GÜNCEL

Kemal Öztürk : Acil sosyal politikalar üretmeliyiz

Tarih
19 Temmuz 2018
İzlenme
Kişi
Yazar
Kemal Öztürk

İnanmak, hava-su gibi bir ihtiyaç insan için. Bir şeye inanmak, ona sığınmak, onunla huzur bulmak istiyoruz hepimiz. Bu nedenle insan hep bir arayış içindedir. Aradığını bulduğunu düşündüğünde de kendini adamaya hazırdır.

İNSANIN İNANMA İHTİYACINI SÖMÜRENLER

FETÖ, Adnan Oktar, Ahmet Hulusi vb. kült yapıların ilgi görmesinin sebebi, insanın inanma ihtiyacından gelir. Bu kötü niyetli yapılar da, insanların masum inanç arayışını sömürüyor, art niyetleri için kullanıyorlar.

Bu örgütlerin kirli ilişkilerini fark etmiş, oradan kaçmaya çalışan yüzlerce insanın anlattıkları; her şeyin inanç boşluğuna düşmüş, bu dünyada huzur arayan insanların temiz duygularının sömürülmesiyle başladığını gösteriyor.

İnanmak ve huzuru bulmak için çabalayan bu insanların suçu var mı?

YENİ MAĞDURİYETLER DOĞMAMASI İÇİN DİKKAT

Sanırım FETÖ davalarında en çok tartışılan konulardan biri budur. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın FETÖ için, ‘üstü ihanet, ortası ticaret, tabanı ibadetle meşgul bir yapı’ dediğini hatırlayalım.

Gerçekten yapının kirli ilişkilerinden bihaber, sadece eğitim ve ibadetle meşgul bir cemaat olduğunu zanneden binlerce insan vardı. Bu amaçla yardım ettiler, o yapıda yer aldılar. Ama sonra, korkunç bir örgüte hizmet ettikleri ortaya çıktı.

Bunu ayırmak, masumlarla suçluları ayırt etmek adaletin görevidir. Ancak örgüt öylesine korkunç, öylesine profesyonel ve öylesine acımasız ki, inancı peşinde huzur arayan insanların masumiyetini bile kendi kötü emelleri için kirletti ve kullandı.

İbadetle meşgul olan bu insanları başından itibaren ayırmayı başarabilseydik, sanırım bu kadar mağduriyet oluşmazdı.

Adnan Oktar, Ahmet Hulusi gibi yapılarda da benzer durum ortaya çıkacaktır. Bu yüzden adaletin ve emniyetin çok dikkatli davranması gerekir. Suçu ve suçluyu iyi tarif edip, hukuki delilleri sağlam, adaletli yargı süreçleri başlatmalıyız. Aksi takdirde mağduriyetler doğmasına neden olabiliriz.

Unutmayalım her mağduriyet, devlete ve ülkeye karşı hasım bireyler oluşmasına neden olur.

ÖRGÜTLERDE MÜRİTLER SUÇLU MU?

Bu kült örgütlerin içinde yer alan insanların hiç mi suçu yok?

Bence var. Kriminal işlere bulaşmış müritleri kastediyorum. Onlar hak ettikleri cezası alsınlar.

Bir de diğerleri var. Bu insanların kriminal bir suçtan öte, akılını, bilgisini, vicdanını kullanmamalarından kaynaklanan bir suçu olabilir.

İnsan, bir eve kamera yerleştirmeye, bir kadını ya da erkeği tuzağa düşürmeye, şantaj yapmaya, casusluk yapmaya ya da benzer bir kriminal suç işlemeye teşvik edilmişse oradan nasıl olur da kaçmaz?

Herkesin sorduğu sorulardan biridir bu.

Cevabı, koşulsuz inanmakta gizlidir. Koşulsuz, sorgusuz sualsiz, bilgiye ve akla dayanmayan, şüphe etmeyen inanç, insanı her yere sürükleyebilir.

Zaten bu tür yapılarda soru sormaya, sorgulamaya, şüphe etmeye başlayan kişi, hemen dışlanır, örgütten atılır. Soru sormak, şüphe etmek, itiraz etmek bu tür yapıların en sevmediği şeylerdir.

