ABD şimdi aynı şeyi, Zeytin Dalı Harekâtı'nın önünü keserek yapıyor. Son haftalarda ABD'li yetkililerin, Türkiye ile yaptığı uzun görüşmelerin perde arkasında böyle sinsi bir plan var. Bu gerçeği en net biçimde ABD medyasının yürüttüğü kirli propagandalarda görüyoruz. ABD medyasında inanılmaz bir Türkiye düşmanlığı kampanyası sürüyor. Bunda elbette PKK yanlılarının, Siyonist lobilerin katkısı var ama asıl belirleyici olan ABD derin aklının yörüngesinden çıkmayan medya aktörleri.
Onlardan biri de gazeteci David Ignatius... Onu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başbakan olarak katıldığı Davos zirvesindeki o ünlü "One Minute" çıkışını yaptığı panelden tanıyoruz. İşte o gazeteci Ignatius, son dönemlerde zehir zemberekTürkiye karşıtı yazılara imza atıyor.
Birkaç gün önce de The Real Clear Politics'te, "Türkiye-ABD ilişkileri"ni ele alan bir yazı yazdı. Olumlu bir ilişki istemediği o kadar belli ki yazıya büyük bir yalanla başlıyor: "DEAŞ'a karşı yürütülen savaşın bitmesinin ve Suriye'de istikrarı sağlamanın önündeki en büyük engelin, ABD'nin 'sözde' dostu ve NATO müttefiki Türkiye olması ne kadar tuhaf."
Asıl tuhaf olan ne biliyor musunuz? ABD'lilerin kendilerini akıllı sanmaları... En tecrübeli yazarları bile dünyanın gözünün içine baka baka yalan söylüyor. Bırakın Türkiye'nin söylediklerini, onların DEAŞ yalanını, bir süre önce İngiltere'nin devlet televizyonu BBC ortaya çıkardı. Ama nedense Ignatius bundan hiç söz etmiyor.
Arkasından da şu yalanları sıralıyor: "Elbette ABD ve Türkiye çıkarları birbirineyakın; fakat eğer öyleyse neden Türkiye hâlâ ABD vatandaşlarını hapseatıyor, Washington'ı darbe girişimini teşvik etmekle suçluyor ve ABD'ninİran'a uyguladığı ambargoyu deliyor?"
Şimdi bunun neresini düzeltelim... Araştırmacı tecrübeli gazeteci Ignatius'a sadece şunu soralım: Pensilvanya'da oturan darbeci FETÖ elebaşısı Gülen'iCIA ve CENTCOM kullanıyor mu, kullanmıyor mu? Şimdi gelelim asıl bamteline... Dünden beri konuşulan Suriye rejiminin PKK-PYD'ye sahip çıkmasıyla ilgili ilk işareti de Ignatius veriyor. Hem de Suriye ordusuna övgülerle:
"İzlenmesi gereken yol, bocalamakta olan Cenevre Müzakereleri'ni istikrarlı ve sabırlı biçimde sürdürerek yenilenen Suriye devleti ve ordusunungücünün ve otoritesinin artırılmasıdır. ABD için bu, güven vermeyen ancak çok değerli iki ortak olan Rusya ve Suriye rejimiyle işbirliği yapmayakatlanmak anlamına geliyor."
Nerden nereye... ABD açıkça Türkiye ile oynuyor. Ezeli düşmanları Rusya ve Suriyeile bir araya geliyor, terör örgütü dediği PKK'ya kol kanat geriyor. Peki bütün bunları neden yapıyor? O işin sırrı da şurada; ABD, Türkiye'yi bölgeyi "parçala-böl ve yönet" siyasetiyle parçalamasının önünde engel görüyor. Türkiye, Kürt meselesi dahil, bölge ülkelerinin sorunlarını demokratik zeminde kendilerinin çözmesini istiyor. İşte bu gerçek, ABD'nin de Rusya'nın da işine gelmiyor.
Peki, bundan sonra ne olacak? Ankara'da hava hiç de puslu değil, net. Küresel güçlerin devreye Suriye'yi sokması sonucu değiştirmeyecek. Türkiye, terörle iş tutanlara karşı kararlılığını sürdürecek.
Ankara'nın bu tavrını Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu özetliyor: "Bizimhedefimiz Afrin'i teröristlerden temizlemek. Rejim, YPG-PKK'yı korumak için giriyorsa Türk askerini kimse durduramaz."
Sabah
20 Şubat 2018
Hiç yorum yapılmamış
1877 kez izlendi
921 kez izlendi
1073 kez izlendi
2293 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.