer' kelimesini Gürses doğruyu söylüyorsa diye yazmalıymışım.
Dün Sabah gazetesinde Fatih Ulaş imzalı haberde hakaret suçu için altı aylık şikayet süresi olduğunu ancak Gürses'in avukatları aracılığıyla savcılığa yapılan başvurunun paylaşımın ardından 6 aydan fazla süre geçtikten sonra yapıldığı için takipsizlik kararı çıktığı bilgisi yer alıyordu.
Böylece Türkiye'den Çin'e giden ticaret treni hakkında "Halkalı'da duruyor tren Çin'e gitmiyor. Yolculuk Halkalı'da bitmiş" diye gülerek yalan haber yapan Gürses'in bir yalanı daha ortaya çıkmış oldu. Ben de meslektaşıma söylenen ağır küfre üzülüp, yapılan haksızlığı eleştiren bir yazı yazdığım için taca çıkmış oldum.



Gürses savcılığın takipsizlik kararının gerekçesini bilmiyor muydu? Avukatları, Gürses'e "Şikayet için geç kalmışız" demediler mi? Yoksa Gürses 'mağdur ediliyorum' edebiyatı yapmak için mi gerçeği sakladı?

MANİPÜLASYON MU?
Gürses eğer takipsizlik kararının gerekçesini bildiği halde yalan haber yaptıysa buna manipülasyon denir. Biz artık Özlem Gürses'in hangi sözüne inanacağız? Bu iş yalancı çobanın hikayesine döndü. Gürses daha önce de yalan haber ve yorumlarda bulunmuştu. Sosyal medyadan büyük tepki görmüştü.
Ayrıca Sabah'ın dünkü haberinde Gürses'in sadece Beykoz Adliyesi'ndeki kayıtlara göre, 1134 kişiden hakaret iddiası ile şikayetçi olduğu bilgisi yer alıyordu. Bu anormal bir rakam!
Geçtiğimiz günlerde sosyal medya fenomenlerinin insanları kızdıracak yorumlarda bulunup karşı tarafın küfür, hakaret etmesini sağlayıp sonra da hakaret edenleri topluca savcılığa şikayette bulunduğuna dair haber çıkmıştı. Eğer savcılık dava açma kararı verirse, bu dosyaları uzlaştırmaya tabi suç olduğu için uzlaştırma bürosuna gönderiyor. Fenomenler de genelde hakaret edenlerden fiks mönü 4-5 bin TL istiyor.
Eğer Gürses'in avukatları işin ehliyse 1134 suç duyurusundan kabaca bir hesapla 5 milyon 670 bin lira kazanabilirler. Tabii şikayet etmek için altı ay geç kalmadılarsa!
Kimsenin günahını almayalım. Gürses bu işi kazanç kapısı haline getirdi mi bilmiyorum? Ancak Gürses'in sadece Beykoz Adliyesi'ndeki kayıtlara göre 1134 şikayetinin olması muazzam bir rakam. Diğer adliyelerde daha kaç tane şikayetçi olduğu dosya var acaba?