Tarih 26 Ağustos 2016İzlenme KişiYazar Mahmut Övür
Paylaşım
Son üç güne sığdırılan siyasi gelişmeler, sadece Türkiye'nin değil bölgenin de kaderini belirleyecek cinsten. Bu üç gün içinde iki önemli siyasi aktör, ABD Bakan Yardımcısı Joe Biden ve Irak Kürdistan Bölgesel Yönetim Başkanı Mesud Barzani Ankara'daydı. Biden, Suriye ve FETÖ yapılanmasına ilişkin yeni küresel siyasetin ilk ipuçlarını verirken, Barzani de şu sözleriyle dikkat çekti: "Bölgedebüyük değişimleryolda..." Ortadoğu coğrafyasında yeni umutlara yelken açmanın kolay olmadığın bilenler, Barzani'nin bu sözleriyle ne söylemek istediğini merak etti. O sözlerin altında, iki önemli gelişmenin ipuçları vardı. İlki Musul'da sürpriz bir gelişmenin yaşanması, ikincisi ise yeni bir çözüm süreci ihtimali. Birinci gelişmenin Musul'un alınmasıyla ilgili olduğunu Başbakan BinaliYıldırım'ın şu uyarı niteliğinde sözleri de doğruluyor: "Musul'un tekrar alınmasınıbiz de destekliyoruz. Ancak gerialındıktan sonra oradaki demografikyapının değiştirilmemesi lazım." AK Parti Diyarbakır Milletvekili GalipEnsarioğlu da Musul meselesinin önemine dikkat çekip ekliyor: "CumhurbaşkanıErdoğan, Kürt coğrafyasının tümünükapsayan bir siyasi yaklaşım sergiledi. Ancak muhatap yanlıştı ve bunungereğini yapmadı. Bu açıdan Barzanidoğru muhataptır. Verdiği sözü tutanbir siyasetçidir. Musul'da bir değişim,Suriye'de alan açılması yeni bir dönemibaşlatır." Bu yaklaşım, Kürt coğrafyasında sadeceTürkiye veya İran açısından değil küreselgüçler açısından da muhatabın değişeceğianlamına geliyor. Bu değişimin Türkiye'de"Yeni bir çözüm süreci" başlatma ihtimalivar mı? Bu soruya Barzani bile temkinlicevap veriyor: "Barış süreci de Türkiye'de çokönemli bir konu. Fakat zamana ihtiyaçvar. Umutsuz değiliz, girişimlerimizide sürdüreceğiz ancak maalesefgeride kalan sürede çok olumsuzolaylar yaşandı. Umuyoruz ki bir günbarış süreci yeniden başlar." Barzani'yi böylesine umutsuz konuşturanhiç kuşkusuz PKK-HDP hattının çözümsürecini heba eden bir siyaset izlemesi. Türkiye yönetimi de bu yüzden "yenibir çözüm süreci"ne sıcak bakmıyor. Başbakan Yıldırım'ın şu politik duruşunun altını ısrarla çiziyor: "Çözüm sürecidiye bir şey yok. Terör örgütüyleçözüm olmaz." Peki, PKK ve Suriye uzantısı PYD'nin kısa vadede silah bırakma noktasına gelme ihtimali var mı? Kuşkusuz böyle bir ihtimal var. Ancak bu da Türkiye'nin Cerablus'a girmesinden sonra o coğrafyada yaşanacak değişimin nasıl seyredeceğine ve süreci PKK-PYD hattının doğru okuyup okumayacağına bağlı. Bölgeyi yakından izleyenlere göre kısa vadede bir değişim beklenmiyor ve şu söyleniyor: "PYD Suriye'de sıkışmazsasilah bırakmaz. Bırakmadığındada Türkiye PYD'nin üzerine gider vesınır bölgelerinde fazla dayanamaz vedarmadağın olur." Bu durum, biraz da küresel güçlerinTürkiye'de yaşanan son gelişmelerdensonra nasıl tavır alacaklarına bağlı... Dünde yazdım, ABD Başkan Yardımcısı JoeBiden'ın yaptığı açıklamalara bakılırsa,en azından ABD seçimlerine kadar bir geriadım atılarak bölgede tansiyon biraz düşürülecekgibi görünüyor. Ama yine de Ortadoğu gibi karmaşık ve kaygan bir zeminde temkinli olmakta yarar var. Sabah 26 Ağustos 2016
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.