SİYASET

İsmail Kılıçarslan : Gelenekli cemaatler ve modern cultlar

Tarih
07 Ağustos 2016
İzlenme
Kişi
Yazar
İsmail Kılıçarslan

Sümüklü vaizin memlekete yaptığı büyük kötülüklerden biri de insanların zihninde ciddi bir kavram karmaşasına sebebiyet vermesi oldu. Adı 'cemaat' olan her yapıya, her topluluğa kuşkuyla bakılıyor 15 Temmuz'dan beri. Tabii bunda 'meydanı boş bulmuşken rakip gördüğü cemaati derdest etmek isteyen' bazılarının da payı yok değil.

Bu köşenin sıkı takipçileri hatırlayacaktır. 17/25 Aralık sürecinden sonra bu sümüklü vaizin kurduğu yapının bir 'cemaat' değil, new age dini akımlara dâhil edebileceğimiz bir modern cult olduğuna dair birkaç yazı yazmıştım.

Ne demek modern cult? Bağlılarına 'seçilmişlik' ve 'kurtulmuşluk' vadeden; dahası kendilerine bağlı olmayan herkesi 'ziyanda', 'yanılmış', 'cehennemlik' gören bir insan topluluğu demek. Bir 'lider'in, 'asıl seçilmiş'in, 'mesih'in ya da 'mehdi'nin tüm bağlıları yönetmesiyle oluşan insan kümesi demek. Ve tabii en önemlisi içeriğini tam manasıyla çok az bağlının bildiği 'yüce amaç' için hareket etmek demek.

Bakmayın siz bu sümüklü vaizin bağlılarının kendilerine 'cemaat' demelerine. Kanaatim odur ki Fethullahçılık denilen herze; bir takım istihbarat servislerinin 'vakti gelince kullanırız' diyerek palazlandırdığı tipik bir modern culttır. Vakti gelmiştir ve kullanılmaktadırlar da nitekim. Soru şu: Sağlıklı bir insan teki nasıl olur da böylesi sapkın, böylesi aşağılık bir organizasyonun parçası olmaya devam edebilir? Burada meselenin bam telini 'seçilmişlik ve kurtulmuşluk' havuçlarının yanı sıra 'kuşatılmışlık' havucunda da aramak lazım gelir. Bir modern cultta bireyin 'kendine ait bir hayatı' yoktur. Onun 'değersiz hayatı' yüce amaç için ortaya konulmuş 'büyük hayat'ın bir parçasıdır sadece. Böylece başlayan kuşatma, bireyin ilgili cult olmadan kendi hayatını devam ettiremeyeceği bir düzleme ilerler. Kariyerini, eşini, ekonomik durumunu, dostlarını, gündelik yaşam pratiğini ilgili cult belirledikten sonra oradan çıkış çok ama çok zordur.

Türkiye'de en büyüğü Fethullahçılık olan irili ufaklı onlarca modern cultın yaşamaya devam ettiğini izaha bilmem gerek var mı? 'İspiritizmacı' cultlardan sokakta Mevlana öğretisi falan diye broşür dağıtanlarına, Atatürk'ü 'asıl seçilmiş' sayanından bağlılarına çorap sattıran çakma mehdilere değin geniş bir liste var elimizde.

Türkiye'deki dini cemaatlerin Fethullahçılık isimli bu modern cultla karıştırılması en hafif tabirle adaletsizliktir. Hele hele 'gelenekli cemaatler' ile Fethullahçılık'ın yapılanma, modelleme olarak aynı görülmesi ise tam bir akıl tutulmasıdır.

Gelenekli cemaatler, yani ilsile-i meratıb üzere hizmette daim olan tarikatlar yüzyıllar boyunca kendi gündemleri üzere olmuş, kendi yollarını devam ettirmiş, şeyhinden bağımsız olarak da yürüyeceği yol belli olan yapılardır. Devletle 'itaat ve menfaat' ya da 'uzaklık' ilişkisi kurmanın dışında bir ilişki kurmayı reddeder pek çoğu. Hükümet etme ve benzeri iktidar meselelerinde en fazla 'destekleyici-katılımcı' düzeyinde kalırlar.

Sözgelimi Menzil cemaatinin 'yeni paralel yapı' olabileceğine dair cümleler uçuşuyor sosyal medyada. Meseleye birazcık kafa yormuş, bu yapıları birazcık tanıyan herkes, sadece Menzil cemaatinin değil, Türkiye'deki hiçbir gelenekli cemaatin 'devlete paralel' bir yapı oluşturma kabiliyetlerinin olmadığını bilir. Zira bu cemaatler insanlarla 'şeyh-mürid' ilişkisi kurarlar, 'lider-inanmış' ilişkisi değil. Her ne kadar artık daha örgütlü yapılarmış havası estirseler de aslında müridanla ilişkileri 'son derece sivil ve gevşek'tir. Misal bugün herhangi bir gelenekli cemaatin dergâhına gidebilir, kendinizi bir şeyh efendinin 'müridi' olarak bulabilirsiniz. Böylesi 'gevşek ve sivil organizasyonlar'dan paralel yapı çıkmasının ne imkanı vardır ne de ihtimali.

Bir de tabii modern dini cemaatler var değil mi? Dini hayatın/hizmetin o ya da bu oranda devam etmesini sağlamak için genellikle tek bir ismin etrafında toplanılan; vakıf, dernek v.b. yapılarla varlıklarını sürdüren, kendilerini 'tarikat' olarak isimlendiremeyeceğimiz yapılardır bunlar. Bu yapıları iyi tanıyan biri olarak net ifade edeyim. Bu modern dini cemaatlerin de 'devleti ele geçirmek' gibi bir ajandaları yoktur. Kimisinin Kur'an'ı, kimisinin Sünniliği, kimisinin hadisleri 'savunmak' gibi son derece önemli(!) ve ilginç misyonları; bir de birbirlerini sıkça tekfir etmek gibi kötü alışkanlıkları vardır, o kadar. Fakat şu kadarını da söylememe izin verin. Söz konusu her türden iktidar olduğunda modern dini cemaatlerin gelenekli cemaatlere göre daha iştahlı olduğu da sır değildir. Hem devletle kurmak istedikleri ilişki üzerinden böyledir bu, hem de bağlılar/talebeler üzerinden… Bu yanıyla örgütlülük meselesine daha çok kafa yorduklarını da, bağlılarını 'bağlı' hale getirmek için ekstra çaba sarf ettiklerini de ifade etmek gerekir. Ancak bu çaba, kendi mikro iktidar alanları üzerinden ilerler hep, daha fazlası değil.

Neticede, Türkiye'de Fethullahçılık denilen sümüklü modern cultın yaptığını yapmak isteyen, bunu göze almak isteyen, o çapta bir organizasyon kurmak isteyen ne gelenekli ne de modern dini cemaat yoktur. Dolayısıyla, hazır fırsatı bulmuşken aradan karşı olduğu cemaatleri de çıkarmak isteyen insanları insafa davet etmekten gayrısı gelmez elimizden.

Ne diyordu Fuller: 'İnsaf iyidir hacı hafız. İnsaf iyidir. Bakarsın Mümtazer Türköne'ye bile lazım olur yeğenim.'

Yenişafak
6 Ağustos 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;