Sesli Makale

Bakmayın, onlarca yıl içeride "şöyle güçlüyüz, böyle büyüğüz, aslında bağımsızız" nutukları atılmasına...
Gerçeklerle uyuşan tek bir yanı yoktu bu iddianın.
Bütün uluslararası gelişmelerde "munis ülkeler" safında yerimizi alıveriyorduk.
Uluslararası dengelerin uyumlu (!) ülkesiydik.
Çünkü dünya egemenleri böyle olmamızı istiyordu.

***

Adaların bize bırakılması mı söz konusu?
"Ne olur ne olmaz, şimdi başımıza iş almayalım" diyen bir dış politika sürdürüyorduk.
Cezayir, Fransız sömürgeciliğine baş mı kaldırmış?
Bize düşen çekimser kalmak, hatta başımızı öte yana çevirmekti.
Kıbrıs'ta olanlara "artık yeter!" mi dedik...
Hemen ABD Başkanı mektubu dayıyordu.
Harekete mi geçtik?
Savaş uçağımıza lastik ve yakıt bulamayacağımız hatırlatılıyordu...

***

Bu liste uzar gider.
Tabii şunu da not etmek gerek...
"İçimizdeki ecnebiler" bu durumdan kazanç çıkardılar, "ev zencisi" olmanın hazlarını tanıdılar, sevdiler
Dünyaya biraz diklensek...
Her fırsatta yalnız bırakılacağımızı hatırlattılar;
"yalnız ve güzel ülkemiz" diye gözyaşı döküp başlarını onların kucağına yasladılar.

***

"Değerli yalnızlık" deyimini hafife alanlar nereden bilecekler ki...
Global sistem Türklerin başını dik tutmasından, ittifaklar yoluyla güç kazanmasından ürker.
Buna ancak mecbur kalırsa, kabullenir.
Üstelik kendi değerini bilmeyenin değerini başkaları bilir mi hiç?
Bizi bağırlarına bastıkları dönemde bile vizelerle itip kakmalarının sebebi ne sanıyorsunuz?
Terörden canımız yandığında Avrupa'nın kafasını çevirip bakmadığı gibi bir de teröre destek çıktığını bilmeyenimiz var mı?

***

Türkiye'nin kuşatıldığı doğru...
Ama gücünü ve bağımsızlık iradesini fark ettikleri için kuşatıyorlar.
Türkiye de her cephede onları kuşatıyor.
Merkel üç gün önce işareti çaktı bile; "Türkiye ile AB olarak yeniden görüşmek istiyoruz" deyiverdi.
Yani o dönem kapanıyor.