İÇİNDE BULUNDUĞUNUZ YAPIYI TEST EDİN

Eğer organizasyon şeması olan, hiyerarşik ilişki biçimi olan bir yapı içinde bulunuyorsanız, bunu test edin. Soru sorun, şüphelerinizi söyleyin, itiraz edin ve karşılaştığınız muameleyi görün. Eğer bunlar normal karşılanıyor, açıklamalar yapılıyorsa, sağlıklı tartışma ortamları oluşuyorsa, orada kalmaya devam edin. Aksi oluyorsa, o yapıdan hemen uzaklaşın…

Kötü niyetli örgütlerin, yapıların, cemaatlerin ayıklanmasını hepimiz istiyoruz. Burada çok ince bir çizginin, çok hassas bir dengenin, çok duyarlı sinir uçlarının olduğunu unutmayalım.

Meselemiz kriminal bir mesele değildir sadece. Güvenlik temelli bakış açılarıyla bu sorunlarımızı çözemeyeceğimizi daha önceki tecrübelerde gördük. Türkiye’nin sosyal dokusu bu konulara çok duyarlıdır.

ACİL SOSYAL POLİTİKALAR ÜRETMELİYİZ

Mesele ilahiyatın, sosyolojinin ve psikolojinin alanıdır aynı zamanda.

Her zaman söylediğimi bir kez daha söylüyorum:

Terörle mücadele edeceksek, güvenliğin haricinde bir sosyal politikamız olması gerekir.

Suça bulaşmış FETÖ, Adnan Oktar gibi kült yapılarla mücadele edeceksek, bir sosyal politikamızın olması gerekir. Kriminal suçlara bulaşmasa da bu potansiyeli taşıyan yapılarla mücadele edeceksek, bir sosyal politikamızın olması gerekir.

Aksi takdirde hem bu yapıları çözemezsiniz, hem geç kalırsınız, hem de binlerce insanın mağdur olmasına neden olursunuz.

Geçmiş hükümetlerde, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın politika ürettiğine şahit olmadık. İnşallah yeni devlet sisteminde toplumsal sorunlarımızla ilgili politikalar üretilir de, hepimiz bu mücadeleye destek veririz.

Yoksa kendini tekrar eden sorunlarla boğuşur dururuz.

yazının kaynağı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YORUMLAR

  • Mehmet

    19 Temmuz 2018 18:59
    0 0
    Güzel hususlara deyinmişsin de Bu ilahiyatçı mevzuna pek katılmıyorum Ülkemizdeki ilahiyatçıların çoğu bir din adamı vasfından ziyade devlet adamı havasında olduklarından çoğu ya mevki/makam korkusundan ya da (ilahiyatçıların en yaygın hastalığı olan ben en iyisini biliyorum havası yani) egolarından cemaateere karşı/düşman vaziyetinde. İlmi olup ameli olmayan bu adamları referans alırsak hapı yuttuk. Bu arada ilmiyle amil olanları hariç tutuyorum.
  • Osman Emral

    19 Temmuz 2018 16:29
    0 0
    Bu tarikat ve cemaatleri saymaya kalksam sayfam dolacak. Ancak Nakşibendiler, Nurcular, Süleymancılar ve alt kolları şu an devleti adım adım zehirli sarmaşık gibi sarmaktalar. Hain haindir,senini benimi olmaz. Yarın bunlar başımıza bela olunca sayın DEVLET BAŞKANI inanın sokağa çıkacak insan bulamaz. Çünkü bir defa kandırılmaya gaflet deriz de sonraki aptallık oluyor. Bilinsin istedim. Bir de anlamadığım, ALLAH' ın dini kime neden yetmiyor
  • Osman Emral

    19 Temmuz 2018 16:23
    0 0
    Sn Öztürk,söyledikleriniz tamamen doğru ancak eksik bence. Bir ülkede herhangi bir cemaate mensup kişi, şayet itaat anlamında devletin yöneticisi ve keza yasasını değil de kendi cemaat liderini önceliyorsa,ayrıca kıyısından köşesinden ticaret ve siyaset ile ilgileniyorsa, yarın başımıza yeni FETO lar musallat olacak demektir. Bu gün maalesef ülkemizde faaliyet gösteren bütün cemaat ve tarikatlar bu tür işlerle iç içedir.
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;