Tamam...
Günlük patırtıların kafa karıştırmaktan öteye gitmediği aşamaya geldik...
Siyaseti yapay aktörler açısından tartışıp durmanın ne kadar anlamsızlaştığını şimdi görmeyeceksek, ne zaman göreceğiz?
Şunu bilelim...
Yalnız bizde değil...
Her yerde Özgür Özel'ler, Kılıçdaroğlu'lar var.
Koskoca bir devletin Cumhurbaşkanı Macron'la şu saydığım isimleri yan yana getirip bir bakın!
Benzerliklerinin arkasındaki "boşluğu" göreceksiniz.
Bu aktörlerin arkasına bakmaya; meselelerin daha ağır yanlarına odaklanmaya mecburuz.
***
Pandemiyi sadece sağlık meselesi sanmak ne büyük bir yanılgı!
Oysa şiddetli bir yıkım, derin bir dönüşümün aracı bu salgın.
Düşünün...
Geçen yüzyıldan beri şekli şemali oturmuş siyaseti tarih sahnesinden silip süpürmek üzere...
Ne demek istiyorum, açayım...
Modern siyasetin merkezi kolektif tercihlerle ferdi özgürlükler arasında dengedir.
Lakin, özgürlükleri kolektif tercihle takas etmeye başladığınızda iş değişir.
Hani Thomas Hobbes'un 17. yüzyılda sözünü ettiği "mutlakiyetçi pazarlık" alanına girmiş olursunuz.
Kolektif güvenlik karşılığında fertlerin değeri kalmaz.
Yaşam ve ölüm iradesi artık bütünüyle kolektif tercih ve iradenin elindedir.
Hobbes'un çağında bu itaatle mümkündü.
Şimdi pandemi bunu ikna yoluyla mümkün kılıyor.
Dünya şimdi bu eşikte salınıyor.
***
Hiç yorum yapılmamış
1978 kez izlendi
2111 kez izlendi
985 kez izlendi
1302 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.