SİYASET

İsmail Kılıçarslan : Özgürlükçü Zuckerberg’in aşırı acıklı hikayesi

Tarih
23 Mart 2016
İzlenme
Kişi
Yazar
İsmail Kılıçarslan

Zuckerberg derken, şu bizim Mark Zuckerberg'i kastediyorum yahu. Hani şu yola çıktığı arkadaşlarını dakikasında satıp Facebook nam siteden 34 milyar dolarcık servet yapan asosyal Harvardlıyı…

Söz konusu 'özgürlük' olduğunda hiçbir mangalda hiçbir kül bırakmayan, Peygamberlere dil uzatmaktan Atatürk'e hakarete değin bir dünya şeyi uzunca süre 'özgürlük' kapsamında değerlendiren, IŞİD videolarını dahi uzun süre sisteminden özgürlük bahanesi ile kaldırtmayan Zuckerberg'in son numarası çok acayip.

Biraz uzun ve karışık bir hikâye, ama anlatmayı deneyeceğim.

Tanıyanlar bilecektir. Yeni Şafak internetin kaptanı Ersin Çelik, tam bir sosyal ağ canavarıdır. Meselenin ne olduğunu, nasıl olduğunu Türkiye'de iyi bilenlerdendir. yenisafak.com adresini 3 yılda Türkiye'nin en çok takip edilen gazete sayfalarından biri haline getirmeyi başarmıştır. Şu anda Türkiye'nin ilk yirmi sitesinden biri durumundadır gazetemizin internet sitesi.

Bu büyümede aslan payı da Yeni Şafak'ın sosyal ağ yönetiminde gizlidir. Sözgelimi üç yılda Facebook nam sosyal paylaşım sitesinde Yeni Şafak'ın Türkçe, Arapça, İngilizce ve spor hesaplarını 10 milyon takipçinin üzerine çıkarmayı başarmıştır. Hatta Facebook, Yeni Şafak'ın bu başarısını tebrik etmişler, böylesi bir sosyal ağ yönetimini takdirle karşıladıklarını söylemişlerdir.

Elbette bu büyümenin ekonomik bir tarafı da vardır. Söz konusu üç yılda Yeni Şafak'ın Facebook'a doğrudan ödediği para üç yüz bin liranın üzerindedir. Facebook'un takipçi üzerinden dolaylı kazanımlarını da hesaba katarsak Zuckerberg efendinin servetine servet kattığımızı da söyleyelim.

Bu süreçte Ersin Çelik'in her adımını Facebook'un yazılı ve yazılı olmayan kurallarına uygun olarak attığının en yakın şahitlerinden biriyim.

Siz 'iyi de birader, bunları bize niye anlatıyorsun' demeden ben meseleye geleyim. Efendim, Facebook nam sosyal paylaşım sitesi, geçtiğimiz salı gün hiçbir neden bildirmeden, hiçbir mazeret beyan etmeden
Yeni Şafak'ın tüm hesaplarını kapattı. 10 milyon takipçili devasa Yeni Şafak sayfasını dondurdu. Yeni Şafak, alenen, açıkça ve bahanesiz olarak sansürlendi anlayacağınız. Bu noktada 10 milyon takipçili, çok dilli bir medya hesabı havuzunun hangi önemli işlere yarayacağını uzun uzun anlatmama gerek yok sanırım.

Tabii ki Ersin Çelik ve diğer Yeni Şafak yetkilileri durumu derhal Facebook'un Türkiye temsilciliğine iletip itiraz ettiler. Alınan cevap çok komikti: 'Hesaplar arası birleştirme yapmışsınız.' Cevap komikti, çünkü bu birleştirmeler hem legal hem de Facebook'un onay vermeden gerçekleşemeyen birleştirmelerdi. Sistemin içinde, sistemin onayıyla gerçekleştirilmişlerdi. Diğer yandan, Türkiye'de hesaplar arası birleşme yapmayan büyük hesap neredeyse yok gibiydi. Eğer mesele buysa Türkiye'deki yüksek takipçili Facebook hesaplarının tamamının kapatılması gerekirdi.

Tabii ki mesele bu değildi. Mesele, Türkiye'nin en etkili haber alma platformlarından birinin sesini kesmek, onu alenen sansürlemekti.

Şimdi burada size bir isim vereyim. Türkiye'deki Facebook temsilcilerinin 'bizi de devre dışı bıraktı' dediği bu isim, Facebook'un Avrupa ve Ortadoğu Medya Sayfaları Sorumlusu Nick Wrenn. Peki bu Nick dayı bu göreve gelmeden hemen önce hangi medya kuruluşunda çalışıyormuş? Bildiniz: CNN

Hadi bir kez daha şu meşhur 'peki' kalıbına başvuralım. Peki, Yeni Şafak'ın sayfaları kapatılır kapatılmaz sosyal medyada 'bu bizim başarımız, bunu biz yaptık' diye övünenler kimler? Bildiniz: PKK destekçisi büyük hesaplar.

Dönelim yine Zuckerberg efendiye. Yeni Şafak'a uygulanan bu sansür, bir kez daha önemli bir gerçeği ortaya koydu bana kalırsa: Küresel ölçekte elinde bulundurduğu kültürel iktidarı 'şer işlerde' kullanmakta hiç tereddüt etmeyen Mark, belli ki 'hatırını gözettiği' arkadaşlarını yine kıramamış. Bu hatırını gözettiği arkadaşları kim mi? Bilmem, onu da siz tahmin ediverin bir zahmet.

Burada Yeni Şafak'ın aziz okurlarına da bir sorumluluk düştüğünü hatırlatmak isterim. Gazetemize uygulanan bu akıl dışı, bu ahlaksız sansürü her platformda dile getirmelisiniz. Getirmelisiniz ki düşmanların gözü dostlarımızın kararlılığı ile korksun.

Ne diyordu Eduardo Saverin: 'Şimdi sen bunları anlattın ya hacı abi. Türkiye'de 'basın özgürlüğü' diye inleyen bir takım ibişler ellerini ovuşturmuştur emin ol. Onların özgürlük derken ne kastettiklerini en iyi ben bilirim. Bana da kazığını yediğim Zuckerberg öğretmişti bu işleri zira.'

Yenişafak
23 Mart 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;