İşe bakın...
Tam bir süre daha aslında hukuku en üstte tutuyormuş, hukuk ahlakını ve demokrasiyi savunuyormuş havasını atmaya hazırlanıyorlarken...
Ağızlarındaki baklaları birer birer çıkartmak zorunda kaldılar.
Artık hangi belagat bu berbat manzaranın üstünü örtebilir ki?..
Söyleyin bana...
Bir yargı kararını "mazereti ve gerekçesini" umursamadan eleştirmenin neresi etik, neresi hukuk, neresi demokrasi savunmasıdır?
Bütün bunların en nihayetinde "yüksek yargı bizim/benim onaylamadığım kararları alamaz" manasına geldiğini sokakta top oynayan çocuklar bile anlar.
Ya 2007'de Anayasa Mahkemesi'nin "367 Kararı"yla YSK'nın İBB seçiminin tekrarına karar verişi arasında bağlantı kurmaya ne demeli?
Bu tutum hukukun savunulmasından ziyade yeni siyaset yolları için hayal gücünün zorlanması anlamına gelmiyor mu?
***
Bir de "TV'de gördün mü, Ersan Şen hoca karara nasıl sinirlendi?" diyenler var.
Onlara "şu hocanın bu hocanın öfkesinden bize ne, biz de sandıktaki oylarımızın çalınmasına sinirleniyoruz" dediğinizde, susup oturuyorlar.
Uyanıklara gelince...
Hani "bir zarfta dört oy var, neden biri için tekrar seçim yapılıyor, ötekiler kabul ediliyor?" türünden tilkiliklerle etrafını kafa kola almaya çalışanları kastediyorum...
Onlar gerçeği bal gibi biliyorlar...
Sahtekarlığın zarfın içinde değil, birleştirme tutanaklarında yapıldığını; sandık kurullarının yasalara aykırı biçimde oluşturulduğunu biliyorlar.
Hop oturup hop kalkmaları ve durmadan gürültü çıkarmaları bu gerçeği kamuoyundan saklamak için...
***
YORUMLAR
1974 kez izlendi
2108 kez izlendi
984 kez izlendi
1301 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.