GÜNCEL

Hacı Yakışıklı : Medyanın baronları ve pusudakiler

Tarih
30 Kasım 2014
İzlenme
Kişi
Yazar
Hacı Yakışıklı

30 Kasım 2014

Bol paralı adamların kendilerini savunacak bir düzine avukat tutma kudretleri vardır. Bunu geçtik! Sermaye düşmanı değiliz, elimiz hiçbir zaman hiçbir tetiği tutmadı. Ama tetiğin ne demek olduğunu, masum insanların vicdanına kör tutanaklar sıkanlar bize çok iyi gösterdi. Yine de gez-göz-arpacık düzlemine teğet bile geçmedik. Derdimizi seviyoruz ve derdimiz inançlara vurulan prangaları “hasretle eskitmek” değil, kırıp atmak!

Star ve Akşam gazetelerinin yönetici kadrosundan üç isim görevlerinden ayrıldı veya ayrılmaları istendi. Mustafa Karaalioğlu, Yusuf Ziya Cömert, Mehmet Ocaktan! Bazıları bu isimler etrafında dönüyor, lakin dünya bizim coğrafyamızda dönerken planları içimizdeki İrlandalılara yaptırıyor!

Çabuk unutuyoruz! 28 Şubat medyasını ve bu medyanın “411 el kaosa kalktı” manşetlerini çabuk unutuyoruz! Müslümanlar bunların eliyle kıyıma tabi tutulurken akıtılan gözyaşları dere olup çağlıyordu. Karanfiller ağlıyor, “Ağlama Karanfil” şarkıları yazılıyor, ocaklar sönüyor, İslam imajı “Vurun Kahpeye” filminin efektleri altında kapkara zindanlara hapsediliyordu.

28 Şubat’ın medya ayağı henüz hiç sorgulanmamışken, bir şekilde anlaşmalı olarak görevinden ayrılan isimlere odaklanmak bize zaman kaybettirir. Çarka bakmak lazım azizim, dişlilere değil!

28 Şubatçı medya ara verdiği manevi katliamlarına geri dönmek için pusuya yatmış bekliyor. Her şey bitti, ortalık süt liman mı zannediyorsunuz? Paralel yapılanma bitince ülke tamamıyla kurtulacak mı zannediyorsunuz? Böyle düşünüyorsanız düşmanı sevindirirsiniz, çünkü onlar böyle düşünmüyor! Medyanın baronları hâlâ tahtlarında, ama sessizler!

Son 12 yılda birçok kralın çıplak bedeni ortaya döküldü. Yıkılan tabulardan titanların tabutları fışkırıyor! Bu tabutları taşıyan onların varisleridir ve bir köşede diş bilemektedirler. Hiç kimse cellâdına ağıt yakmazken gelinen son noktada müslümanın tüm dikkatini kan akan coğrafyaya vermesi en önemli vazifedir. Vazifeye atılmak için birilerinin bize hitabette bulunması gerekmiyor. 

Yaratılanı yaratandan ötürü seviyor olsak da aciz kullara ve metaya tapacak da değiliz!

Sivil hayatta “paralellik” berekettir, fakat devlet kendisiyle aynı hizada durmaya çalışan putları sevmez! Bu put; medya sermaye veya örgüt olarak hep bir yerlerde durdu. Onların kim olduğu değil, bizim onların karşısında nasıl durduğumuz önemli!

Dünyanın kendisi bile başlı başına araçken, devlet bizim için amaç olamaz! Kutsallarımızı koruyan, dünyaya kan nehirleri değil, huzur yağmurları yağdıran bir rahmet aracı olabilir. Ey ideolojileri ve kulları kendine Zeus edinenler; bu huzurun içinde siz de yaşayacaksınız. Çünkü Allah, güneşin her bir zerresini zalime de âlime de lütfediyor ve bize bunu engelleme hakkı vermiyor.

Kısır tartışmalardan sıyrılın. Zenginleştikçe, fakir fukarayı unutanların ve toplumu terk edenlerin haline düşmeyin. 28 Şubatçılar ve 12 Eylülcüler, Şalcı Bacı’yı ve Menderes’i asanlar pusuda bekliyor! Toplum ve kavimler olarak birbirimize sahip çıkmayı bırakırsak karanfiller yine ağlar.

Mahkeme kadıya mülk değil, hiçbir iktidar sonsuz değil; bizim biricik Osmanlımız yıkıldı! Bugün yeniden dirilmek istiyorsak düşmanlarımızın saklandıkları delikleri iyi bilmek zorundayız. Muktedirlere, amirlere, baronlara değil hakikate sarılmalı! İslam ahlakının savaş hukukunu bildiğimiz kadar barış hukukunu da iyi bilmek zorundayız. Siyasi partilerin, şahısların, kurumların ipine değil, Allah’ın ipine sarılıp bu parti ve kurumları böyle şekillendirmeliyiz.

Allah’ın Yunus Sûresi’nde bize buyurduğu sözlerle bitirelim: “Sizi karada ve denizde gezdirip dolaştıran O’dur. Hatta gemilerde bulunduğunuz ve o gemiler içindekilerle beraber hoş bir esinti ile akıp gittikleri sırada o gemilere şiddetli bir fırtına gelir. Ve her taraftan onlara dalgalar gelmeye başlar. Bütünüyle kuşatılıp artık bittiklerini sanırlar. İşte o vakit tam ihlâs ile Allah’a yalvarır ve dindar olurlar. ‘Eğer bizi buradan kurtarırsan andolsun ki şükredenlerden olacağız’ derler. Sonra Allah onları kurtarır ve kurtulur kurtulmaz da yeryüzünde taşkınlıklara başlarlar. Ey insanlar taşkınlığınız sırf kendi zararınızadır. Şu değersiz dünya hayatının bir süre tadını çıkarınız, sonra nasıl olsa dönüp bize geleceksiniz. Biz de bütün yaptıklarınızı tek tek size haber vereceğiz.”

YeniAkit

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;