Sesli Makale

Mindere çıkacak rakipler bir bir belirleniyor. Yerel seçimlere geri sayım sürüyor. CHP/İP-HDP ittifakı İstanbul için Ekrem İmamoğlu’nu, Ankara için Mansur Yavaş’ı büyükşehir belediye başkan adayı yaptı.

Görünürde Cumhuriyeti Halk Partisi ile İyi Parti’nin geliştirdiği bir ittifak var. 24 Haziran seçimlerinde kurulan “Millet İttifakı”ndan biraz farklı. Örneğin Saadet Partisi bu kez yok. Yine diğer küçük partiler de…

Bu kez sözüm ona sadece 2 parti bu ittifakta. Ancak 24 Haziran seçimleri sürecinde “Milet İttifakı”nın desteği ile Meclis’te yer bulan… Daha da açalım… CHP’nin “Her evden bir oy da HDP’ye” söylemine, “Kürt siyasal hareketinin temsilcisi HDP’dir” cümlesini eklemlendiren Meral Akşener, “Terörle arasına mesafe koyamayan” HDP’yi Meclis’e taşımıştı.

Yani “Millet İttifakı”nın zımni ortağı HDP’ydi. Bugün de CHP ve İP’in kurduğu ittifakın 3’ncü ortağı yine HDP.

Zira HDP sözcülerinin, “CHP’nin adaylarını destekleyeceğiz” açıklaması ortadadır. Kandil kaçkınlarının Kılıçdaroğlu ve Akşener’i son bir kez bir araya getirmek için sınır ötesinden ses vermesi ortadadır.

Buraya kadar anlamadığımız bir şey yok.

Ha bir de 11’nci Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’ün 24 Haziran seçimlerinde “Anlaşamadılar o yüzden aday değilim” diyerek geri çekildiği günlerde o ittifaka verdiği desteği hatırlıyorum.

Buraya kadar hepsi aleni, görünür, şahit olduklarımız.

Fakat, acaba hangi motivasyon “milliyetçi muhafazakar” olduğunu söyleyen İP seçmeni ile Marksist Leninist bir terör örgütünün uzantısı partinin sempatizanını sandıkta aynı refleksi göstermeye itecek?

Yine hangi motivasyon, laik Kemalist bir CHP seçmeni ile HDP seçmenini sandıkta aynı kişiye oy vermeye sevk edecek?

Yaşadığı şehirde, ilçede, mahallede daha iyi belediye hizmeti alacağı gerekçesi mi?

Ya da ideolojik tercihleri mi?

Hiçbiri!

Tek bir motivasyonları var. “Erdoğan’a bir çentik atmak.” Başka da bir şey değil!

Bir de bugünlerde Kılıçdaroğlu’na “Akşener ile görüşün, HDP’yi dışlamayın” nasihatında bulunan Sayın Abdullah Gül’ün tutumu var ki dikkate değer! (Star’dan Yahya Bostan’ın iddiası bugüne kadar yalanlanmamıştır.)

Hani bu yerel seçimdi? Hani bu “Hizmet yarışı”ydı?

Muhalefetin tek bir motivasyonu var, “Erdoğan’a bir çizik atmak!” Başkaca bir hesapları yok. Onlara akıl verenlerin de tek bir hesabı var o da aynı.

Mansur Yavaş’ın orijini belli, maksadı da..! “Rozetsizlik”le başlamıştı söze.

İmamoğlu’nun orijini de belli, maksadı da..! “Hayırlı cumalar”la muhafazakarlara göz kırmayla başlayacak, gerisini merakla bekleyeceğiz.

İyi de muhafazakarların oylarına talip olan CHP ile İP’in HDP’lileri kendi adaylarına yönlendirmesi nasıl mümkün olacak?

Burada sanırım “emir demiri keser” kuralına güveniyorlar.

HDP’nin seçmenini nasıl yönlendirdiğini daha önceki seçimlerde gördük. Özellikle doğu ve güneydoğuda blok halinde hangi bölgede ne kadar oy gerekiyorsa tam da o kadar oy oranında partilerine destek verdi HDP seçmeni birçok kez(!)

(İşin gerçeği HDP seçmeninin yerine sandıklara oy pusulalarını dolduran militanların hesap kitap işiydi hepsi de.)

Bu kez de Kandil’den gelen emiri harfiyen uygulayacakları hesaplanıyor!

Oysa bu kez silahların gölgesinde seçime gidilmiyor. HDP’nin sosyolojisi bu kez daha heterojen.

PKK terör örgütünün hem doğu ve güneydoğuda hem batıda etkisi kırıldı, kırılıyor.

O halde, HDP’lilerin blok oyunu alarak seçimde ipi göğüsleyeceğini hesap eden CHP’nin ve İP’in adayları bu hesabı bir kez daha düşünmeli.

Yerel seçimler öncesi mindere çıkacak adaylar belli oluyor. Fakat, minderde kim hangi taktikle oyun kuracak bunu da önümüzdeki günlerde göreceğiz.

Bir de minderin kenarında bekleyenler var ki onlar için tek bir hesap var “Erdoğan’a çizik atmak!”

Gerisi mi? Umurlarında değil.

İzliyoruz…

yazının kaynağı